Köpeğimiz Nero için adalet istiyoruz

Oğlum Nero’yu silahla boğazından vuranlar, artık cezalarını çekmeli. Hayvanlar mal olmaktan çıkmalı ve kanunla bir can olarak yanımızda yer almalı.

Haberin Devamı

Sokakta tek başına yaşam mücadelesi verirken tanışmıştık oğlumla. Tanışmamızdan kısa süre önce sağlık nedenleriyle kaybettiğim köpeğimin adını ona vermiştim.
Hem Nero’yu onda yaşatmış, hem de yeni tanıştığım Nero’mu pamuklara sararak büyütmüştüm.
Evden uzaklaştığımda 3 köpeğimin de düzenini bozmamak için onları üst komşularımız sevgili Önal ve Özdemir ailelerine emanet ederdim.
25 Temmuz’da saat 17.50 sularında anne-kız Beyhan-Hilal Özdemir üç köpeğimizi gezdirmek ve beslemek için evimize geliyor.
Önce Hilal ve oğlum Nero boş sokakta yürüyüşe çıkıyor. Kimseye hiçbir zararları yok.
Sonra anne Beyhan Özdemir, diğer iki köpeğimizle yürüyüşe çıkarıyor. Komşumuz da anne ve yürüyüşe çıkardığı köpeklerimize sataşıyor.
Tasmalı olan köpeğimizi dikkatli tutmasını söylüyor. Anne Özdemir, komşumuzun üzerine yürüyen halinden ve söylemlerinden tedirgin olup hızla uzaklaşıyor. Komşumuz orada daha çok bileniyor ve sonrası malum... Nero’m Hilal Özdemir’le yürüyüşten dönüyor. Komşular, sokakta küçücük çocuklarıyla bekliyor. Güya benim oğlum onları ısırıyor.
Komşularımıza sesleniyorum: Siz, benim oğluma saldırdınız. . Hakaretler, küfürler ettiniz. Siz, bir genç kadına olası kast ile ateş ettiniz. Siz, evimde yokken bunu fırsat bilip benim konutumun dokunulmazlığını ihlal ettiniz.
Evimin bahçe kapısını kırarcasına zorlayarak açtınız, kendi evimin kapısını, oğlumun kafasına vurdunuz. Oğlumu yerlerde çekiştirdiniz, sürüklediniz. Bunların hepsini 2 yaşındaki çocuğunuz arkanızda korkudan ağlarken yaptınız.
Benim patili kahramanım, benim olmadığım zamanda başta ona emanet ettiğim evimi, ona emanet ettiğim genç kadını ve onu hırpaladığınızdan kendisini koruyarak birinizi dizinden ısırmak zorunda kaldı.
Durun ve evinden çıkın diye, bir genç kadını öldürmeyin diye. Nero’mun ısırması, silahla boğazından vurulmasıyla aynı anda oluyor. Siz planınızı çoktan yapmışsınız, bu oldukça açık.
Oğlumun patili bir kahraman olduğu, yaptığınız her zorbalığa gösterdiği direnç açık.
Toplum için tehdit olan bu tip insanlarla aynı yerde nefes aldığımız artık yeter. Bu vahşete artık dur diyelim. Hayvan hakları özel kanunla korunmalı, mal olmayan canların artık bir kanunu olmalı.
Hayvanlara karşı işlenen suçlar sahipli sahipsiz hayvan ayrımı gözetmeksizin Kabahatler Kanunu’na değil Türk Ceza Kanunu’na tabi olmalı. Kampanyama destek vermeniz ve paylaşmanız dileğiyle.
Deniz Şenocaklı Özula

Haberin Devamı

Köpeğimiz Nero için  adalet istiyoruz

YANIT

Haberin Devamı

Türk Ceza Kanunu’nda hayvanlara karşı işlenen suçlar, “Mala zarar verme” başlığı altında yer alıyor.
Yani TCK hayvanları can olarak değil, mal olarak görüyor.
Hayvanlara karşı suç işleyen kişilere sadece idari para cezası verilebiliyor.
Nero’nun cinayeti bize 2017 yılında Tanem Sivar Dirvana ve Edhem Dirvana çiftinin çok sevgili köpekleri, Django ve Pamuk’un cinayetini hatırlattı.
O zamandan beri yeni bir yasanın çıkmasını ve hayvan cinayetlerine karşı hapis cezasının onaylanmasını bekliniyor. Bu arada sayısız masum dostumuz katledildi, tecavüze uğradı, yakıldı bıçaklandı, boynundan ağaca asıldı, karınları deşildi. Ama hayvan dostlarımızın haklarının gerçekten korunduğu bir yasanın yürürlüğe girmesi hep ertelendi.
Vahşi hayvan cinayetleri bize hayvan hakları kanununda artık mutlaka ciddi bir değişiklik yapılması gerektiğini işaret ediyor. Bu değişiklik hayvanlara eziyet eden, onları öldüren ya da tecavüz edenlere karşı uygulanacak ciddi cezalar olarak ele alınmalı.
Bugünkü durumda hayvana yapılan eziyet ya da cinayetler, sadece kabahatler kanununa göre cezalandırılıyor.
Bu da birkaç yüz liralık caydırıcılığı olmayan para cezalarını geçmiyor.
Çünkü hayvanlar hali hazırdaki yasalara göre sokakta bulunan eşya şeklinde telakki ediliyor.
Yok edilmeleri bu yüzden önemsenmiyor. Ama insanlar o kadar vahşileşti ki daha fazla bekletilmeden bu yasa mutlaka değişmeli.

Yazarın Tüm Yazıları