Ben bu kadar yükü taşıyamıyorum

Kızıma hissettirmeden yürütmek zorunda olduğum ve kağıt üzerinde kalan bir evliliğim var. Diğer taraftan da hayatıma giren ama sonunu kestiremediğim bir insan... Ben bu kadar yükü taşıyamıyorum.

Haberin Devamı

11 yıllık evliyim ve 7 yaşında bir kızım var. Eşimle anlaşamıyoruz ve 2 yıldır da ev arkadaşı gibi yaşıyoruz.

Buna sadece kızım için katlanıyorum. Eşimle de konuştuk, kızımızın yanında hiçbir şey belli etmiyoruz. Konuştuğum pedagoglar boşanma sürecinin çocuğu daha az etkilemesi için birkaç sene daha beklemem gerektiğini söyledi. Ama ben artık daha fazla dayanamıyorum. 38 yaşındayım ve arkama dönüp baktığımda kızım hariç hayatımda beni mutlu eden bir şey yok.

Hayattan soğudum, hiçbir şeyden zevk almıyorum ve bu şekilde yaşamanın da gereksiz olduğunu düşünmeye başladım.

Bu kadar sene eşime haksızlık etmemek için hayatıma başka kimseyi almadım. Son 1 aydır biri var. O da evli ve benimle aynı yaşta çocuğu var. Malum o da eşiyle sıkıntılı zamanlar geçiriyor.

Haberin Devamı

Ara sıra birbirimizle dertleşirken nasıl olduğunu anlamadan hayatıma girdi. Hâlâ yanlış bir şey yapıp aldatan erkek olmadım.

Fakat karşımdaki kişinin de ilgi ve sevgi gibi eşinde görmediği eksiklerini benimle tamamlıyormuş olmasından endişeleniyorum.

Evet, bazen ileriye dönük programlar yapıyoruz. Gün geliyor benimle çok iyi oluyor, gün geliyor sanki başka biri olup çıkıyor. Bu konuyu kimseyle konuşamıyorum.

Bir taraftan kızıma hissettirmeden yürütmek zorunda olduğum kağıt üzerinde kalan bir evlilik, diğer tarafta hayatıma giren ama sonunu kestiremediğim bir insan var. Ben bu kadar yükü taşıyamıyorum.

Ne olur bana bir yol göster... Artık çok yoruldum. Her şey boş ve anlamsız geliyor. Hayat dediğin şey eğer ölümle kumar oynama sanatıysa, benim elimde son bir kağıt kalsa o da senden gelecek cevap. Sanırım sonrasında ben bu oyunu kaybedeceğim.

Rumuz: Çaresiz

YANIT

Sevgili oğlum, ne yazık ki bazen kader insanın karşısına mutlu olabileceği birini çok geç çıkarıyor. İki kişi belki de hayatlarını değiştirecek bir rastlantıyı boş yere kaçırmış olabiliyorlar... Yanlış evlilikler, yanlış insanlar ve böyle işte umutsuzluğa düşmüş iki hayat.
Sana söylemek istediğim şu ki böylesine umutsuzluk ve mutsuzluk hiç kimseye fayda vermez.
Eşinle neden bu kadar uzaklaştınız, sana ne yaptı, aileniz neden böyle bir duruma düştü, anlatmamışsın ama bence çok da önemi yok. Çünkü sonuçta sen mutsuzsan, eminim o da mutsuzdur.
Belki o da sana çocuk için katlanıyordur ki bu sizin içinde bulunduğunuz durum daha çok kadınlarda görülür... Kadınlar erkeğin eziyetine, ihanetine bile sırf çocukların hayatı değişmesin, babasız kalmasınlar diye katlanırlar.
Ama bu defa bir baba çocuğu için endişe ediyor ve evliliğini mutsuzluğuna rağmen sürdürmeye çalışıyor. Ben evliliklerin yıkılmasına asla taraftar değilim. Dayak, eziyet, ihanet olmadıktan sonra yuvalar yıkılsın istemem.
Ama ilk defa senin satırlarının samimiyetine inanarak, senin için hatta eşin için üzüldüğümü söyleyerek, boşanmanın tek çare olduğunu hatırlatacağım sana. Bana büyük bir sorumluluk yüklemişsin ama tek boşanan çift siz olmayacaksınız, küçük kızın da boşanan anne ve babasıyla yine de mutlu olabilecek. Her ne kadar iki arada kalmak bir çocuk için kolay olmasa da şimdiki çocuklar bunun üstesinden gelebiliyorlar. İnan onlar bizden çok daha güçlü... Hem senin giderek üzüntüden eridiğini görmüyor mu sanıyorsun...
Boşan oğlum, kızına her zaman sevgiyle sarılabilirsin. O seni anlayacaktır. Şu anda beraber olduğun kadını bile düşünme... Sen önce bu umutsuzluktan kurtul, kendini bir toparla...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları