Mancini'nin karnesi

Hocalık, herkesin dışarıdan gördüğü kadar kolay değildir.
Galatasaray gibi büyük bir takıma gelmek, hele ki sezon başladıktan 6 hafta sonra bu göreve atanmak her yiğidin harcı değildir.
Mancini de, Türkiye’de ilk kez bir ekibi çalıştırmak için elini taşın altına koydu.

Peki bu birliktelikte mutlu olmak için, İtalyan hocanın kimlerle olan ilişkilerine dikkat etmesi gerekiyordu?
1- Başkan ve yönetim.
2- Asistanları...
3- Futbolcular.
4- Medya.
5- Taraftar.

ZOR OLACAĞINI BİLİYORDU
Mancini de, Galatasaray’a gelirken bunları bilerek geldi. Ama tecrübesi, onun sakin kalmasını sağladı.
Takımın tek patronu başkan Ünal Aysal ile birebir görüşmesi, kendisinin de kolayca saha içi patronu olmasına fırsat yarattı.
Diğer yöneticilerle ise, futbol dışı görüşmeler yapmayı tercih etti.
Mancini, asistanlarının düşüncelerini kenara atmayıp, değerlendirdi.

Oyuncularla ilişkisi ise, bir teknik adamın yapması gereken seviyedeydi;
1- Ortak bir amaç altında birliktelik yarattı.
2- Ortak heyecanı meydana getirmeyi başardı.
3- Dürüst ve samimi bir ortam oluşturdu.

KİMSEYİ KENARA AYIRMADI
İtalyan hoca, hiçbir oyuncu arasında ayrım yapmadan yola devam etti.
Mancini, Türkiye’ye adım attıktan sonra zaman ilerledikçe kullandığı söz, “İtalya’da olduğu gibi burada da basın futbolu bilenlerle dolu” oldu.
Peki buna rağmen medya ilişkileri nasıldı?
1- Basma kalıp sözlerden uzak kalmak istedi.
2- Bir iki hakem hakkında yorum dışında sinirlerine hakimdi.
3- Tuzak ve hoşa gitmeyecek sorulara hazır oldu.
4- Karakter kalitesini tümü ile öne çıkardı.
5- Öç alma veya kin duygusuyla hareket etmekten kaçındı.

GEMİSİNİ DALGALARDAN KURTARDI
Mancini’de en kritik nokta taraftarlardı.
Her takımın kötü gidişinde olduğu gibi ağır sözleri bir teknik direktör olarak o duydu.
Olumsuz sözler, kadınların izlediği maçlarda bile duyuldu. Ama o, ‘Mancini istifa’ diyenlere hiç kızmadı.
İleriyi gören bir yapıya sahipti çünkü... Gemisini, dalgalardan kurtarıp iskeleye yanaştırmasını bildi.
Şimdi rüzgar ılık esmeye başladı.
İşini, hangi meslekte olursan ol iyi yaparsan, başarırsın.
İşte Mancini de, sonradan devralıp ikinci bitirmeye çok yaklaştığı bu sezonda, aynen bunu yaptı.