Paylaş
Kritik görüşme öncesinde Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda özellikle Gazze’de yaşanan insani felaketi ve İsrail’in uyguladığı şiddeti gündeme taşıyacak. İsrail’in hamiliğini yapan ABD’nin Başkanı ile görüşme hem bu konuşmanın sonrasında hem de 150’yi aşkın ülkenin Filistin Devleti’ni tanıma kararından sonra gerçekleşecek. Yine de tarafların son dönemde yaptığı açıklamalara bakıldığında, Trump ve Erdoğan, kişisel iyi ilişkilerini devlet politikalarına yansıtarak “kazan-kazan” formülleri arayacaklardır.
ABD’NİN GÜNDEMİ
ABD Başkanı Trump, Türkiye ile ilişkilerde pragmatik ve yakın işbirliği vurgusu yapıyor. Trump, 19 Eylül’deki açıklamasında Erdoğan’ı 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ağırlayacağını duyururken “Türkiye Cumhurbaşkanı ile birçok ticari ve askeri anlaşma üzerinde çalışıyoruz” diyerek Boeing uçakları satışı, büyük bir F-16 anlaşması ve F-35 müzakerelerinin olumlu sonuçlanması gibi konuların gündemde olacağını belirtti. Trump aynı mesajında “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her zaman çok iyi bir ilişkim oldu. 25’inde kendisini görmeyi dört gözle bekliyorum” diyerek kişisel dostluğa dikkat çekti. Nitekim Trump, seçim kampanyası döneminde de Erdoğan için “O benim dostum. Sevdiğim, saygı duyduğum biri ve sanırım o da bana saygı duyuyor” ifadelerini kullanmıştı. Netanyahu’nun yanında ifade ettiği Suriye sahası ile ilgili övgülerini de eklersek, bu kişisel yakınlık, Trump yönetiminin Türkiye’ye yaklaşımında tonun önceki yönetime kıyasla oldukça yumuşamasını beraberinde getiriyor.
SAVUNMA VE ASKERİ İŞBİRLİĞİ
* Washington cephesinde, NATO müttefiki Türkiye’nin yeniden kazanılması ve stratejik denklemde tutulması önemli bir öncelik olarak görülüyor. ABD cephesi için kritik olan, Türkiye’yi Rusya ekseninden uzak tutmak ve sorun çıkaran ortak yerine, sorun çözen ortak konumuna getirmek.
* Trump başkanlığındaki Amerikan yönetiminin stratejik ve ticari çıkarlarını hep birinci planda tuttuğu unutulmamalı. Bu nedenle de Trump Boeing, F-16 satışları ile F-35 programını görüşmede önceleyecektir.
SURİYE SAHASI
* Trump yönetimi için Suriye meselesi, hem terörle mücadele hem de bölgesel güç dengesi açısından kritik.
* Washington, IŞİD’e karşı YPG’yi vekil güç olarak kullanageldi ancak yeni Suriye yönetiminin YPG’ye müsamaha göstermemesi ve Ankara’nın ısrarlı itirazları bu politikayı sürdürülemez kılıyor.
* Öte yandan Trump’ın Suriye sahasına ticari imkânlar açısından önem verdiği de sır değil.
İSRAİL VE GAZZE GERİLİMİ
* Ekim 2023’te patlak veren Gazze savaşı sonrasında Ankara’nın İsrail’e karşı takındığı net tutumun Washington’daki bazı çevreleri rahatsız ettiği biliniyor.
* Başkanlığının ilk döneminde Kudüs’ü başkent olarak tanıyan, büyükelçiliğini oraya taşıyan Trump yönetiminin karşısında bu kez çok sayıda devlet bulunuyor. Beklenti, Trump’ın görüşmede bu sorunu diplomasiyle yönetmeye çalışacağı yönünde. Hatta Türkiye ile İsrail arasındaki diyaloğun yeniden tesis edilmesi için zemin yoklayabileceği iddiasında bulunanlar var. Gazze konusunda görüş ayrılıkları, Trump-Erdoğan buluşmasında üstü kapalı da olsa hissedilecektir.
TİCARET VE EKONOMİ
* Zirvenin belki de iki taraf açısından en pozitif başlığı. Trump’ın ilk döneminde 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi dile getirilmiş, ancak araya giren etkenler bunu zorlaştırmıştı. Bu hedef yeniden gündeme gelecektir.
SONUÇ
* Trump yönetimi Türkiye’yi kaybetmek istemiyor ve bunu açıkça dile getiriyor. Yönetimin genelinde “Türkiye stratejik bir müttefik, beraber çalışmak çıkarımıza” yaklaşımı hakim.
* ABD, Türkiye’yi yanına çekerek, Rusya ve Çin’e karşı elini güçlendirmeyi hedefliyor.
* Amerikan tarafı Dışişleri ve Pentagon içinde Türkiye’ye temkinli hatta tavırlı bazı çevrelere rağmen; ortak çıkarları öne çıkaran, sorun alanlarını diyalogla yönetmeye çalışan bir tutum sergileyecektir.
