Öze dönüş süreci

Yalnızca sözleşme tarihlerinde değil, aynı zamanda saha içerisine de yeşil beyazlı kulübün her daim en fazla altyapı ve genç oyuncularına şans veren kulüpler arasında başları çektiğini görebiliyoruz.
Bu değerin önemi ise, önümüzdeki süreçte çok daha fazla anlaşılacaktır.
*
Şöyle ki;
Türk futbolu, koronavirüs salgını sürecinin ardından çok ciddi bir değişime gidecek görünüyor.
Özellikle ekonomik açıdan duraksamalar ve geriye doğru gidişin ardından, kurtuluş her zaman olduğu gibi yine tek bir düşüncede toplanacak; özüne dönmek.
Hali hazırda, kulüplerin mali yapılarını düzeltmeleri amacıyla ciddi ekonomik yaptırımların olduğu bu dönemde, salgın sonrası zararı minimum seviyeye indirgemek ve yeniden yükselişe geçmek isteyecek olan kulüpler, daha ‘ekonomik’ hamlelerle karşımızda olacak.
Böylelikle yurtdışından ciddi bonservis ücretleriyle transferler, maaş ödemelerindeki astronomik rakamlar gibi detayları bir süre göremeyeceğiz, görmememiz de gerekiyor.
Salgın sonrası dönemde artık kulüplerin özlerine dönerek, altyapıya daha fazla eğilimleri, daha düşük ücretli ancak potansiyel Türk oyuncularına yönelmeleri oldukça olağan...
*
İşte bu durumda avantaj sağlayacak kulüpler ise altyapı ve genç faktörlerini saha içerisinde de birleştiren, bu kimyayı iyi bir organizasyon bünyesinde oluşturanlar olacak.
Bu kapsamda değerlendirdiğimizde Bursaspor’un, önemli bir avantaja sahip olduğu aşikar.
Potansiyele sahip ve performanslarıyla da umut vadeden genç yetenekleriyle uzun soluklu sözleşmelere atılan imzalar, bizlere iki faktörü gösteriyor.
Biri potansiyele duyulan güven, bir diğeri ise yıldızın parladığı anlarda gerçekleşebilecek olası transfer görüşmelerinde elindeki kartların kuvvetli olması.
Kulüplerin bu sezon başından itibaren bonservisi elinde olan oyunculara yöneldiğini gözlemlersek, sözleşmesi devam eden oyuncuları bünyesine katmak oldukça zorlaşacaktır.
Bursaspor ise bu süreçte, iyi bir organizasyon sağladığında hem kendi bünyesindeki ‘genç’ oluşumu ile birlikte başarının en önemli adaylarından biri haline gelecek, hem de –şayet ayrılıklar olsa dahi- transferlerden ciddi bir bonservis gelirleri elde edebilecek.
*
Buna bağlı olarak transfer gelirleri de kulübün mali seviyesini daha iyi bir duruma getirmeye yarayacaktır.
Her koşulda, Türk futbolunda genç oyunculara verilen önemin, daha fazla değer kazandığı bir sürece gireceğiz.
Elbette bu düşüncelerimizin en büyük parametresi yine futbolcuların performansları olacak.
Sezonun şu anına kadar gördüğümüz pek çok oyuncunun sergilediği performansla ışık verdiği...
Asıl önemli olan nokta ise, istikrarı yakalamak.
Bursaspor, genç oyuncularında istikrarı yakalar, Süper Lig’e de adımını attığı takdirde bu düzenini koruyabilirse, gerçekten kulübün geleceğine umut dolu bakmak için elimizde pek çok nedenimiz olacak.
Yönetim, teknik heyet ve oyuncu üçgeninin yanı sıra, taraftarın da genç oyunculara sahip çıkması da bu geleceğin en büyük faktörlerinden biri...
Yaşanan salgın sürecinin ardından, yeni bir futbol ikliminde bir takım dengelerin de değişeceğini ön görürsek, umuyoruz ki Bursaspor da bu iklimi lehine çevirecek.