Dijital detoks

New York, Milano, Paris moda haftaları çok uzun bir aradan sonra tüm şaşaaları ile geleneksel halde geri döndü.

Haberin Devamı


Dünya çapında sosyal medya influencer’ları ve ünlüleri, sokak modasıyla herkesi meşgul ediyorken, son derece radikal bir karar aldım.
Moda haftalarından uzak bir lokasyona gidip, havaalanına girdiğim andan itibaren sosyal medya detoksuna soktum kendimi. Uzun zamandır moda haftalarının geri dönmesini beklerken böyle bir hamle düşündürücü.
Bir yandan küresel iklim krizi ve moda sektörünün buna olan etkisinin büyüklüğü, sosyal medyanın aşırı görgüsüzlük içeren içerikleri, düşüncesizce paylaşılan fotoğrafların gereksizliği ve elimdeki ekrana bağımlı olmamın farkındalığıyla “hayatı kaçırıyor muyum” sorusu hep aklımda çünkü. Artık buna bir “dur” deme zamanımın geldiği bir noktaydı belki de.
İlk gün kolay değil, insanın eli ayağı titriyor, sanki eksik bir şeyler var hissi doğuyor. Bir yerlerde önemli bir şeyini unutmuşsun gibi ama sonra anlıyorsunuz ne kadar uzun zamandır detayları görmezden geldiğinizi. Sadece kültür, sanat ve vizyonumu besleyen Instagram’sız koca bir hafta bile “biz hangi ara bu kadar bağımlı olduk” dedirmeye yetti.
Düşünsenize, interneti ilk defa 1993 yılında kullanmaya başladık. Daha o zaman Google bile yoktu hayatımızda. Google 1998 yılında, Instagram ise 2010 yılında var olmaya başladı. Toplamda 10-11 senelik aydınlanmanın hayatımızdan götürdüklerine bakınca ciddi tehlike çanları ile baş başa olduğumuzu düşünüyorum.
Çok yakında sosyal medyada her adımını, her alışverişini, her aldığını koyan yani aşırı aktif kullanan kişilerin psikolojik terimlerle adlandırılacağını duyuyorum.
Kısacası sanal dünyayı sanal hayatta bırakıp, gerçek dünyaya dönüp hayatı yeniden yaşamakta fayda var. Bana çok iyi geldi, bir deneyin, inanın size de çok iyi gelecek.

Haberin Devamı

MODA HAFTASINDA BİR PROTESTO

Geçmiş yıllarda defilelerde protestocular olmadan moda haftasına “moda haftası” denmezdi. Marka sahipleri podyumlarda hep heyecanlı bekleyişle “acaba bir protestocu podyuma atlar mı?” korkusu ile tüm güvenliği podyuma yığardı.
Uzun zamandır bu başkaldırılar podyumlarda yoktu ama bu sene küresel iklim krizinin Z kuşağı üzerindeki etkilerine Louis Vuitton defilesinde şahit olduk.
Modanın desteklediği tüketimi protesto eden genç aktivist “Aşırı tüketmek=Neslin tükenmesi” pankartı eşliğinde güvenliklerin elinden kurtulup modellerle birlikte o güzelim şamdanlardan oluşan podyumda yürümeyi başardı.
Açıkcası takdir etmedim desem yalan olur. Kürk karşıtı Peta yıllar içinde sektöre büyük bir geri adım attırdığına göre Z kuşağı neler yaptırmaz?
Kolektif olarak hareket etmediğimiz sürece, bireysellik bir yere kadar.
Oyunun kuralları yavaştan değişmeye başlıyor. Bakalım 10 sene gibi kısa bir sürede bizleri paralize eden dijital dünya gibi hızlı bir değişim olacak mı?
Çünkü olmazsa vah halimize.

Yazarın Tüm Yazıları