Oyunu bütüne yaymalı

Mali yapının oluşturduğu endişe, kadro bütünlüğündeki uyuşmazlık, ‘deneyimin’ henüz başında olan bir oyuncu grubu, ‘tecrübeli’ oyuncuların oyun planındaki sorumluluğunu hissettirememesi, saha dışının vermiş olduğu negatif etki gibi, birçok parametre istikrarsızlıkta önemli rol oynuyor.
Bunların yanında bir de, oyunu bütününe yayamadığını da eklemek gerek.

ORTALAMASI OLMAYAN TEHLİKELİ BİR TAKIM

Artılarına da baktığımızda; ‘dinamik’ ve ‘tempolu’ bir takımın getirdiği o enerjiyi, buna bağlı bazı bireysel performansların üst seviyeye çıkmasını, ilk haftalardaki kırılganlığın giderek azalmasını gösterebiliriz.
Oyun içerisinde zirveyi de dibi de yaşayan, ortalaması pek bulunmayan tehlikeli bir takım görünümünde Bursaspor.
Her ne kadar Uluslar Ligi, haklı olarak eleştirilere maruz kalsa da Bursaspor gibi takımlar için fırsat niteliği taşıyor.
Bu süreçte daha fazla birlikte çalışabilmeye, maç stresinden uzak tamamen kondisyon ve taktik düzene dayalı çalışmalara ön ayak oluyor.
Bir nevi, bir düzen oturtma halindeki takımlara nefes aldırıyor.

HER MİLLİ ARA DÖNÜŞÜNDE UMUTLAR ARTIYOR

Hal böyleyken, her bir milli ara dönüşünde umutlar da artıyor.
İşte Bursaspor, böyle bir sürecin ardından bir kez daha umutları artırdığı dönemde.
Daha önceki ara sonrası içeride Balıkesirspor galibiyetiyle lige dönmek, moralleri artırsa da; akabinde Menemenspor ve Akhisarspor mağlubiyetleri, bu duruma gölge düşürmüştü.
Sonrasında Boluspor karşısında ise şu ana kadar oyunun bütününde en çok ağırlığını rakibine hissettirdiği bir maçı geride bıraktı Bursaspor.

DAHA ALTERNATİFLİ BİR KADRO KURABİLECEK

Şimdi önümüze bakma zamanı...
Mevcut puan cetvelinde Bursaspor, ilk 4 maçında birbirine oldukça yakın puanlardaki rakipleriyle oynayacak.
Tıpkı kendisi gibi, çeşitli sorunlarla başa çıkmaya çalışan, tıpkı kendisi gibi galibiyete en fazla ihtiyaçlarının bulunduğu dönemleri yaşayan rakipler ile mücadele verecek.
Takım adına bu sürece dair, umutları yükselten iki faktör var;
1- Sakatlıkların iyileşmesi ve önceki maça nazaran daha alternatifli bir kadronun oluşması.
2- Bu süreçte takımın antrenman ve kondisyon düzeylerini artırarak oyununu, 90 dakikanın tamamına yayabileceği fikri...

SAVUNMA DİRENCİ YÜKSELİRSE KAYIP YAŞANMAZ

Bu önemli; zira puan kayıplarının yaşandığı maçlara baktığımızda Bursaspor’un ‘kötü’ diye lanse edilebilecek oyunları, minimum 30 dakikalık süreyi buldu.
Geçmiş dönemlerde olduğu gibi oyunu tutan, kaliteli ayaklara da sahip olmadığından takıma, geride kalan dilimdeki iyi oyun da yeterli olmuyor.
Dolayısıyla, başarı adına gözlemlenebilecek olan en büyük değişiklik, öncelikle zirveye çıkamasa dahi, oyun olarak mücadeleci yönünü 90 dakikaya yayabilmesi olacaktır.
Gerek dinamizmi, gerekse bireysel performansları ile şu ana kadar Bursaspor, tüm maçlarında gole ulaşmayı başardı.
Eğer ki, yine hücumdaki ritmini sürdürür ve savunma direncini de biraz daha yükseltirse, bu süreçlerden kayıpsız geçmesi işten bile değil.
Bu da zannediyoruz ki; şu süreçte fizik gücü ve kondisyon ile mümkün olacak.

BU TAKIM DAHA FAZLASINI ORTAYA KOYACAK POTANSİYELE SAHİP

Teknik heyetin de bu noktada yoğun bir şekilde çalıştığını biliyoruz.
Savunma ile hücum hattının arasında uzayan boşluk ile birlikte, pozisyon hatalarının getirdiği bir takım goller şu ana dek olan süreçte Bursaspor’un canını çok yaktı.
Bu boşluklar giderilebilir, oyuncuların pozisyon bilgisi itibarıyla da daha yakın ve birlikte oyununa şahitlik edersek, bu durum savunma direncine de katkı sağlayacaktır.
Elbette teknik heyet, şu ana kadar oluşturduğu çözümleri bundan sonra da sürdürecektir.
Mevcut durum her ne kadar kimseyi memnun etmese de, imkanlar dahilinde başarısız sayılamayacağı aşikar.
Ancak geride kalan haftalar bu takımın daha fazla potansiyelinin olduğunu, daha fazlasını ortaya koyabileceğini de gösteriyor.
Şu 4 maçlık süreç, Bursaspor’un ne denli ligin mücadeleciliğinde var olacağını sergileyecek.