Gülşah Erkaya Sert

Komedi dans üçlüsü

1 Şubat 2013
Gaziantepspor, Kasımpaşa ve Serdar Kurtuluş...

Bence geçtiğimiz haftanın 1 numaralı gündem yaratan üçlüsü.
Hatta Komedi Dans Üçlüsü’nün transfer versiyonu.

1- Yerel basın sağlam kaynaklarını kullanarak Serdar Kurtuluş’un Kasımpaşa’ya transfer olduğunu yazdı.

2- Gaziantepspor Kulübü bu transferi kesin bir dille yalanladı.

3- Kasımpaşa spor kulübü bu oyuncuyla ve takımıyla hiçbir görüşmeleri olmadığını açıkladı.

4- Serdar Kurtuluş dün Gaziantepspor antrenmanına çıktı ve transferle ilgili konuşmayacağını, şu an ait olduğu takımın antrenmanında olduğunu söyledi.

5- TRT spor Serdar’ın Kasımpaşa ile anlaştığını duyurdu.

6- Serdar arkadaşları ve hocaları ile veda yemeği yedi. Bavulunu toplayıp İstanbul’a gitti. Kasımpaşa yöneticileri ile görüştü. Yerel ve yaygın medya bu transferin bittiğini ve Serdar’ın artık Kasımpaşalı olduğunu duyurdu.

Yazının Devamını Oku

Ne Yaptın Servet?

26 Kasım 2012
Uzun süre akıllarda kalacak bir maç izledik.

Skor olarak her iki takım açısından da ilklerin maçı oldu. Eskişehir ilk Avni Aker galibiyetini aldı. Tabi bunun terside geçerli. Trabzon bu sezonun evinde oynadığı en kötü futbolunu oynadı. Ki buna kaybettiği Bursa maçı da dahil.
Eskişehir ise bu sezonun en iyi deplasman performansını ortaya koydu. Ki buna kazandığı Mersin deplasmanı da dahil.
Eskişehir, Trabzon’da öyle bir oyun tutturdu ki karşısında kim olsa farketmezdi ve tabi Trabzon öyle bozuk bir günündeydi ki kimle oynasa fark yerdi.
Trabzon defansı Eskişehir’e neredeyse her atakda pozisyon verdi. Öyle ki ilk Eskişehir golünde takımını kontra atağa kaldıran Diego’nun sağda, solda ve ortada olmak üzere pas verebileceği 3 arkadaşı ve “golü kime attırsam acaba” diyerek yazı tura atacak kadar da vakti vardı.
Sözün özü bu maç sabaha kadar oynansa ancak ve ancak fark artardı.
Servet Çetin attığı golle sanırım twitter’da günün kahramanı olur.
Maçı izlemesek ve spikerler attığı her çalımda Servet, Servet, Servet... demese, o golü atanın bizim Servet Çetin olduğuna öldür Allah inanmazdık.

Yazının Devamını Oku

Şeytana Tek Taş

21 Kasım 2012
Ne yalan söyleyelim maçtan önce korkuyorduk. Ferguson aslarını sahaya sürse belki bu kadar korkmazdık.

Çünkü futbolda sonucu belirleyen en önemli şey sebep ve arzudur.

Dün iyi oynamak ve kazanmak için Galatasaray’ın çok sebebi vardı. En azından Manu’dan fazla sebebe sahipti.

Gurup liderliğini garantilemiş olan Ferguson’un talebeleri için İstanbul’da sahaya çıkmanın en önemli sebebi o atmosferi izlemek ve solumak olabilirdi.
Bunu bilen Sir, sahaya daha arzulu ve “Kendini göstermek” gibi önemli sebeplere sahip genç bir takım sürdü. Bu aslında maçı önemsememekten çok, gizli bir önemseme güdüsünün de eseriydi belki.

Yazının Devamını Oku

Burak bu işleri

3 Ekim 2012
Genelde birileri çıkıp “Ben söylemiştim” der. Ama bu kez farklı olsun. “Ahmet Çakar söylemişti."

Galatasaray Braga karşısında hiç de umut vermeyen bir oyunla 3 puan daha kaybetti. Üstelik bu kez “iyi oynadık ama kaybettik” tezi de yok. Galatasaray son yılların en iyi kadrolarından birisi ile son yılların en kötü futbolunu oynuyor.

Braga’nın gelişi Ordu’dan belliydi... Bütün Galatasaray takımı oyuncuları kendi etraflarındaki 2-3 metrekarelik bir alanda çakılı oynuyor. Çocukluğumuzda mahalledeki çocuklar düz bir tahtanın üzerine oyuncu yerine çiviler çakıp metal para ile futbol oynardı. İşte Galatasaray da Ordu ve Braga maçlarında aynen böyle oynadı... Dakikalarca top çevirdi, ancak herkes yerinde sabit. Sanki bir adım yana ya da ileri atmak yasak. Ne çapraz koşu yapan var ne sağa sola giden. Ne de “Yahu şu tarafa doğru bir seyirteyim de belki peşime birileri takılır, bizim arkadaşlara yol açılır” diyen.

Takım maç boyu tehlikeli bölgelerden bir kaç serbest vuruş kazanıyor. Ya Burak kullanıyor ya da Emre... Duran top ustası Selçuk’u yalnızca kornerlerde ve uzak çapraz vuruşlarda topun başında görebiliyoruz. Sen bir adamın en iyi yaptığı şeyi yapmasına müsaade etmezsen ondan ne bekleyeceksin ki...

