Süreç ve sorular

Türk futbolunda belirsizlik sona erdi... Koronavirüs pandemisinin devam ettiği süreçte, TFF Başkanı Nihat Özdemir liglerin 12-13-14 Haziran’da oynanacak maçlar ile birlikte yeniden başlayacağını açıkladı.

Haberin Devamı

Karar, pek çok kesim tarafından da tepki ile karşılandı.
Özellikle MKE Ankaragücü’nde pozitif vakasının çıkmasıyla aynı sürece gelen karar, yanında sağlık açısından ciddi endişeleri de beraberinde getirdi.
Kararın doğrusunu yanlışını bir kenara bırakırsak; sürecin bir fotoğrafını çekmek faydalı olacaktır.
*
Öncelikle; salgın sürecinde en fazla görülen durum futbolun endüstriyelleşmesi oldu.
Eski romantik düzen, yerini ekonomik parametrelere bırakmış durumda...
Türk futbolu da başta olmak üzere, pek çok ülkenin futbol kültüründe taraftarın baskın olduğunu düşünüyorduk, ancak bugün gelinen nokta da kulüpler ve federasyonların ekonomi endişelerinin ağırlığı daha da derinden hissedildi.
Günümüzde artık ciddi bir ticari sektöre dönüşen futbol, artık ekonomik gücü elinde bulunduran ve karar mekanizmasının da, bu endişe dahilinde hareket ettiği bir piyasa dalına evrimleşti.
Bakınız; ligler devam ederken, futbolcuda koronavirüs çıkmasına karşın liglerin yine planlandığı gibi devam edeceği açıklandı...
*
TFF Bilim Kurulu’nun Maç Oynama Protokolü rehberi olacak, ancak birebir temasa dayalı futbolda hangi madde futbolun aktörlerini koruyabilir bu etraflıca tartışılacak bir konu.
Aynı zamanda gruplar halinde çalışmanın da, takım antrenmanının yerini dolduramayacağı da, oyuncuların bu denli evde vakit geçirmesinin ardından yalnızca bir aylık süreçte yeniden eski kondisyonlarını sağlayabilmesi de soru işareti...
Futbolcuda koronavirüs çıkması halinde çözüm; o futbolcunun, kalan maçlarda olmayacağı yönünde gösteriliyor ama zaten virüsün, dünya genelinde bir pandemiye dönüşmesinin nedeni de yeterli izolasyonun sağlanamayarak, Vuhan’dan dünyaya yayılması değil mi?
*
Madalyonun bir diğer yüzüne bakalım;
Alınan kararda futbol ekonomisinin bir hayli etkili olduğu ortada; bugün özellikle ülkemizdeki pek çok kulüp yayın gelirlerinden, maç günü gelirlerinden, buna bağlı olarak sponsorluk gelirleri de olmak üzere pek çok gelir kaleminden mahrum kaldı.
Sezonun iptali gündeme geldi, ancak bu da kulüplerin ekonomisini daha da kötüye götürecekti.
Özellikle Bursaspor’dan örneklendirmek gerekirse mali kurtuluş için tek yolun Süper Lig’e yükselmek olduğunu düşünürsek, bu durum zirve mücadelesi veren ekiplerin olası gelirlerinden mahrum kalması anlamına gelecekti.
Sezonun tescil edilmesi gündeme geldi, burada da zirve mücadelesi veren ve küme düşme mücadelesi veren ekipler var, bunun yanında Avrupa kupalarını kovalayanlar da...
Haliyle bu durum da, liglerin bitimine 6-7 hafta varken adaletsizliğe sebep olacaktı.
*
Diğer konuşulanlara da bakacak olursak; haziran ayının da sonrasına ertelense, maçlar ağustos ayına sarkacaktı. Sıcaklıkların en fazla hissedildiği anlarda yani...
Geçmişte kulüplerin, ağustos sıcağını bırakın; eylül başlarında oynadığında bile ne denli sıcaktan şikayetçi olduklarını gördük.
Maçların önümüzdeki sezonun başına sarkıtılması da ortaya atılan fikirlerden biriydi; bu süreçte mevcut oyuncularla sahaya çıkılmadığı takdirde adil bir rekabetin olmayacağı aşikar...
Haydi diyelim ki oldu, bu sezon bitti ve hemen akabinde yeni sezon başladı, kulüpler hangi ara yeni sezonlarının planlamasını yapacak, transfer stratejisini belirleyecek?
Tabii tüm bunların yanında aslında bariz bir nokta daha var o da UEFA’nın haziran ayının sonuna kadar liglerin sona erdirilmesini istemesi.
UEFA gibi büyük organizasyonlar da kendi çıkarlarını düşündüğü için, bu arena da bizim için olmazsa olmaz olduğundan başa gelen çekilir durumu ortaya çıkıyor.
*
İşin özü, ‘ligler başlamasın’ düşüncesini de destekleyen, hem sporcuya, hem de söz konusu futbol düzenine faydalı bir çözüm önerisi ortaya koyulamadı...
Bu yaşadığımız futbol sürecinin genel bir yansımasıydı.
Tekrar başa dönecek olursak; kararın doğruluğu yanlışlığı bir kenara önemli olan tek şey sporcuların sağlığı.
Ülke federasyonları da, paydaşı olduğu futbol dünyasının aktörlerini korumakla yükümlü.
Dileriz vakasız bir süreç yaşanır ve sessiz sakin ‘bir şekilde’ sezonlar noktalanır.

Yazarın Tüm Yazıları