Bir orkestranın izinde...

Siyah-beyaz fotoğrafta gencecik, pırıl pırıl 5 delikanlı...

Haberin Devamı

Beyaz pantolonları, parlak kumaştan havalı ceketleri, o yılların modasına uygun papyon/kravatlarıyla çok şıklar ve fotoğrafa bakanın içini aydınlatan bir gülümsemeyle yakışıklı yakışıklı bakıyorlar hayata, geleceğe...

Kıymetli ağabeyim, şahane insan Mehmet Teoman 4 gün önce iç sızlatan “Kala kala 2 kişi kaldık...” notu eşliğinde paylaştı bu fotoğrafı...

Bir orkestranın izinde...

En soldaki uzun boylu, serinkanlı duruşlu, güneş gözlüklü delikanlı Mehmet Teoman...

Hemen yanında Vasıf Korur, onun yanında şahane gülümsemesiyle Aydın Kunt, en sağda da Tolga Yağızatlı...

Ön sırada poz veren güzel yüzlü isim de Timur Selçuk.

Bayanlar baylar, 1960’ların hemen başındayız ve bu yakışıklılar da Galatasaray Vokal Grubu’nun muhteşem elemanları...

Haberin Devamı

ŞAMATA GECESİ’NDEN ÖDÜLLERE

Galatasaray Vokal Grubu’nun kuruluş hikâyesini anlatmak için, topluluğun veda performansı anısına hazırlanmış ve yıllar önce bir mezattan aldığım 8 sayfalık bir kitapçığa başvuracağız.

İlhan Eksen ve Cem Ener’in hazırladıkları, İstanbul Hüsnütabiat Matbaası’nda basılan kitapçık “kuruluş efsanesini” şöyle aktarıyor:

“Kürt Selim’in berber dükkânı, yine şamatacı müşterilerle dolup taşıyor. Umumiyetle sinek avlayan Selim’in bugün işi gayet iyi; zira günlerden çarşambadır ve lisenin (Galatasaray) bütün bekârları bu izin gününde fırça gibi olmuş sakallarını kestirmek, formunu kaybetmiş saçlarını bir hale koymak çabası içindedirler. İşte Arap Kemal, Canavar Mirza, Miki Tolga, Kavun Aydın hepsi buradalar...”

Kahvede buluşmuş bu “derin Galatasaray” kadrosu bir gece önce “mektebin konferans salonunda tertip edilen” geleneksel Şamata Gecesi’nde müzik yapan iki grubu karşılaştırmaktadır.

12’nci sınıfların orkestrasında “Timur, Tolga ve Aydın”, 11 Edebiyat’ın orkestrasında ise “Vasıf ve Mehmet” dikkat çekmiştir...

İki orkestranın güçlerini birleştirmesi ve bir mektep orkestrası kurulması fikri atılır ortaya...

Bu fikrin sahibi Tolga çalışır, çabalar, “Timur’u kandırır, Vasıf’la konuşur, Mehmet’i uyutur” ve Galatasaray Vokal Grubu böylece kurulur.

Haberin Devamı

O yıllar “hafif Batı müziği”nin peşinde birbiri ardına orkestraların ortaya çıktığı, memleketin popüler müzik tarihinin efsane isimlerinin genç müzisyenler olarak belirmeye başladıkları yıllardır...

Ergüder Yoldaş’ın Los Esperenza’sı, Barış Manço’nun Los Pijamos’u... Şerif Yüzbaşıoğlu’ndan Erol Büyükburç’a, Şevket Uğurluer’den Doruk Onatkut’a yıldızlar birer birer göz kırpmaya başlamıştır...

1963’te düzenlenecek olan 1. Boğaziçi Müzik Festivali büyük heyecan yaratmıştır orkestralar arasında. Galatasaray Vokal Grubu da yarışmaya kabul edilir...

Sonuç? Kitapçığımızdan aktaralım: “Bestede birinci, sempatide, solistte, en sevilen şarkıda ve piyanoda ikincilik alınmıştı. Galatasaray Lisesi’nde bir bayram havası esiyordu...”

