İlhan Söyler

Renkliler renksizler

22 Nisan 2014
Ligde 30’uncu haftayı da geride bıraktık. Fenerbahçe Şampiyonluğu ilan etmese de şampiyon.

Şimdi ikinci sırada , Beşiktaş ’mı Galatasaray mı, ipi göğüsleyecek. Kayseri’de iki takım da düşecek mi diye fala bakmaya başladı.

Heyecan artık küme düşme pozisyonda olan takımları derler ya “ Ateş bacayı sardı” demişken Karabük ‘de trafolar patladı, elektrikler kesildi, yangın çıktı ama oyunda gol çıkmadı.

Renkliler:Kasımpaşa: Galatasaray gibi bir takım karşısında sahada renkten, renge bürünen bir takım izledik. Görev alan tüm oyuncular aynı tempoda, aynı hırsla oynar mı, işte Kasımpaşa topluluğu bunu yaptı. Ayırım yapsaydık haksızlık olurdu.

Atiba( Beşiktaş): Bir kere profesyonel olduğunu, bu işten ekmek yediğini bilen bir yapıya sahip. Oyunda hiç küsmeyen, yalnız oynamak istediği futbolu oynamak için her yerde varını yoğunu koyan bir yabancı

Yazının Devamını Oku

Mancini'nin sığınacak limanı yok

21 Nisan 2014
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal ve Roberto Mancini’nin buluşmasını Hurriyet Kasımpaşa maçı öncesinde sarı kırmızılı takımı masaya yatırdı.

G.Saray Teknik Direktörü olarak 6 ayı geride bırakan Mancini’nin sarı kırmızılı takım hakkındaki tespiti de dikkat çekici idi.

Transfer konusunu sezon sonuna bırakıp, Aysal’ın istediği kapsamlı raporu hazırlayacak olan Mancini, oyuncuları hakkında ilginç bir tespitte bulundu “Özellikle Türk futbolcular çok duygusal”

Mancini, Ünal Aysal’a futbolcuları hakkında, “Oyuncuların kalitesi ile alakalı hiçbir sorunum yada şikayetim yok.Ancak moral olarak yaşadıkları iniş ve çıkışlar, G.Saray’da futbolcuların performanslarını çok etkiliyor. Özellikle Türk oyuncular (yerli) fazla duygusal” dedi..

Peki takımda yerli olarak duygusal hakim diyorsun.Bir teknik adam saha içi patronu ise, bir çok takımda görev almışsa bunların Manci’nin içinde olması gerekir. Bu takımın anahtarı Mancini de!

Yabancıların içinde birçoğu artık ununu elemiş eleğini asmış, gençler ise geleceği düşünerek hareket etmek zorundalar.Kulübün patronu birçok dalda uğraşı veriyor, birçok spor branşının mali durumları nasıl rayına oturtacağız diye onlarda kafa yoruyor.

Mancini, senin futbol teknik adamı olarak birçok doğrularla, yanlışlıklarla nasıl baş edeceğini bir teknik adam olarak kitapçık halinde okutmamışlar mı?

Nedir onlar:

- Sorumlu kişileri paylaşmak.

Yazının Devamını Oku

Yanlışın da yanlışı!

20 Nisan 2014
GALATASARAY, 10 kişi kalana kadar hep o bildiğimiz ‘güzel’ ekibe sahipti.

Kırmızı kart sonrası, o ‘güzellik’ gitti. Yerine ‘isteksizlik’ geldi. Ama ‘güzelin de güzeli’ bir rakip vardı karşıda; Kasımpaşa... Hakan atıldı, Paşa’nın kazanma arzusu ikiye katlandı. Kasımpaşa, her dakika ayrı bir atakla Galatasaray kalesine indi.
Attıkları penaltı golünün yanı sıra, kaçırdıklarıyla rekor kırılırdı! Bugüne kadar Şota’nın ekibinin, bir maçta art arda böylesine net pozisyonları yakaladığını hiç mi hiç zannetmiyorum. Penaltı pozisyonunda Semih Kaya, Babel’in topu kapmasına mani olamazdı. Çünkü pozisyonu ters marke etti. Semih, “Düşersem, hakem bunu çalar” dese de beklediği olmadı. Pozisyonda faul olmadığını hakem Cüneyt Çakır süzdü.

HATALAR ZiNCiRi...

SAHADAKİ en istekli G.Saraylı oyuncu Sneijder’di. Bunun sebebi Dünya Kupası’na hazır gözükmek ve kendini göstermek de olabilir. Mancini’nin güvendiği dağlara adeta kar yağdı. Ceyhun orta alanda zayıf kalınca merkez savunma da tamamen çöktü. Mancini, genç Berk’in yerine Yekta’yı alıp orta alanı kalabalık tutmak istedi. Ama yanlışın da yanlışını yaptı.
Galatasaray’ın en açık olduğu yer, Ceyhun-Semih Kaya ikilisinin arasıydı. O bölge adeta ‘yol geçen hanı’ gibiydi. Sakın ha “Galatasaray 10 kişi kaldı diye kaybetti” demeyin. Takımdaki en kötüler içinde ‘gol umudu’ Umut Bulut başı çekti, gerçi diğer isimlerden de hiç ‘umut’ yoktu...

