Toplanın, uykunun sırrını anlatıyorum!

‘Avrupa Yakası’nı yaparken seyirci, “Yine ne güldük bu hafta, çarşamba akşamları sizin için evde oturuyoruz, ekstradan keyifleniyoruz” diyordu.

‘Yalan Dünya’da “Gerginliğimize iyi geliyorsunuz, çok gülüyoruz, sağ olun” diyorlardı.

Şimdi ‘Jet Sosyete’ için “Bari haftanın bir günü yüzümüz gülüyor, sıkıntıları unutuyoruz, siz bu aralar hayatımızdaki tek neşesiniz, siz de olmasanız...” diye yakınıyorlar!

Allah bu günlerimizi aratmasın!

Stres, endişe, umutsuzluk, bunlar hep zarar! Ama yan etkisi uykusuzluk, her şeye zarar.

Bu hafta yine dev bir hizmetle karşınızdayım! Geçtiğimiz hafta dizide bir sahnede ipuçlarını verdim, büyük ilgi çekmiş. Harry karakteri İlayda’ya 120 saniyede uykuya dalmayı öğretti. O kadar çok mesaj gelmiş ki... “Gerçek mi bu?”, “Ben denedim valla oldu”, “Kardeş sen de dene” vs... Her ne kadar dizideki her şey kurmaca da olsa bazen böyle gerçek hayattan kıyaklarım oluyor seyircime. Evet efenim, gerçek!

Amerikan ordusunun pilotlarına öğrettiği bir teknik bu! Günün herhangi bir saatinde, herhangi bir yerde uykuya dalabilmeleri, böylece performanslarının düşmemesi amaçlanmış. 6 hafta deneme ve eğitim sonunda, askerlerin yüzde 96’sı istediği yer ve zamanda uykuya dalabilmeyi öğrenmiş!

Anlatıyorum, toplanın.

1- Sırtüstü yatın, çenenizi, dilinizi, gözlerinizin etrafındaki kasları gevşetin, özellikle alnınızı geriyorsanız, kaşınızı çatıyorsanız, dişinizi sıkıyorsanız, hepsini salın gitsin! Buna bir buçuk dakika ayırın.

2- Omuzlarınızı mümkün olduğu kadar aşağı düşürün, kolunuzun üst kısmını, alt kısmını, sonra öteki kolunuzu gevşetin. Sonra ellerinizi, parmaklarınızı gevşetin.

3- Nefes verip göğsünüzü gevşetin. Sonra akciğerlerinizin havayla dolduğunu hissedin.

4- Bacaklarınızı gevşetin. Sırayla üst baldırlar, dizler, alt baldırlar, ayaklar, ayak parmakları gevşesin. Bir buçuk dakika da bu.

5- Vücudunuz gevşedi, artık kafanızı boşaltacaksınız. Gözünüzün önüne bir hayali resim getirin. Mesela plajda gölgede uyuyorsunuz veya denizin ortasında bir kanoda uzanıyorsunuz, simsiyah bir odada siyah bir hamakta yatıyorsunuz vs... Artık kendinize 10 saniye boyunca içinizden “Düşünme, düşünme, düşünme” deme zamanı.

Böylece en fazla 7-8 dakika içinde (vücut gevşemişse 120 saniyede) derin uykuya dalıyorsunuz.

Şahsen denedim, çalıştı. Ama daha da çarpıcı bir sonuç: Pilotlar bu eğitimi alırken 6 haftada öyle uzmanlaşmışlar ki sandalyede otururken bile birkaç dakikada uykuya dalabiliyorlarmış.

Deneyin, işe yararsa bana dua edin.

Bir de şu “Düşünme, düşünme, düşünme” komutu var ya, onu 24 saate yaysak ne dert kalır ne tasa. Kafayı yastığa koyduğumuz gibi tekniksiz mekniksiz uyuruz. Matrix filminde de kullanılmış eski bir felsefi cümleyi kopyalarsak: “Cahillik mutluluktur!”

Ama o tarz bir mutluluk da bize yakışmaz...

UNUTTUĞUM ŞAHANE OYUNLAR

GEÇEN haftalarda ‘sahnenin altın devri’ni yazmıştım. O kadar çok tiyatro, o kadar çok parlak oyun ve star oyuncuyla perde açıyor ki, unuttuklarım olmuş.

Mesela Ayşenil Şamlıoğlu rejisiyle, muhteşem Selçuk Yöntem ‘Benim Adım Feuerbach’la sahnede. Güven Kıraç, Derya Alabora, Mert Fırat, Serhat Kılıç’lı bomba bir kadroyla ‘Gece Sempozyumu’ var örneğin.

‘Nereye Gitti Bütün Çiçekler’de Şenay Gürler ve müthiş bir kadın oyuncu kadrosunu izleyebilirsiniz. Lise son sınıfta tiyatro yönetmenim olan şahane Ali Düşenkalkar’ın rejisiyle Hatice Aslan, Devrim Nas, Hande Soral’lı bir ‘Dali’nin Kadınları’ var. ‘Hanım&Efendi’de Ceyda Düvenci-Bülent Şakrak’ı izleyebilirsiniz.

Ustalar Haldun Dormen ve Defne Yalnız çok sıkı bir kadro eşliğinde ‘Küllerin Arasından’ ile, muhteşem Rutkay Aziz ise ‘1984-Büyük Gözaltı’ ile sahnede.

Emre Kınay-Esra Kızıldoğan’lı ‘Yüzleşme’ var... Derya Alabora’lı ‘Efsane Kadın’ var. Erdal Beşikçioğlu’nu hem ‘Tüy Kalemler’de hem ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’nde izleyebilirsiniz.

Kalkın tiyatroya gidin. Şanslıysanız ve bilet bulursanız!