Hoş, Türkiye’de popüler müzik tarihinin temel eseri olan ‘Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’ta biricik Naim Dilmener bu yarışmaya katılanların neredeyse hiçbirinin boş dönmediğini belirtir ama Galatasaray Vokal grubu böyle doğmuştur işte...

Haberin Devamı

KENNEDY İÇİN BİR MERSİYE

SARI-KIRMIZI
GS harflerinin sol anahtarına dönüştürülmesiyle oluşan logoyu ve 5 delikanlının porteye nota gibi yerleştirilmiş fotoğraflarını kapağına taşıyan kitapçıkta grup elemanları tek tek tanıtılır.

Bir orkestranın izinde...

Timur Selçuk “Ünlü sanatkâr Münir Nurettin Selçuk ve Şehir Tiyatrosu sanatçılarından Şehime Erton’un oğludur... Kitapçık hazırlandığında artık konservatuvarda piyano ve armoni talebesidir. Birçok besteleri vardır ve bestelerinin sözlerini de kendisi yazmaktadır...”

Bu kitapçık sayesinde Timur Selçuk’un “ABD’nin müteveffa başkanı Kennedy için bir mersiye yazdığını ve bu vesileyle Bayan Kennedy’nin Timur’a bir teşekkür mektubu gönderdiğini de” öğreniyoruz...

Timur Selçuk Galatasaray Vokal Grubu’nun ardından müzik yapmaya, harikulade şarkılar yazmaya, söylemeye devam edecektir. Gerisi zaten tarih, biliyorsunuz. Bu vesileyle şarkılarıyla hayatımıza rehberlik etmiş, ruhlarımızı aydınlatmış büyük ustaya saygılarımı sunmayı borç bilirim...

Haberin Devamı

HAYLAZ GENCİN UNUTULMAZ ARMAĞANLARI

KİTAPÇIĞIN
grubun müzik tarihimizde derin izleri olan bir başka isim olan Mehmet Teoman’ı tanıttığı satırlarına bakalım.

O yıllarda haylazlıklarıyla aynı zamanda lisenin müdürü olan babası Ali Teoman’ı epeyce uğraştıran Mehmet Teoman için “Dansa çok meraklıdır ve danstan yorulduğu bugüne kadar hiç görülmemiştir” notu düşülmüş ki; aradan yıllar geçtikten sonra canım Mehmet Abi’yle Beyoğlu’nda hızlı estiğimiz günlerde ben de şahit olmuşumdur bu enerjiye.

Mehmet Teoman müzik başta olmak üzere farklı sanat disiplinlerinde o yıllardan itibaren müthiş işler üretti.

“Kadınım”dan başlayın “Beni Benimle Bırak”a kadar onlarca, yüzlerce şarkı; haylaz çocuğun bu toplumun müzikal hafızasına armağanları oldu. Uzun süredir Bodrum’da takılıyor canımız Mehmet Teoman...

Haberin Devamı

Grubun diğer elemanlarından profesör Aydın Kunt’u 2012’de kaybettik... Yıllarca çok saygı ve sevgi duyulan bir akademisyen olarak öğrenciler yetiştirdi, mimarlık yaptı...

Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra önce ABD’de üniversiteye giden, sonra yıllarca üst düzey bürokrat olarak görev yapan, UNESCO’dan UEFA’ya Türkiye’yi pek çok uluslararası kurumda temsil eden Tolga Yağızatlı’yı da 2012’de kaybettik...

Mehmet Teoman’ın “Kala kala 2 kişi kaldık...” notuyla paylaştığı “5 yakışıklı delikanlı” fotoğrafının altındaki yorumuyla haber almış olduk Vasıf Korur’dan da... Vasıf Korur bir kalp “emojisi” eşliğinde “Ayrılanlar İçin gerçek oldu...” yazmış eski dostunun yaklaşık 60 yıl önceden ışınladığı fotoğrafın altında.

Çok yaşasınlar...

Yazarın Tüm Yazıları