Sivilleri hedef alan işgalci Ermenistan

Konu uluslararası ilişkiler de olsa, devletlerarası ve uluslararası çıkarlar göz önünde bulundurulsa da insan hayatı söz konusu olduğunda gerçekleri olduğu gibi söylemek ve gereğini yapmak gerekir. Doğruyu söyleyip gereğini yapacak olanların başında da uluslararası kurum ve kuruluşlar gelir, gelmeli.

Haberin Devamı

Şimdi gelelim sorulara... Ermenistan’a BM kararları ortadayken “işgalci Ermenistan” demek bu kadar zor mu? Ya da 1915 olayları söz konusu olduğunda her seferinde Ermenistan’ın arkasında duranların sesi, Ermenistan sivilleri hedef aldığında neden çıkmaz?

Ermenistan, Dağlık Karabağ ve 6 reyonu 1992-1994 yıllarında işgal etti. İnsanlar öldü, bir milyona yakın insan işgal edilen topraklardan kaçmak zorunda kaldı. Ermenistan işgali 28 yıldır sürüyor. Diğer bir deyişle Azerbaycan 28 yıldır sabrediyor, sabrediyordu.

NATO Genel Sekreteri, krizin ortasında Ankara’yı ziyaret etti. Ne BM’nin kararlarına atıfta bulundu, ne de sivilleri hedef alması konusunda Ermenistan’a tepki koydu. Bunlar yerine, taraflara “acil ateşkes ilan etmeleri ve sorunun müzakereler yoluyla çözülmesi için” çağrıda bulundu. NATO’nun taraflara yönelik itidal tavsiye eden cümlelerini anlayabiliyorum ancak ortada BM kararları varken, siviller hedef alınmışken tepki göstermemeyi anlamıyorum.

Haberin Devamı

Oysa gerçek gün gibi ortada... Hocalı Katliamı ve 28 yıllık işgalini uluslararası kamuoyunda 1915 olayları ile unutturmaya çalışan Ermenistan, bugün de sivilleri hedef alan, işgalci bir devlettir.

AB ZİRVESİNİN ARDINDAN

AB liderleri geçtiğimiz hafta Doğu Akdeniz ve Türkiye gündemli zirvede buluştu. Belli ki bu zirve ile Türkiye-Yunanistan görüşmeleri, NATO Genel Sekreteri’nin Ankara temaslarında da ele alındı. NATO Genel Sekreteri, Türkiye ve Yunanistan arasında istenmeyen bir kazanın yaşanmaması için askeri alanda kurulan mekanizmanın işleyişini “İki ülke arasında güvenli bir çağrı hattı oluşturuldu. Yedi gün 24 saat açık bir hat” cümleleriyle anlattı. Bunu da ekleyerek AB zirvesinin sonuçlarını özetleyecek olursak;

İki ülke arasında yaşanabilecek bir kazayı engellemek için iki ülke arasında kurulan askeri mekanizma işliyor.

AB zirvesinden Türkiye’ye yaptırım çıkmadı ancak Türkiye’ye yönelik yaptırım tehdidi çıktı. Kriz şimdilik aralık ayına ertelendi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz politikaları takip edilecek.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa’nın sorumluluklarını üstlenen bir liderlik sergiledi. Merkel, “Türkiye ile yapıcı bir ilişki geliştirilmesinin AB’nin çıkarlarına en uygun davranış olacağını” söyledi. Ankara’yı çok rahatsız edecek kararlar alınmamasında en etkili isim oldu.

Haberin Devamı

Sonuçta Türkiye-AB ilişkileri daha da kötüleşmedi.

Gözler Türkiye ile Yunanistan’ın 61. istikşafi görüşmesinde olacaktır. Aralık ayına kadar geçecek sürede istikşafi görüşme mekanizması işlerse, hem iki ülke ilişkileri açısından, hem de Türkiye-AB ilişkileri açısından tansiyon daha da düşecektir.

ELVEDA ALİ EDİZER

“GÜL gibi bir yuva yıkılıyor, niye? Koca aldattı diye. Niye aldatıyorsun? Birini aldınız, bir başkasını daha seviyorsunuz, onu da alın.”

Doktor, artık eski başhekim yardımcısı... Ah be Ali Edizer, sen nasıl doktor oldun? Nerede okudun? Ne okudun? Nasıl yükseldin başhekim yardımcılığına kadar? Nasıl bir hayat yaşadın? Kadınları elma gibi mi görüyorsun? Doktor oldum da adam olamadım diye düşündün mü? Ya da bunu sana söyleyen oldu mu? Neyse, elveda Ali Edizer! Bundan sonra tek satır açıklamanı görmemek dileğiyle, elveda!

Yazarın Tüm Yazıları