Yazının Devamını Oku

Renkliler renksizler

15 Nisan 2014
Artık şampiyon belli oldu. Esas fırtınalar alt bölümlerde olacak. Başta Kayserispor’un derdi bir hayli büyük. Antalya Erciyes ile alt sıralarda ve Elazığ, Antep i yenerek son üçten çıkmasını bildi. Konya, Ç. Rizespor ve Erciyes de ise potada görülüyorlar.

Kalan bu beş maçta hata yapan takımın artık telafisi olmayacak, yeni bir heyecan duymak, yeniden bir ligde oynamak, hatalarını görecekler bir daha olmasın diye akı yollarını değiştirecekler.
Bakalım sivrilen , sivrilmeyen oyuncuların kimler?

Renkliler:

Kadlec(F.Bahçe): Uzun zaman bekledi, sabrın acı olduğunu, ancak zaman gelince meyvesini yiyeceğine kurulduğu için, böyle bir maçta hem defansta sigorta, hücumda iki golü sığdırdı bir anda sevilen oyuncu oldu.

Meireles (F.Bahçe):bu sezon bu iki randıman içindeydi, Binci raunda yarım yarım oynadı, ikincisinde ben değişime gitmeliyim dedi dediğini de yaptı, son haftalarda ismine layık bir oyun sergiledi.

Ziya ( Sivas): Sivaspor geçtiğimiz haftalarda goller yedi, kötü de oynadı ama hiçbir zaman dengesini bozmadı. Galatasaray karşısında o kanadı adeta karla kapattı. Hiçbir zaman inişli futbolu sevmeyen bir oyuncu oldu çıktı.

Tolga( Beşiktaş) Bir çok vuruşlarda kapılar kapalı dedi. Ama oyunun sonlarına doğru defansta anahtar paslanmıştı. Kapıyı aralamayı olanlar da oldu. Tolga da olmasa idi kapılar tamamen açık kalacaktı.

İsmail( Beşiktaş)

Yazının Devamını Oku

Hayal dünyasında gezmeyin!

13 Nisan 2014
GALATASARAY’da oynayan bir oyuncu, eğer sahanın iki tarafını da düşünmüyorsa, henüz bu formayı taşıma lüksüne sahip olamaz.

Oyun sıkıştığında eğer kafanızı kaldıramıyorsanız, bu takımda oynamak için yeteri kadar beceriye sahip değil demektir. Galatasaray’da orta alanda oyunu yönlendirecek, Selçuk, Yekta ve Veysel, yalnız tek kanadı düşünüp, dar alanda ‘Al gülüm, ver gülüm’ şeklinde futbol oynuyorsa, oyunu açmayı akıllarından bile geçirmiyorsa, 90x120 metre sahanın sadece bir kısmını kullanıyorlarsa bu onların ‘Halı saha’ futbolcusu olduklarını gösterir.

SAVUNMA SOS VERDİ

Mancini’nin, oyuncularına ‘Dar alanda oynayın’ demediği de aşikar. Çünkü saha kenarında hiç oturmadan isyanları oynayan Mancini’nin derdi de bana göre buydu. Bu manzara 30 dakika sürdü gitti. Sivasspor ise sağdan soldan iniyor, oyunu genişletiyor ve devamlı şut atmaya çalışıyordu.
Mancini bu gidişi saha içi Veysel-Eboue değişikliği ile engelledi. Takımını ayağa kaldırdı ve soyunma odasına 1-1’lik beraberlikle girdi.
Ama G.Saray savunması adeta ‘Kalemiz açıktır, gelebilirsiniz’ yazılı davetiyeyi dağıtıyordu. Muslera dahil defans SOS verirken, hücumda da ne Hajrojviç ne de Eboue, takımı rakip alana taşıdı. Mancini, oyuna Ontivero ile bir dokunuş daha yapmaya çalışsa da Aslan uyanmadı. Bir takım yalnız bir büyük maç kazanmakla büyük olmaz, yola devam etmek istiyorsan hız kesmeden gideceksin, tam hızını almışken frene basmak olmaz. Son söz de oyunculara. Üzerinizdeki formayı hep en iyiler giyer. O sebeple hayal dünyasında gezmeyin artık.

Yazının Devamını Oku

Selçuk'u anlamak

9 Nisan 2014
MANİSASPOR’dayken Selçuk’u pek tanımazdım. Ne zaman ki Arda Turan, Manisa’ya kiralandı, ben de Selçuk’u ondan dinledim.

