Orhangazi yeni şeyler söylemeli!

Orhangazi bölgesinin gelişmiş tarım yönü ile birlikte,

Haberin Devamı

Sanayi gücü de herkesin malumu.
1970’li yılların başlarında ilk sanayileşmenin başladığı Bursas-Orhangazi bölgesinde,
Yaklaşık yarım asırda çok sayıda irili ufaklı sanayi kuruluşları faaliyete girmiş durumda.
İlçedeki sanayileşme, yeni sanayi ve istihdam alanlarının kurulması 2000 yılına kadar devam etti.
O tarihten sonra yeni sanayi yatırımı olmadı.
Kav Orman sanayi fabrikasının yerine faaliyete giren ve Avrupa’nın en önemli yat ve yelkenli fabrikası olan Sirena Marine ve özellikle zeytin ve turşu üretiminde artan üretim miktarı, yeni yapılan entegre tesisler dışında öyle kayda değer istihdam yaratacak yeni alanlar oluşmadı.
Bir anlamda şunu diyebiliriz;
Orhangazi’de işsizliğe çare olacak yeni fabrika yada istihdam alanları artık oluşmuyor, yeni fabrikalar kurulamıyor.
Bunun kendine göre farklı sebepleri var elbette.
Göl koruma kanunu ve sanayi imarlı alanların olmayışı bundaki en büyük etken.
Neyse ki, Orhangazi bunları yaşarken, özellikle Gemlik Sanayi bölgesi ile Yalova’daki bazı fabrikalarda Orhangazi’den gidip kendisine ekmek kapısı bulan çok sayıda vatandaşımız var.
*
Orhangazi artık yeni şeyler söylemeli.
Daha önce yine dikkat çektiğimiz hususlardan birisi depoculuk ve lojistik faaliyetleri gerçeği var.
İstanbul’a yakınlığı, liman kenti Gemlik’e yakınlığı, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü sayesinde Orhangazi bölgesi lojistik anlamda çok şanslı bir kent.
İlave olarak şanslı olduğu bir yön daha var.
İlçe son yıllarda ciddi bir gıda ambarına dönüşmüş durumda.
Zeytin üretimi malum, her yıl artan rekolte miktarı ile zeytin tarımdaki en ciddi gelir kapısı.
Kivi üretimi, turşu tesislerinin her geçen gün kapasitesini yükseltmesi, ovada her yıl artan tarım ürünleri ve çeşitliliğini lojistik avantajla da birleştirdiğimizde, aslında Orhangazi ciddi potansiyellere ve şanslara sahip.
Yapılması gereken tek şey bu şansı el birliği ile ayağa kaldırmak.
Şehrin önceliklerinin başında bu konu gelmeli.
Örneğin tarımsal üretim ile birlikte depolama faaliyetleri de Orhangazi için önemli bir yatırım kapısı olabilir.
Zeytin ve turşu entegre tesislerinin daha da artması, gümüş balıkçılığı konusunda hayata geçirilecek yeni projeler ve bölge balıkçısının kendi pazarını kendisinin yaratmasının ortamı hazırlanırsa, Orhangazi’nin potansiyeli bir kat daha artacaktır.
*
Ancak tüm bunların olabilmesi için kurumlar arası ciddi bir uyum şart.
Yerel yönetimi, kamusu ve ilçe dinamikleri bu konuda tek ses ve tek yürek olarak çaba harcamak durumunda.
Şehrin enerjisini Orhangazi’nin o küçük olsun, benim olsun mantığından kurtarıp, büyük olsun herkesin olsun mantığına taşımamız şart.
Bu hususta zaman zaman yine bu satırlardan dikkat çektiğim hususlar olmuştu.
İlçenin bir çok hususta büyük avantajları ve şansları varken, ne yazık ki bu şans ve fırsatlar gerektiği gibi değerlendirilemiyor.

*
Az önce sözünü ettiğim kurumlar arası diyalog ve uyum var mı peki?
Ne yazık ki yok.
Her kurum kendi başına bir tavırla günü kurtarma, kısa günün avantajını elde etmenin derdinde.
Bir kıvılcım gibi ortaya çıkan bazı projeler ise işte bu anlayıştan ötürü kısa bir süre içinde yok olup gidiyor.
Bunu her hususta ve her projede görebiliriz.
Şehir ne yazık ki hesabı da kendi de küçük insanların ucuz adımlarının peşine takılıp gidiyor.
Bu hengamede ise elden kaçan giden sadece fırsatlar oluyor.

*
Aklı başında birisinin bir derleme ile, bir organizasyon ile kurumları ve kişileri bir araya getirip şehri gerçek gündemine taşıması gerekiyor.
Bu konularda atılacak her adım avatantaj olacak, atılmayan her adım ise kayıp olarak bu şehre olumsuz olarak yansıyacak.

Yazarın Tüm Yazıları