Ya tedbir ya karantina

Maskeler fora yaşanıyor sokaklarda, caddelerde, AVM’lerde... İstiklal Caddesi’nde yürürken maskelilerin sayısının çok daha az olduğunu gözlemliyorum, toplu taşımada maskeyi sarkıtanların gülcemalini daha sık görür oldum, sosyal mesafe eski bir masal, küçük kolonya şişeleri giderek azalıyor...

“Ne değişti peki o endişe dolu günlerden bu yana?” demek haksızlık olabilir... Aşı bulundu, bulunan aşıya ulaşıldı mesela.

Fakat aşılanma oranında kritik eşik aşılamadığından, virüs kendisini geliştirerek, önde koşmayı başararak ilerlediğinden, o sebepten veya bu sebepten “kesin zafer” bir türlü ilan edilemedi, edilemiyor...

Hollanda kapanmaya başladı. Almanya, günlük vaka sayısı 50 bini aşıp yoğun bakımları doldurmaya başlayınca teyakkuza geçiyor, Avusturya’da aşısızlara özel geniş kapsamlı bir karantina uygulaması devreye girdi...

Türkiye, mayıs ayındaki zirvenin ardından yoğun aşılama ve “yaz rahatlığı” ile temmuz ayında vaka ve ölüm sayısında büyük bir düşüş yakalamışken, eylül ayıyla birlikte bir kez daha kritik seviyelere geldi ve orada takıldı.

Ortalama 200 insanımızı kaybetmeyi sürdürüyoruz her gün... Her gün en az 200 eve ateş düşüyor fakat hayat 2020 Ocak ayındaki gibi devam ediyor...

Ne değişti?

Okullar açık olmalı, ekonomide durum ortada, elbette canlı kalmalı ama bunun için tedbirler biraz gözden geçirilmeli, yorulan, bıkan vatandaşlar olarak bizler de biraz konsantrasyonu toplamalıyız sanki.

Günde 200 kişiyi öldürüyor virüs. Yeniden bir toparlanmamız gerekiyor. Önümüz kış, bize benzer vaka sayıları ve ölümleri gören ülkelerde yeniden devreye giren kısıtlamalar ortada...

Yani ne olacağı belli, yaşadık daha önce. Biz ne yapacağız ona bakalım; ya tedbir ya karantina...

UZUN SAÇLILAR
HİT ŞARKILAR
YENİ YILDIZLAR

SALGINDAKİ son manzarayla kararan enselere, daralan ve umutsuzluğa kapılan ruhlara ilaç niyetine ara sıra attığımız küçük “eski haberler” turunu önerebilirim...

30 Nisan 1973 tarihli Hey Dergisi rehberimiz olsun nostaljik seferimizde...

Kapakta efsane davulcu Salim Ağırbaş var, dünya rekoru kırmış. Dergide 3 sayfaya yayılan ve rahmetli Sami Başaran tarafından kaleme alınan haberde Salim Ağırbaş’ın 30 saat ara vermeden davul çaldığını öğreniyoruz. 30 saat, dile kolay!

14 Nisan’da sabah 09.00’da başlayan maraton, ertesi gün 15.00’te sona ererken Ağırbaş’ı Esmeray, Rıza Silahlıpoda, Gökçen Kaynatan, Uğur Akdora gibi isimler moral ziyaretleriyle ayakta tutmuş. Hey Dergisi, bir başka büyük davulcu Vasfi Uçaroğlu’nun ziyarete gelmeyişini bir başka sayfasında hafiften laf dokundurarak eleştirmiş bu arada...

Hey’in sayfalarında o günlerde hızla yükselen bir yıldızla röportaj var: Müjde Ar...

TRT’nin çok beğenilen “Aşk-ı Memnû” uyarlamasında Bihter rolüyle şöhretin zirvesine yolculuğa çıkan Müjde Ar, “Doğmadan sahneye çıkmış” başlığıyla tanıtılıyor...

“Minik ilanlar” sayfasında belli ki tesisatı yenileme işine soyunan Rıza Silahlıpoda’nın bazı orglarını ve amfilerini sattığını, arzu edenlerin saat 22:00-23:00 arasında Bebek Maksim’de cihazları görebileceklerini öğreniyoruz.

Ali Rıza Binboğa’nın “Yarın”ı 1 numarada, 2’nci sırada Ankara’dan doğan yıldızlardan Tülay’ın “İkimiz Bir Fidanız”ı var; Cici Kızlar’ın “Delisin”i hızlı yükselişte...

Ajda Pekkan’ın bir yüzünde “Hoşgör Sen”, diğer yüzünde “Sana Ne, Kime Ne?” 45’liği yeni çıkanlar arasında tanıtılıyor. 4 yıldız vermişler, çok övmüşler ama “Ajda çok devleşti; ticari kaygılardan uzak bir iki yapıt da bekliyoruz” notu düşülmüş...

Okuyucu sorularının cevap bulduğu “Dilek Kutusu” sayfasında Ankara’dan Zeki Bey, “Ülkemizdeki uzun saçlı ve sakallı müzisyenler kimlerdir?” diye sormuş.

Cevap elbette uzun saçlılar olarak pirimiz Erkin Koray’ın fotoğrafı eşliğinde gelmiş: “Erkin Koray, Cem Karaca, (o yıl Dervişan’a katılan) Taner Öngür, (Dostlar’dan rahmetli) Vecdi Ören, Bülent Ortaçgil, (Dervişan kadrosunda yola devam eden efsane davulcu) Hüseyin Sultanoğlu, Feridun-Onur-Haldun Hürel ve Kurtalan Ekspres’ten rahmetli “Panço” Mithat Danışan...

1973’te Barış Manço’dan Ahmet Güvenç’e, Ersen’den Seyhan Karabay’a, Ali Kocatepe’den Selçuk Alagöz’e daha pek çok uzun saçlı vardı, hatta saçı uzun olmayan pek kalmamıştı ama akla ilk gelenleri sıralamış Hey...

Tabii ilk önce Erkin Baba gelir yolu açar, diğer herkes arkasından yürür, bunu hatırda tutmak gerek hep...