O dönem Arda kendisiyle yaptığım söyleşide, “İlhan Ağabey, takımda öyle biri var ki mütevazi, arkadaş canlısı, tam bir lider” demişti. Selçuk İnan’dan bahsediyordu...

NEDEN BÖYLE YAPTI?

VE şimdi Galatasaray’da oynayan, herkesin takdirini toplayan Selçuk, neden böyle davrandı? İşte cevapları...

1- Drogba ve Sneijder yokken, duran topların tek hakimiydi, şimdi değil.
2- Muslera hariç şöhret oyuncular, takım içinde kendilerini üstün görüyor.
3- Teknik heyetin, yönetimin Drogba ve Sniejder’e verdiği değerin fazlalığı.
4- Takımdaki yerlilerin bir kısmınının hiçe sayılması.

Yazının Devamını Oku

Renkliler renksizler

8 Nisan 2014
Süper Lig öyle böyle devam ediyor. Her hafta değişik sürprizler doğuyor.

Derbi maçında futbol ahlakını aşan manzaralar gündeme düştü. Melo’nun Emre’nin oyun dışı kalmasında yapılan yanlış mimikler, haftaya damgasını vurdu.

Kayserispor dirilir gibi oldu puan almadan haftayı boş geçirdi, Erciyes yükselişte, Elazığ bir basamak düştü.

Bakalım kimler nasıl renkler bıraktı.

RENKLİLER:Semih Kaya(G.Saray): Mancini Fenerbahçe’nin hücum adamı Emenike ile nasıl oynayacağını ezberletmiş. Her adımı bilerek attı, yol vermedi.

Sneijder(G.Saray): Usta oyuncu durgunluğunu Fenerbahçe karşısında bozdu. Attığı gol vuruşu topu ayak tarağına iyi monte etti .

Oğuzhan( Beşiktaş). Oyuna sonradan girdi ama orta alanı bir anda toparladı. Golü atarken bile çizgisini bozmadan ,kendine bir güvenle şut pozisyona girmesi , vuruşunun hafif ama üç noktaya gitmesi kaleci için ayrı bir şansızlıktı.

Dong(Kasımpaşa):

Yazının Devamını Oku

Gladyatörler!

7 Nisan 2014
NEREYE koşuyoruz? Benim yaşadığım yarım asırdır Türk futbolunun mühürleri olan, Galatasaray ve Fenerbahçe yine zirve yarışında...

Zaman geçtikçe, aralarındaki sevgi acıya, eğlence ise kavgaya dönüştü. Yarışta ya mağlup olacaksınız, ya da galip geleceksiniz. Eskiden insanlar derbi sonrası, “Bu sefer böyle oldu” der geçerdi.
Şimdi gözümüz kapalı olarak bir yerlere koşuyoruz! Ama nereye belli değil... Düne kadarki 376 randevunun büyük çoğunluğunda koridorlarda birbirine başarı dileyen futbolcular gitti, gladyatörler geldi! Tekmeler, el-kol hareketleri, düşene bir darbe daha vurmaya çalışanlar...
Arena’da futbolcular değil, kart görmekten korkmayan saha içi gladyatörleri vardı. Melo, isyan etmek için yaratılmış. Emre Belözoğlu ile Melo’nun al birini, vur ötekine! Emre, rakibine ‘kılıcı erken çekme’ tuzağına düştü. Melo ise rakibi atıldıktan sonra zafer kazanmış gibiydi.
Galatasaray daha maçın başında harıl harıl Fenerbahçe kalesine gitmeye başladı. Rüzgarı beklemeyen Fenerbahçe bir anda sallanmaya başladı. Bekir ve Alves, merkez noktasında delik açtı. Bu boşluktan geçen usta da, Sneijder oldu. Golden sonra ortalık kartlarla dolmaya başladı.

YILDIRIM’A TEBRİKSemih Kaya, Emenike’nin oyun felsefesini iyi ezberlemiş. Bu yüzden rakibine hiç geçit vermedi. Telles, Fenerbahçe’nin sağ kulvarını kapatmış. Sow’u kilitledi. Topa hakim olmasını engelledi. Burak, gol pozisyonlarına giriyor ama netice sıfır... İkinci bölüm başladığında her şey süt limandı. ‘Sessizlik hakim’ derken, patlamalar başladı.
Böylesine bir futbol topluluğunu yönetmek hakem için de kolay değildi. Hakemin bir elinden düdük, diğerinden sarı-kırmızı kartlar eksik olmadı. Kimi Bülent Yıldırım’a kafa tuttu, kendisi güler yüzü ile umursamadı, kimine ise ‘Olmaz’ diyerek gerekeni yaptı. Böyle hırçın bir maçı yönetmeyi başardığı için Yıldırım’ı kutlamak lazım.

Yazının Devamını Oku