Bir golcü böyle önemli bir maçta 5-6 pozisyon bulup atamazsa ona ne denir ki. Burak söz konusu olduğunda sıradan lig maçlarında attığı goller taraftarı da kesmez takımı da. Üstelik bütün ekip Burak’ın üstüne oynuyor. Adam gol atsın diye herkes elinden geleni yapıyor. Her topun Burak’a kesildiğini, atıldığını gören Umut ne düşünüyordur acaba? Galatasaray kaleci de dahil bütün takımın gol attığı sezonları çok arayacak gibi görünüyor.

Yazının Devamını Oku

Eyvah!

13 Eylül 2012
Milli takımda kesilen oyuncular muhabbeti günlerdir yazılıp çiziliyor.

Spor basını yazılarında büyük bir konsesus ile işi teknik ve taktik anlamda tartışıp, doğru ve yanlışı futbol çizgisinde bulmaya çalışıyor.

Olayın tarafları, Selçuk, Hamit, Nuri ve karşı cepheden konuya giren Emre ile Abdullah hoca da konuyu hep futbol merkezinde tutuyor.

Ama sosyal medya denilen bir gerçeklik var.

Burada dile getirilenler her zaman gerçekler olmasa da, öyle bir hızla yayılıyor ki, bir yalanı ortaya atan bile, az zaman sonra yazdığının salt gerçek olduğunu düşünmeye başlıyor.

Yazının Devamını Oku

Bak şu terbiyesize

31 Ağustos 2012
Aurelio ilişiğinin kesildiği Beşiktaş’tan olan alacağını istedi. Alamayınca yasal haklarından birisini kullandı.

Bunu kulübü borcunu ödemeye zorlamak için yaptı.

Beşiktaş 2. Başkanı Ahmet Nur Çebi parısını tahsil etmek isteyen eski futbolcusu için “Bir de bu terbiyesizle uğraşıyoruz” dedi.

Bunca işlerinin arasında bir de böyle işlerle uğraşmak zorunda kalıyormuş hazretler.

Onca işin ne olduğunu görmek için takıma bakıyorum.

Açıkçası ortada yapılmış bir iş göremiyorum.

Aklıma atasözleri geliyor.

“Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz” derler.

Bir de “Kötü söz sahibine attir” derler.

Yazının Devamını Oku

Neyse halim çıksın falim

22 Ağustos 2012
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş... Anlaşıldı ki bu sezon da bu 3 İstanbul takımını konuşarak ve yazarak geçireceğiz.

İnce eleyip sık dokunarak, imkanlar zorlanarak kurulan ve daha ilk haftadan olumlu sinyaller veren Kasımpaşa, Bursa, Gençler, Mersin ve Ordu gibi takımlarımız yine spor sayfalarımızda figüran görevi üstlenecekler. Vaziyet anlaşılmıştır.

 

O halde biz de vaziyete göre pozisyon alalım.

 

Fenerbahçe:

 

Süper Kupa ve ligin ilk maçı bir tarafa Moskova maçı bir tarafa. Süper Kupa ve Lig maçlarına bakarsak işleri çok zor. Analize ve bir şeyler yazmaya bile gerek yok. Ama Spartak maçına bakınca iş değişiyor. Ne istediğini bilen ve istediğini almak için gerekeni yapmaya muktedir bir takım gördük Moskova’da. İki kademeli bir turnuva maçında ne yapılması gerekiyorsa onu yapmalarını istemiş Aykut hoca. Fener defansı bir anlık gaflet uykusuna yakalanmasa İstanbul’a 1-1 ile dönmek işten bile değildi. Ama 2-1 Kadıköy’deki rövanş için muhteşem bir sonuç. Bu sezon çok büyük hatalar yapması muhtemel Fenerbahçe defansı Saracoğlu’nda yan toplara dikkat ederse Spartak’ın işi bitmiştir. Spartak’ı elemek lige hazır görünmeyen takımı bir anda havaya sokup şampiyonluğa giden yolda erken havlu atmalarını engelleyebilir. Aksi taktirde bu sezon Fenerbahçe’nin işinin zor olduğunu ve kadrosunu koca bir sezon boyunca ezeli rakibi Galatasaray ile yarışabilecek yeterlilikte olduğunu düşünmüyorum.

 

Yazının Devamını Oku

Başbakan aramazsa yazmam!

14 Mayıs 2012
Detaylara bakmaktan, kendi penceremizden görünenleri izlemekten ve konuşmaktan çok haz alıyoruz.

Bu yüzden de işin, olayın, gündemin özünü ve ruhunu kaçırıyoruz...

Olayları hepimiz gördük. Yaşanan her şey bir yana. İki enstantane kaldı aklımda.

Benzin istasyonu önünde araç kundaklanması. O ismini bilmediğimiz adam kelleyi koltuğunun altına alıp yanan polis aracını söndürmeseydi. Önce o araç, sonra da benzin istasyonu infilak etseydi... Ne olurdu?
Ne Saracoğlu kalırdı ne Kadıköy... Ne de o meşaleyi aracın içine atan o cellat... Bakıyorum bunun üstünde duran yok.

Yazının Devamını Oku