Ondan sır saklamak zorundayım

Erkek arkadaşımın anneannesi vefat etti ve annesi bunu ondan saklamamız gerektiğini söyledi. Fakat aramız da bozuk. Onu yalnız bırakmak istemiyorum ama üstüne düştükçe benden uzaklaşıyor.

Haberin Devamı

Merhaba, 20 yaşındayım ve 5 yıllık bir ilişkim var. Erkek arkadaşım her zaman çok ilgisiz gibi davranırdı. Bir sürü mesaj atardım, kısa kısa cevaplar verirdi. Kavga ettiğimizde, beni kırmamak daha fazla sinirlenip birbirimizi kırmamamız için cevap vermediğini ya da kısa yazdığını söylerdi.
Sorun şu ki, bu yıl üniversiteye başladım, okullar açıldığından beri her gün kavga ettik. Sevgilim 22 yaşında ama hâlâ olgunlaşmadı. Çok saçma şeylerden kavga çıkarıyor. Eski sevgilisi onu aldatmış, o günden beri kimseye güvenememiş. Sonrasında benimle tanıştı ama 5 yıldır güven problemini aşamadık.
Çok kavga ettiğimiz için artık sinirle “ara verelim” dedim. Normalde kabul etmezdi. Daha önce de söylemiştim, kendine çekidüzen vermişti ama şimdi kendini düzeltemiyor, daha da kötüye gidiyor. Psikolojisi bozuk gibi davranıyor.
Anneannesi hastanedeydi, ne yazık ki ölmüş. Ama annesi bunu sevgilimden saklıyormuş. Bana anlattı durumu ve ona bir şey söylemememi rica etti. Söylemedim tabii ki ama ayrı olduğumuz halde dayanamadım, mesaj attım.
Saçma bir muhabbet açarak yanında olduğumu hissetmesini istedim. Ama çok soğuk konuştuk. Artık beni sevmiyor mu, anlamıyorum. Kendisine sorduğumda sevdiğini söylüyor ama konuşmak istemiyormuş gibi davranıyor. Nedenini bilmiyorum.
Yakın bir arkadaşı “ailevi sorunları var” dedi. Beni yanında istemiyor mu? Kafam çok karışık, delirmek üzereyim. Kendimi derslerime veremiyorum. Bir de ondan saklamak zorunda olduğum bir sır var, annesine söz verdim. Anneannesinin öldüğünü öğrenince ne yapacak, hiç bilmiyorum. Sence ne yapmalıyım abla? Artık mesaj da atmıyorum. Senin tavsiyeni bekliyorum.
◊ Rumuz: Karşılıksız mesajlar

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, sen de farkındasın herhalde, bu genç adamı mesajlarınla boğmuşsun. Üstüne pek fazla düşüyorsun besbelli. Üstelik arkadaşının dediği gibi, belki de ailevi sorunları vardır. Annesi boş yere sana “anneannesinin öldüğünü söyleme” dememiştir. Bunu kaldıramayacağını düşünmüş olmalı. Kim anneannesinin cenazesine gitmek istemez ki? Ama annesi onun ruhsal durumunun farkında ki, saklama ihtiyacı duymuş.
Sen de bu durumun farkında olmadan, sürekli seninle ilgilenmesini istiyorsun, onu mesaj yağmuruna tutarak cevaplamasını bekliyorsun. Onu bir süre kendi haline bıraksan, rahat versen daha iyi olacak... Sorunlarını tek başına
halletmeli.
Bu arada, annesinin sana bu sırrı saklamanı söylemesi de garip geldi bana. Anneannesinin öldüğünü öğrendiğinde annesine öfkelenirse, annesi de “sevdiğin kız da biliyordu, sana söylemedi” derse işler iyice karışacak.
Bence sen en iyisi bir süre ondan uzak durmaya çalış. Bırak o sana ihtiyacı olduğunu hissedip, seni arasın.

 

Haberin Devamı

Üstün zekalı çocuklara nasıl eğitim verilmeli?

Sevgili Güzin Hanım, biliyorsunuz, ülkemizde üstün zekalı çocuklara özel eğitim verebilecek eğitim kurumları yok denecek kadar az. Benim yeğenim de inanılmaz bir zekaya sahip. Şu anda 8 yaşında ama sınıfında aşırı hareketliliği, diğer arkadaşlarına kolay uyum sağlayamaması, yaramazlığı, zaman zaman aşırı öfkesi yüzünden dikkat çekiyor.
Derslerine fazla dikkatini veremiyor, ama notları süper. Öğretmeni sürekli ailesini görüşmeye çağırıyor. Kardeşim ve eniştem de bu durumdan şikayetçi. Çok üzülüyorlar.
Bu konuda bize yardımcı olabilir misiniz, ne yapmalıyız? Çocuğu bir psikoloğa mı götürmeliyiz, nasıl bir yol izlemeliyiz?
Rumuz: Melike T.

Haberin Devamı

Çok haklısınız, ülkemizde üstün zekalı çocukları yönlendirebileceğimiz çok fazla eğitim kurumu bulunmuyor. Türkiye’deki üstün zekalı ve yetenekli çocukların tespit edilmesi, bu çocukların eğitimlerini sağlıklı şekilde sürdürmesini sağlamak amacıyla 2012’de kurulan Türkiye Üstün Zekalılar ve Dahiler Eğitim Vakfı (TÜZDEV) Genel Başkanı Opr. Dr. Kemal Tekden, anne babaları, çocuklarının davranışlarını gözlemlemesi, yaşıtlarına göre farklılıklar sergilediğini fark ettikleri andan itibaren, bu çocukları özel ve hassas öğretmenlere teslim etmeleri gerektiğini hatırlatıyor ve şöyle diyor: “Çocuğunuzun davranışları yaşıtlarınınkinden farklı mı? Okula bile gitmeden okuma yazmayı mı öğrendi? Ya da sadece televizyondan görüp farklı bir dilde konuşmaya mı başladı? Bu, sizi korkutmasın. Aileler telaşlanıp, psikiyatra götürüp çocuklarını hemen ilaca başlatmasınlar. Tüm belirtiler çocuğunuzun üstün zekalı olduğunun göstergesi olabilir. Bu noktada aileler için büyük sorumluluk başlıyor. Bu çocuklar, ilgi ve yeteneklerine uygun eğitim alabilirlerse büyük icatlar yapabilir, toplumsal faydalar sağlayabilirler.
Üstün zekalı ve yetenekli çocukların yaşıtlarından önce yürüme, konuşma, sayı ve harfleri tanıma gibi özel alanlarda kendilerini fark ettirebileceği biliniyor. Bu çocuklar akranlarından daha fazla sayıda kelime ile konuşur. Duyduğunu çok iyi hatırlayan bir hafızaları vardır.
Zeka ve yetenek testleri yardımı ile bu tür çocuklar 2 yaşından itibaren tespit edilebilir, keşfedilmediklerinde ise büyük sorunlar yaşayabilirler. Merakları giderilmezse ruhsal sorunlar yaşayabilirler. Onlara karşı çok anlayışlı davranmalı, onların çocuk olduğu unutulmamalı.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları