Aşılar en etkin korunma yöntemidir
Salgının başlarında seyahatin tehlikeleri konusunda çeşitli uyarılarda bulunulmuş, hatta ciddi kısıtlamalar ve önlemler alınması gerekmişti. Günümüzde aşılarını yaptırmış olan kişilerin gerekli önlemleri alması koşuluyla güvenli bir şekilde seyahat edebileceklerini söylüyoruz. Bununla birlikte, henüz aşılanmamış bireylerin zorunlu olmayan seyahatlere gitmemelerini öneririz. Çocuklar da henüz aşılanmadıkları için, seyahat ve tatillerin çocuklar için hala riskli olabileceği göz ardı edilmemelidir.
Çocuklarda COVID-19 enfeksiyon vakalarının çoğu hafif olsa da bazıları ağır hastalanır. Tüm dünyada binlerce çocuk COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırıldı ve hatta yüzlercesi ne yazık ki kaybedildi. Ayrıca Çocuklarda Multisistem İnflamatuvar Sendromu (MIS-C) bu pandemi sırasında çocuklara özgü ve oldukça ciddi olabilen bir durum olduğunu hatırlatmak isterim.
Seyahat etmeye karar verirseniz
Tüm tatiller veya seyahatler aynı riski taşımaz. Örneğin, tatile giderken özel aracınızla seyahat etmek, uçak veya toplu taşıma araçları ile gitmekten; küçük ve göreceli olarak daha sakin bir mekanda tatil yapmak büyük bir otelin kalabalık bir plajında olmaktan çok daha güvenlidir. Ayrıca, seyahat ve tatil yaparken kalabalık bir aile ve arkadaş gurubu yerine çekirdek aile olarak plan yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Ne kadar çok temas olursa, risk o kadar yüksek olacaktır.
Seyahat risklerini azaltmak için;
Son söz
Elbette çocuk doktorunuz, çocuğunuza ne zaman, nerede, hangi amaçla ve hangi testi yaptıracağınız konusunda yardımcı olacaktır. Bu yazı genel bir bilgilendirme amaçlıdır.
Hangi çocuklara test yapılmalı?
• Covid lehine bulguları olup doktor muayenesi sonrası teste gereksinim duyulanlar,
• Covid hastasıyla teması olup her türlü belirti ve bulgusu olanlar,
• Okula giden veya toplu halde spor eğitimi alan belirtisi olan çocuklar,
• Ameliyat veya tıbbi tedavi için hastaneye yatanlar,
Teknolojinin ve dijital dünyanın etrafımızı büyük bir hızla sardığı, hatta kimilerimizi teslim almayı başardığı bir çağın içinden geçiyoruz. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte alışkanlıklarımızın ve günlük yaşamlarımızın çok büyük bir kısmı da değişti, gözümüzü ve dikkatimizi ekranlardan ayırmak ve yüz yüze iletişim kurabilmek gittikçe zorlaştı. Günlük rutinimizin vazgeçilemez bir alışkanlığına dönüştü. Özellikle akıllı telefonları elimizden düşmüyor, yolda, evde, işte akıllı telefonlarımıza yapışık yaşıyor, doğadan ve gerçek dünyadan uzaklaşarak sanal dünyanın içinde kaybolur hale geliyoruz.
Dijital dünya, çocuk ve ergenleri çok daha fazla etkiler durumdadır. Henüz gelişim süreci çok hızlı devam eden bu yaş gruplarında, psikolojik travma, olumsuz kimlik gelişimi, kişilik bozuklukları, yalnızlaşma, yabancılaşma ve toplumsal olaylara karşı duyarsızlaşma gibi davranış sorunları çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir.
Dijital dünyanın yoğun kullanımı:
1.Gerçekleri hatırlamayı zorlaştırır.
2.Daha yalnız ve kıskanç hissedilmesini tetikler.
3.Bazı gençlerde intihar riskini artırabilir.
4.Empati kabiliyetine zarar verir.
5.Kronik uykusuzluğa neden olabilir.
Elektromanyetik alan, elektrik yükü olan parçacıkların çevrelerinde yarattıkları ve diğer yüklü parçacıklar üzerinde kuvvet uygulayan bir etkidir. Bu kuvvet çekme itme veya aradaki doğruya dik yönde olabilir. Elektrik akımı yalıtkan nitelikli küçük bir engelle karşılaştığında (bina, ağaç vb.) elektrik alanı engellenirken, manyetik alanlarda bu durum söz konusu değildir.
Elektromanyetik alan oluşturan başlıca araçlar; yüksek gerilim hatları, baz istasyonları, cep telefonları, trenler, evin elektrik tesisatı (kablo sistemi), evde ve işte kullanılan elektrikli araç gereçler (fotokopi makinaları, mikrodalga fırınlar, saç kurutma makinaları vb.).
