O saygı duyulması gereken bir kadın

Belki hatırlarsınız, belki o dönemi yaşayanlardansınızdır... Fransızların efsane starı Brigitte Bardot, onu dünya çapında üne kavuşturan “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filminden sonra, onlarca gişe rekoru kıran esere imza attı.
Yaşlılığı kabullenemeyen pek çok yıldızın aksine, henüz 40 yaşlarındayken, bir anda sinema dünyasını terk etti...
Dünyanın en güzel kadınlarından biri olduğu halde, henüz genç sayılabilecek bir yaşta, oyunculuktan vazgeçti, kendini Saint-Tropez’deki malikanesine kapadı ve sadece çok sevdiği hayvanlarıyla yaşamayı seçti.
O günden beri de sadece hayvanlar için çabaladı, onlara kendini adadı ve tüm servetini onlara harcamayı sürdürdü.
Bugün de en büyük hayvan hakları savunucularından biri olarak tanınıyor.
Asla estetik yaptırmadı, yaşadığı fırtınalı aşklara nokta koydu.
Yaşlılığı olduğu gibi kabul etti ve asla isyan etmedi. Yabani ve evcil hayvanların korunması için Brigitte Bardot Vakfı’nı kurdu.
Ardından vejetaryen oldu ve vakfın kurulmasında kullanılmak üzere mücevherlerini ve birçok özel eşyasını açık arttırmada sattı.
Bardot günümüzde güçlü bir hayvan hakları aktivisti ve özellikle et tüketimine karşı güçlü bir muhalif olarak tanınıyor.
Şu anda 87 yaşında olan ünlü yıldızı bugünün gençliğinin pek fazla tanıdığını sanmıyorum.
Bu nedenle pek ender olarak yaptığı bir açıklamayı bir okurum bana yolladığında, yayınlamak istedim.
Çünkü gerçekten bu kadın büyük bir saygıyı hak ediyor...
Yalnız tam zamanında sinema dünyasına sırtını dönüp inzivaya çekilmesinden dolayı değil.
Aynı zamanda tüm servetini ve hayatını hayvanlara adamayı seçtiği için...
Ona gönülden sevgi ve saygılarımı yolluyorum...

‘KENDİMİ HAYVANLARA İNSANLARDAN YAKIN HİSSEDİYORUM”

Brigitte Bardot’un bu seçiminin nedenlerini açıkladığı satırlarını ben de tıpkı sizin gibi ilk kez okuyorum.
İşte dünya çapındaki bir starın kendini hayvanlara neden adadığını anlatan ilginç açıklaması, dilerim Allah ona uzun ömürler verir ve yıllarca bu kutsal görevini sürdürebilir:
“Kendimi savunmak için yalnızlığı seçtim. Kendimi etrafımdaki insanlıktan koruyorum...
Bu gürültülü ve kibirli insanlıktan.
Hayvanlar, ağaçlar ve çiçeklerle çevrili yaşıyorum. Atlarım, eşeklerim, koçlarım, keçilerim, domuzlarım, tavuklarım, ördeklerim, kazlarım, güvercinlerim var.
Sonra elbette köpekler ve kediler.
Kaç tane olduğunu bile bilmiyorum...
Kendimi doğaya ve hayvanlara insanlardan çok daha yakın hissediyorum.
Hayvanların davasıyla evliyim ve sonunda burada varlığımı anlamaya çalışıyorum.
İnsanlara, hayvanlara karşı zulmün değersiz, kabul edilemez, insanlık dışı bir şekilde kesin olduğunu açıklamaya çalışıyorum...
Brigitte Bardot”