Tüm hücrelerimde yazın özlemi var!

Günlerdir burnuma deniz kokusu geliyor.

Haberin Devamı

O kadar özledim ki Güney’i, Ege’yi, denize girip ağaç gölgesinde kestirmeyi.
Tamam az kaldı, neredeyse bitiyor, normale dönüş başlıyor, yakında hepsi geride kalacak derken; son birkaç gündür okuduklarım ve Amerika’daki yetkililerin 3.5 saat boyunca senatörlerin sorduğu sorulara canlı yayında verdikleri cevaplar, 2020-21 dönemine ait öngörü paylaşımları ve Asya’da hayat normale dönmeye başlamışken eğlence mekanlarının yeniden kapatılması ve vaka sayılarında artışların başlaması üzerine “eyvah bitmeyecek mi” endişesiyle baş başa kaldım.
Hayat “yeni normal”e döndürülmeye başlandıkça, aldığımız tedbirler de aynı oranda gevşiyor ve saat aksi yönde ilerlemeye başlıyor.
Bu sarmal ne zaman bitecek hiçbirimiz bilmiyoruz.
Aşı bulunmadığı sürece bitmesi çok zor deniyor.
Uzun süreler test edilmemiş bir aşının deneği olmak da var.
Kaldı ki Covid-19’un biyolojik silah olduğunu düşünenlerdenim, o yüzden çıkacak aşıya da kesinlikle güvenmiyorum.
Ama havalar ısındıkça herkes gibi bendeki gelgitler de artmaya başladı.
Mesela şu an sadece izole bir yerde, denize yakın, kalabalıktan uzak bir kiralık ev arayışı içindeyim.
Çeşme, Bodrum ve benzeri lokasyonlarda bırakın kiralık ev bulmayı, geçen seneki fiyatları bile mumla arar duruma geldim.
Ev eksiklerimi tamamlamak üzere bu hafta açılan mağazalara girip hızlıca çıkayım dedim, etiketlerin hepsinin üzerine eklenmiş.
Anlamadığım şey şu:
Sizler 2.5 aylık kapanma süresinde oturdunuz da bizler işlerimize devam mı ettik?
Siz arayı kapatacaksınız diye günah keçisi biz mi olmalıyız?
Bu fiyat politikalarıyla geçici kapanmadan kalıcı kapanmaya doğru koşar adım gittiğinizin farkında değil misiniz?
Biz tüketicilerin pandemi süresince neler yaptığınıza dikkat
ettiğimiz gibi, pandemi sonrasında da neler yaptığınıza dikkat ettiğimizi göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim sevgili marka ve mağazalar.

 

Yazarın Tüm Yazıları