Bir yıldan uzun süredir uzaktan eğitim gören ve kısıtlı saatlerde dışarı çıkabilen 18 yaşından küçük milyonlarca çocukta, uzun süre elektromanyetik kirliliğe maruz kalmalarına bağlı son dönemde yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu, tepki ve sinirlilik hali oluştuğu gözlenmektedir. Elektromanyetik alan maruziyetinde alınan doz miktarı (yani şiddet), maruz kalma süresi ve yayınımın şekli bu zararın derecesini belirler.
Elektromanyetik alanla ilişkili olası başlıca şikayetler (elektromanyetik aşırı duyarlılık); baş ağrısı, yorgunluk, uyku bozuklukları, unutkanlık, baş dönmesi, işitme kaybı, bulantı hissi, görme bulanıklığı ve karamsarlıktır.
Çocuk ve gebeler elektromanyetik alandan en fazla etkilenen gruplardır. Erken yaştan itibaren maruz kalma birikimsel etki ile daha fazla soruna yol açar. Ayrıca, çocukların kafatası kemiklerinde kalınlaşmanın yeterli olmaması, beyin gelişiminin devam etmesi onların daha çok etkilenmesine neden olur. Gebelerde ise anne karnındaki bebeğin çok hızlı büyümesi nedeniyle etkilenme daha yüksek risk taşımaktadır.
Çocukların korunması için önerilerimiz:
Elektromanyetik etkilenmenin, başta kanser olmak üzere uzun dönem etkilerini önümüzdeki yıllarda daha net göreceğiz.
Bebeğinizin iştahsız olmasını engellemek için;
1. Yemek saatini bebeğinizin uyku saatine göre ayarlayın1. Yemek saatini bebeğinizin uyku saatine göre ayarlayın
2. Uykunun hemen ardından bebeğinizi yemek yemeye zorlamayın
3. Yemekten önce oyun oynayın
4. Öğünleri belirli bir sırayla ve belirli bir düzende verin
5. Bebeğinizi sağlıksız gıdalardan uzak tutun
6. Yemekten önce şeker, çikolata, gazlı içecekler vermeyin
7. Yemek yedirmek için ısrar etmeyin
Obezite neden olur?
Temelde obezitenin iki türü vardır: İlki, yanlış beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzından kaynaklanan basit obezite. İkincisi, endokrin ve genetik bozukluklardan kaynaklanan obezite. Çocukların yüzde 95’inde, alınan kalori ile harcanan kalori arasındaki enerji dengesizliği nedeniyle oluşan basit obezitedir.
Vücudumuz yürüme, koşma, konuşma, sindirim, solunum ve vücut ısısını koruma gibi günlük etkinlikleri yapabilmek için enerji harcar. Ayrıca çocukların büyümek için enerjiye ihtiyaçları vardır. Tüm bu enerji yediğimiz besinlerden elde edilir. Alınan enerji (kalori), harcanandan fazla olduğunda vücutta yağ kitlesi olarak depolanır. Vücuda fazladan alınan her 7000 kalori yaklaşık 1 kilo yağ olarak depolanır. Ebeveynlerin beslenme konusundaki yanlış tutum ve davranışları ile çocukların hareketsiz yaşamaları basit obezitenin en önemli nedenleridir. Çocukların gün boyu okulda olmaları, okul dışı zamanlarda çoğunlukla evde dört duvar arasında olup bilgisayar başında oturarak sürekli bir şeyler atıştırmaları obezitenin giderek yaygınlaşmasına neden olmaktadır.
Obezitenin yol açtığı sağlık sorunları
Çocukluktan itibaren başlayan şişmanlık, erken erişkinlik döneminde başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere pek çok hastalığın gelişmesine neden olur. Bunun sonucunda çocukluk obezitesinin yaşam süresini 15-20 yıl kısalttığı tahmin edilmektedir. Obezitenin oluşturduğu hastalıklar:
Çocuklarda obezitenin önlenmesi ve tedavisi
Altta yatan endokrin (hormonal) veya metabolik bir neden varsa araştırılmalı ve tedavi edilmelidir.
Yanlış beslenme alışkanlığı ve hareket azlığına bağlı basit şişmanlığı olan çocuklarda, öncelikle deneyimli bir diyetisyenden destek alınarak beslenmesi düzenlenmelidir. Büyüme ve gelişme çağında olmaları nedeniyle, büyümeleri etkilenmeyecek tarzda doğru diyet tedavisi uygulanmalıdır. Erişkinlerdeki diyet modelleri, dolayısıyla kalori alımının aşırı kısıtlanması çocuklukta uygun değildir ve çocuğun büyümesini bozar. Beslenme planının mutlaka uzman hekim gözetiminde çocuğun yaş ve cinsiyetine uygun tarzda olması ve çocuğun büyüme ve gelişmesinin düzenli olarak izlenmesi önem taşır.
