POPSTAR'la geç tanışanlardanım. Lafı dağdan tepeden aşırmanın manası yok, ukalalık yüzünden seyretmiyordum.
Sonra baktım herkes Popstar'dan bahsediyor bulunduğum ambianslarda, muhabbet esnasında kavruk kalmamak için seyredeyim dedim.
Bu cuma yarışmayı evde, final gecesini ise Maltepe Üniversitesi'nin -‘‘Nerede?’’ deseniz tarif edemeyeceğim fakat etkileyici güzellikteki- Marmara Eğitim Köyü'nde, yani bizzat olay mahalinde seyrettim.
Bir kere ortada büyük bir televizyonculuk başarısı var. Ama bana kalırsa bu yarışmadan Popstar çıkmaz. Hiçbirinde öyle bir potansiyel görmedim açıkçası. Yarışma sonunda Levent-Etiler barlarına yeni şarkıcılar çıkar ancak.
Sesi, fiziği iyi olanlar var, ama yıldız kumaşı diye bir şey var ya, işte onu hiçbirinde göremedim. Bayhan kısa süre gülünecek bir şakaya, Barış ise Suat Suna gibi iyi niyetli ama gölgede kalacak birine benziyor.
Kaba bir tahminle son haftaya Barış ve Firdevs'in kalacağını ve Barış'ın kazanacağını düşünüyorum. Çünkü stüdyoda da gözlemlediğim kadarıyla bu yarışma daha çok çocukların ve kadınların ilgisini çekiyor.
Ama şöyle bir olay da var. Cumartesi sabahı annemle telefonda konuşurken, gece Popstar'a gideceğimi söylediğimde ‘‘Firdevs'e oy vermessen hakkımı helal etmem’’ dedi. Bir süre seçim sandığına gitmediğimi, oy kullanmayacağımı söyledim ve bu sırada anladım ki annem her gün düzenli olarak Firdevs için oy kullanmakta. Firdevs, benim de favorim ama kazanabileceğine pek ihtimal vermiyorum ne yazık ki.
Yarışmayı televizyondan seyretmek daha etkileyici. Ben televizyonda gördüğüm coşkuyu stüdyoda göremedim mesela. Stüdyoda, yarışmanın asıl yıldızlarının jüri üyeleri olduğunu görüyorsunuz. Yılların Ahmet San'ı bile sürpriz bir şekilde gelen bu büyük şöhret karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu.
Armağan'la Ercan'ın durumunu biraz Şansal Büyüka'yla Erman Toroğlu'na benzetiyorum. Bu televizyon ikilisinden bence daha çok iş çıkar. Yer kısıtlı, dediğim gibi. Belki cuma günü daha detaylı bir Popstar analizine girişiriz.