- Yine de konu Trump olunca bir açık kapı bırakmakta fayda var.
TÜRKİYE AÇISINDAN KRİTİK BAŞLIKLAR
Ankara açısından Erdoğan-Trump zirvesi, Türkiye’nin önceliklerini doğrudan iletmek ve kronik sorunlarda mesafe almak için önemli bir fırsat olarak görülüyor.
SAVUNMA SANAYİ İŞBİRLİĞİ VE YAPTIRIMLAR
* Türkiye’nin en önemli maddelerinden biri, hava gücünü modernize edecek savaş uçağı tedariki ve S-400 alımı sonrası maruz kaldığı CAATSA yaptırımlarının sonlandırılması. Trump’ın son açıklamaları Ankara’da temkinli bir iyimserlik yaratmış durumda. Beklenti ABD’den somut adım gelmesi.
* Türkiye, S-400 meselesinde “orta yol” bulunabileceğini belirterek, bu sorunun çözüme kavuşmasıyla F-35 önündeki engellerin kalkacağını umuyor.
SURİYE VE TERÖRLE MÜCADELE
* Ankara yıllardır Washington’a, “terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı” olarak gördüğü YPG/PYD’ye verdiği desteği kesmesi çağrısında bulunuyor. Trump’ın ikinci döneminde bu konuda bir fırsat penceresi doğduğuna inanılıyor.
* Erdoğan, Trump ile görüşmesinde ABD’nin artık Suriye’de YPG’ye ihtiyacı kalmadığını anlatacaktır. Bu kapsamda ABD’ye defalarca anlatılan DEAŞ ile mücadele planı bir kez daha gündeme getirilecektir.
* Diğer yandan “Terörsüz Türkiye” süreciyle de Washington’a “Artık PKK defterini kapatma zamanı” mesajının verilmesi bekleniyor.
FİLİSTİN VE GAZZE MESELESİ
* Ankara’nın başından beri Gazze meselesinde çizgisi belli. Dünya kamuoyuna öncülük eden bir rol üstlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan zirveye, BM Genel Kurulu’ndan mesajlarını vermiş olarak girecek. Ankara kalıcı bir ateşkesin tesisi, Gazze’ye insani yardım koridorunun açılması ve Filistin devletinin tanınması gibi konularda ABD’den adım bekliyor.
* ABD Başkanı’nın Türkiye-İsrail normalleşmesini gündeme getirmesi olasılığına karşı da politika belli. Cumhurbaşkanı, tüm adımların Filistin’deki zulmün son bulmasına, ateşkese, iki devletli çözüme ve hatta İsrail’in bölgedeki saldırgan tutumuna son vermesine bağlı olduğuna ifade edecektir.
TİCARET HACMİ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
* Ankara, Washington’la ilişkilerinin ekonomik boyutuna da büyük önem veriyor.
* Türkiye, ABD pazarına ihracatı artırmak, savunma sanayii ve teknolojide ABD yatırımlarını çekmek istiyor. ABD’li fonların Türkiye’ye çekilmesi, Eximbank kredileri veya kalkınma bankaları aracılığıyla proje finansmanı sağlanması gibi başlıkların da Türkiye’nin gündeminde olduğu belirtiliyor.
BÖLGESEL ROL VE KÜRESEL VİZYON
* Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’la buluşmasında Türkiye’nin bölgesel güç olarak oynayabileceği rolü de anlatmaya önem verecektir. Ankara, son dönemde çok eksenli bir dış politika izleyerek Rusya ve Çin ile de dengeli ilişkiler kurmaya çalışıyor. Öte yandan Batı ittifakının vazgeçilmez bir ortağı olduğunu vurguluyor.
* Ukrayna Savaşı konusunda Erdoğan hem Moskova hem Kiev ile diyaloğu olan nadir liderlerden biri olarak arabuluculuk tekliflerini yineleyecektir.
* Türkiye cephesi için kritik olan, ABD’nin güvenlik endişelerini giderip, egemenlik haklarına saygı duyan bir ortak gibi davranması.
BİTİRİRKEN...
Bu kritik zirveden çıkacak sonuçlar, iki liderin sonraki yıllardaki işbirliği rotasını belirleyecek. Dünyanın gözü, BM kürsüsünde Gazze’nin sesi olacağını ilan eden Erdoğan ile “özgür dünyanın güçlü lideri” imajını canlandırmaya çalışan Trump’ın Beyaz Saray’daki mesajlarında olacak. Ankara ve Washington’dan gelen son açıklamalar, en azından şimdilik, kazanım elde etme arzusunun çekişme dürtüsüne baskın çıktığını gösteriyor. Bu da uluslararası camiada memnuniyetle karşılanan bir gelişme zira Türkiye ve ABD’nin yapıcı bir diyalog içinde olması, hem bölgesel barış hem küresel siyaset açısından olumlu yankılar yaratacaktır.
Paylaş