Okul çağındaki çocukların yaklaşık %20’sinde idrar problemleri görülebilmektedir. Bunlar, genellikle idrar kaçırma, sık veya seyrek idrara çıkma, aniden idrara sıkışma ve idrarda yanma gibi belirtilerle ortaya çıkar. Çoğu zaman basit önlemlerle bu durumun önüne geçilebilse de yaşanan sorunlar ertelenerek dikkate alınmadığında, çocuk üzerinde oluşan sosyal baskı, arkadaş ilişkilerini ve okul başarısını olumsuz etkilemektedir.
Sağlıklı mesane (idrar torbası) nasıl çalışır?
Mesanenin çalışması veya işeme fonksiyonu karmaşık bir işlem olmasına karşın sağlıklı çalışan bir mesaneye sahip kişilerde özel çaba gerektiren bir işlem değildir. Mesane dolma fazında bir depo, boşaltma fazında bir pompa gibi çalışır. Mesanenin boşalmasını sağlayan mesane duvarı düz kasları (detrusor kası) ile mesanenin dolumu safhasında idrar kaçırmayı önleyen idrar kanalını kapatıcı kasların (iç ve dış sfinkterler ve pelvik taban kasları) uyumlu bir şekilde çalışması gerekir. İşeme fonksiyonunun gerçekleşebilmesi için mesanenin belirli bir dolgunluğa ulaşması gereklidir. Mesanenin boşaltım işlemi; mesane sinirleri, omurilik ve beyin sapı arasındaki mükemmel işleyen elektrik sinyalleri ile gerçekleşir. Mesane dolgunluğa ulaştığında, mesane sinirleri omurilik üzerinden beynimize sinyal gönderir. Ortam idrar yapılması için uygun ise, beyin omurilik üzerinden mesaneye sinyal gönderir, mesane kası kasılarak mesane içi basınç artar ve mesane çıkışındaki sfinkter gevşeyerek idrarın dışarı çıkışı sağlanır.
İşeme disfonksiyonu (fonksiyon bozukluğu) nedir?
Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki bozuklukları ifade eder. İdrar kesesi tamamen dolduğunda, normalde mesane tabanındaki sfinkter ve pelvik taban kaslarının gevşemesi gerekirken normal dışı kasılması sonucu mesane dinamiğini bozarak aralıklarla işeme ve işeme sonrası mesaneyi tam boşaltamamasına İşeme Disfonksiyonu denilir. Bu çocuklar, işeme esnasında gevşek olması gereken pelvik taban kaslarında ve sfinkterde oluşan direnci yenmek için karın ön duvarı kaslarını kullanarak mesaneyi boşaltmaya çalışır. Dolayısıyla idrar akım hızı artar ve mesane tam boşaltılamaz.
İşeme bozuklukları masum bir durum mudur?
Küçük çocuklarda sadece uykuda idrar kaçırma masum bir durum olarak kabul edilirken, her yaştaki gündüz işeme bozuklukları ile beş yaşından sonraki gece ve/veya gündüz idrar kaçırma ve diğer idrar şikayetleri bazen ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. İşeme bozukluğunun bulguları; idrar yolu enfeksiyonları, mesaneden böbreğe idrar kaçması (vezikoüreteral reflü), doğumsal veya sonradan gelişen sinirsel kökenli mesane bozukluklarında (nörojen mesane) da görülebilir. Bu hastalıklar, işeme bozukluğunun nedeni olabileceği gibi başlangıçta olmayıp eksik tedaviler sonucunda ortaya çıkabilir. Bu sebeple idrar kaçırma ciddiye alınmalı, ertelenmemeli ve uygun merkezlerde tedavi edilmelidir.
Hayatın ilk bir yılı hariç kız çocuklarında daha sık görülür. Çocuklarda en sık iye etkeni barsak kökenli bakterilerdir. Bu bakteriler işeme kanalı (üretra) yoluyla mesaneye yerleşir, burada çoğalır ve sonrasında aşağı idrar yollarından yukarı idrar yollarına (böbreklere) doğru ilerler.
İdrar yolu enfeksiyonunu kolaylaştıran faktörler nelerdir?
-Üriner sistem taşları
-Böbreklerde kistler
-İşeme bozuklukları
-Vezikoureteral reflü
-Doğumsal böbrek hastalıkları
-Kabızlık