Haydi Aristo gelip bunu açıklasın

İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, SİHA (silahlı insansız hava aracı) tartışmaları sırasında gazetecilerin sorularını cevaplarken “Aristo zamanında yaşamıyoruz, Türkiye ve Meclis’e yönelik DEAŞ ve PKK tehditleri var” dedi.

Haberin Devamı

İnsanın kendisini zihnen bir boşlukta hissettiği türden bu küçük zaman diliminde şu soruya yönelmeyi tercih ettim:

“Günümüzün terör maşalarının tehdidi, alçaklıkları malum da olayın Aristo zamanıyla, Aristoteles Abimizle ne ilgisi var?”

Olaya tamamen “Aristo mantığıyla” yaklaşmayı denedim önce.

Bakanlar açıklama yapar mı? Yapar.

Süleyman Soylu açıklama yaptı mı? Yaptı.

Süleyman Soylu bakan mıdır? Bakandır.


YOLUMA GİDEMEDİM
İşi bu noktada bırakıp yoluma gidemedim tabii.

Önce sınır güvenliğiyle ilgili bir konu olduğundan Aristoteles’in yaşadığı zamanın, MÖ 4’üncü yüzyılın siyasi haritasını açtım.

Akdeniz’in batısında Kartacalılar var, Cermenler, Finler vesaire henüz kabileler şeklinde yaşamakta. Yunanistan’da şehir devletler devri, Afrika’da hâlâ avcı/toplayıcı gruplar yaşıyor.

Dünya haritasında o devirden bu devire yerinden asla oynamamış tek millet Japonlar zaten.

Bu arada “Türkler nerede?” diye soran olursa, Orta Asya steplerinde henüz...

Bugünkü Türkiye’yi de içine alan ve doğuya doğru genişleyerek uzayan Pers İmparatorluğu Büyük İskender’in çizmelerinin altında...

Milattan önce 335’te Trakya’ya yürümüş, 334’te Biga Çayı civarından dalmış bugünkü Anadolu’ya, Bodrum, Milet, Antalya, Ankara, Tarsus derken Suriye’den girmiş, Hindistan’dan çıkmış...

Bizim Aristo Abi de işte Büyük İsko’nun hocası...

Sık alıntılanan bir mektup hadisesi vardır Aristo ile İsko arasında.

İmparatorluğu sürekli genişlerken hocasına 3 soruluk bir mektup yollayıp akıl danışır:

“Zapt ettiğim yerin ileri gelenlerini sürgüne mi yollayayım, hapse mi tıkayım, kılıçtan mı geçireyim?”

Aristo öğrencisine cevaben “Sürgünde toplanırlar başkaldırırlar, hapiste militan yetiştirirler, kıyım yaparsan sonraki kuşak sana bilenerek büyür, intikam alır...” dedikten sonra...


HOCANIN VERDİĞİ AKIL
“Bak İsko...” diye seslenir ve işin nasihat kısmına geçer:

“İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin... Birbirleriyle savaşınca hakem olarak kendini kabul ettireceksin... Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın...”

Haa, İskender hocasını dinlemiş mi derseniz?..

Pek dinlememiş, kendi atadığı adamların bile üçte ikisini “uçurmuş”... Dahası, kendisini ilahi bir varlık olarak görmeye başlamış elde ettiği büyük gücün etkisiyle...

Gencecik, 32 yaşında ölmüş, tarihe geçmiş, adı şehirlerde hâlâ yaşayan bir figüre dönüşmüş ama aramızda kalsın, okuduklarımdan anladığım kadarıyla pek yöneticiniz olmasını istemezmişsiniz...


ARİSTO’YA KUVVET
Nereye geldik yahu?

Aristo dönemi ve Bakan Soylu’nun söyledikleri arasında bağ kurmaya çalışıyorduk değil mi?

Akıl da zaman gibi uçuyor bazı hadiseler karşısında.

En iyisi (Sayın Bakan üzülmesin ama) yine işin içinden Aristo mantığına kuvvet çıkmayı, kurtulmayı deneyelim...

Aristo devri açıklaması yapıldı mı? Yapıldı.

Bakan mı açıkladı? Bakan açıkladı.

Süleyman Soylu bakan mı? Bakan.

Açıklanmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları