Sahada yeni gerçekler ve riskli dönem

2020 yılı iyi başlamadı. Felaketler dünyada adeta birbirini kovalıyor. Değişen iklim koşulları, çığ, deprem gibi doğal afetlerle mücadele zor. Yine de kazalarda var ise sorumluluğu olanların tespitinin ve gereğinin yapılması gerekiyor. Diğer yandan, felaketlerde can kaybını en aza indirmek için her türlü önlemin alınıp alınmadığı, müdahale için eğitimin verilip verilmediği sorgulanmalı. Umarım 2020 yoluna felaketler yerine güzelliklerle devam eder.

Haberin Devamı

İDLİB’DE RİSKLİ DÖNEM

Sadece doğal afetler, virüs ya da kazalar değil, dış politikada da zor günler geçiriliyor. Gözler İdlib’deki gelişmelerde. Türkiye ve Rusya’nın desteklediği bölgesel silahlı güçler arasında çatışma zaten uzun süredir yaşanıyordu. Şimdi yeni bir aşamaya geçildi. Rusya’nın desteklediği rejim güçleri ile Türk ordusu doğrudan çatıştı. Rejim, İdlib Mutabakatı’nı bozarak TSK’nın İdlib’de bulunan gözlem noktalarına takviyeye giden TSK unsurlarına saldırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak grup toplantısında, “Askerimize yapılan saldırı Türkiye açısından Suriye’de yeni dönemin miladıdır” dedi. Suriye rejiminin bu ay içinde Türk gözlem noktalarının gerisine çekilmesini beklediklerini, aksi halde Türkiye’nin bu işi bizzat yapmak zorunda kalacağını söyledi. Kritik soru şu: Bu aşamaya gider mi, bu aşama aynı zamanda Türkiye ve Rusya arasında çatışma doğurur mu? Ankara’daki kaynaklarım, bu soruya “Taraflar bundan kaçınır, bu ihtimal çok düşük” yanıtını veriyor. Sorunun masada çözülmesi gerektiğini belirten kaynaklarım “Yine de riskli bir döneme girildi” yorumunu yapıyor.

Haberin Devamı

NEDEN RİSKLİ BİR DÖNEM?

Moskova ve Şam’ın “siyam ikizi” gibi hareket ettikleri şüphe götürmez. Terörle mücadele ettiklerini ileri sürseler de Doğu Guta örneğinden hareketle hayalet şehirler yaratıyor, yerle bir ediyorlar. Ankara, Moskova ile Şam’ın “insansızlaştırma siyasetini” ve olası sonuçlarını masaya yatırıyor. Türkiye İdlib’de buna seyirci kalırsa ne olacak? Kaynaklarım olasılıkları şöyle sıralıyor:

Türkiye’ye yine mülteci akını olacak. Onlar yerle bir ettikçe, Türkiye sınırına yüz binler dayanacak.

Rejim İdlib’i ele geçirdikten sonra hedefi ne olacak? Bir kaynağım “İdlib’deki radikalleri baskılayarak Afrin’e sürme planı yapıyorlar. Radikaller Afrin’i istikrarsız hale getirecek. Rejim ve Rusya bunu bahane ederek Afrin’e yönelecek. Rejimin hedefinde Türkiye’nin kontrol altına aldığı, kısmen istikrar getirdiği bölgeler var” dedi.

Söz konusu olasılık büyük riskleri beraberinde getiriyor.

Haberin Devamı

KRİTİK SORULAR

Bu çerçevede bazı soruların yanıtları önem taşıyor.

İkili ve ekonomik ilişkilerini özel bir seviyeye taşımış olan Türkiye ve Rusya sahada daha da ayrışır mı? Yoksa her iki taraf kâr-zarar analizi yaparak masada yeni bir çözüm bulurlar mı?

Bu çözüm, sahanın yeni gerçekleri çevresinde mutabakatlara yeni bir şekil verdirir mi?

Türkiye mülteci olasılığına karşı İdlib’de kendi sınırından 30-40 km derinlikte bir güvenli bölge oluşturur mu? Rusya bu öneriyi destekler mi?

Daha önce ABD’yi dengelemek için Moskova ile yakınlaşan Türkiye bu kez ne yapacak? Rusya, Türkiye’nin güvenliğini rejim üzerinden tehdit etmeye devam ederse ya da bunu doğrudan yaparsa Türkiye Batıya yönelecek midir?

Haberin Devamı

Kritik sorular masada dururken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Rusya’dan heyet geleceğini açıkladı. Sorunun masada çözülmesi için dikkat çeken bir adım. Soruların yanıtlarını ise hem görüşmeler hem de zaman gösterecek. Ancak kötü başlayan 2020 yılının Türkiye açısından en kritik konularının başında Suriye meselesinin geldiğini söylemek gerek.

Yazarın Tüm Yazıları