Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor: Nurseli İdiz

Bazı insanlar gerçekten yaşsız. Sanırım onları hayatta tutkuyla bağlayan, coşku veren ve üzerinde emek verdikleri anlamlı nedenleri olduğu için yaşsızlar…

Haberin Devamı

Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor: Nurseli İdiz

Yılların usta oyuncusu Nurseli İdiz ile uzun uğraşlar sonunda bir araya gelebildik. Yanlış anlaşılmasın, görüşmemizin bu kadar uzamasının nedeni sanatçı kibri falan değil, bildiğiniz aradaki insanların aksaklıkları yüzünden oldu. Kendisi o kadar mütevazı, içten ve olduğu gibi ki sanatçı zekasını ve derinliğini hemen algılayabiliyorsunuz. Yedinci sezona giren Etekler ve Pantolonlar’ı kaçırmayın derim. Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’de sizleri yine çok özel bir isim Nurseli İdiz ile bir araya getirmekten mutluluk duyarız. İlham olmaya ve ilham almaya devam!

 

Haberin Devamı

SAHNE İKİNCİ BİR VAROLUŞ

 

- Nurseli hanım, oyunculuğunuzla içinde yer aldığınız her projeyi dolduruyorsunuz. Çok doğal bir oyunculuğunuz var. Tiyatro kökenli bir sanatçı olarak tiyatro sizin için ne ifade ediyor? Sahnede olmanın size kattığı en güçlü duygu nedir?

NURSELİ İDİZ: İkinci bir varoluş diyebilirim sahnede olmak. Hep şunu sorarlar bize tiyatroda: Her gece aynı oyunu oynamaktan sıkılmıyor musunuz? Bu çok yanlış bir sorudur. Çünkü her seferinde değişik seyirciyle değişik duygular yaşarız ve bir kez daha hayatımızı yenilemiş oluruz. Bir kez daha var olmuş oluruz. Kısaca böyle özetleyebilirim.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor: Nurseli İdiz

 

- Dizi ve sinema deneyimlerinizde tiyatro kökenli olmanızın avantajlarını ya da dezavantajlarını hissettiniz mi?

NURSELİ İDİZ: Yani başta tiyatrodan direkt geldiğimiz için teknik olarak yalpalıyorsunuz. O işin tekniğini öğrenmek… Televizyona, sinemaya göre oynamak, tiyatroya göre oynamak farklı teknikler gerektiriyor. O teknikleri hazmettiğiniz zaman oyunculuğun yeri ve zamanı veya hangi biçimde yapıldığı hiç önemli olmuyor. Dolayısıyla o teknikleri vücudunuza yerleştirdiğiniz, benimsediğiniz zaman oyunculuğa aynı mesafeden bakmış oluyorsunuz.

Haberin Devamı

Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor: Nurseli İdiz

 

HEP AYNI FİZİKTE KALMAMIZ BEKLENİYOR

 

- Türk kadın fiziği standartlarının dışında bir güzelliğiniz var. Sanat ve oyunculuk camiasında güzelliğinizin mesleğinizde yarattığı etkiler sizce nasıl oldu?

NURSELİ İDİZ: Her zaman için artısı oldu tabii. Ama şöyle bir şey var: Seneler ilerledikçe insanlar sizden aynı kalmanızı, aynı fiziğe sahip olmanızı bekliyor. Bu tabii Türkiye’de ve genelde olan ve aslında zorlayıcı bir durum. Belirli kalıplarda ve beklentiler içinde olmaları… Dolayısıyla bunu ancak yaratıcılığınızla aşabiliyorsunuz. Güzellik tamam, evet, başlarken bir avantaj; ama bunu nasıl işleyeceğiniz, nasıl değerlendireceğiniz çok önemli.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor: Nurseli İdiz

 

- Sizce sanat yolculuğunuzda kırılma noktası diyebileceğiniz an hangisiydi?

Haberin Devamı

NURSELİ İDİZ: İlk oynadığım oyun diyebilirim: Ankara Sanat Tiyatrosu’nda “Küçük Adam Ne Oldu Sana” adlı, Alman bir yazarın oyunu. Rahmetli Yılmaz Onay yönetmişti. Timur Selçuk müziklerini yapmıştı. Çok büyük bir başarı kazandı. Ben enteresan bir şekilde tiyatrodan isim yapmış bir kişiyim. Dolayısıyla o çok güzel bir başlangıç oldu benim için. Sonrası da geldi zaten.

 

KADIN OYUNCULAR DAHA ZORLU ŞARTLARDALAR

 

- Bir çok kadın oyuncu var ve kendi tarzlarında ilerliyor görünüyorlar. Onların sektör içinde yol açtığı dönüşüme siz nasıl bakıyorsunuz?

NURSELİ İDİZ: Kadınlar cesur, dayanıklı ve daha yaratıcı diye düşünüyorum. Kadın oyuncuların daha zorlu koşullarda yetiştiğini ve daha zorlu koşullarda yaşadığını artık hepimiz biliyoruz. Bir takım ifşalar, açıklamalar, ayak oyunları… Dolayısıyla daha cesur, daha yaratıcı ve daha kalıcılar, gerçekten öyle! Ama maalesef dünyada olduğu gibi ücretler konusunda kadınlar erkeklerden daima daha az kazanıyor. Bu da böyle bir gerçek.

 

Haberin Devamı

- Bana her zaman güçlü, zeki ama bir o kadar da algıları açık bir sanatçı imajı uyandırdınız. Hayatınızda öncelikleriniz neydi? Ve bugün nedir?

NURSELİ İDİZ: Önceliklerim yani ölene kadar hep devamlı bir projenin içinde yer almak. Sürekli üretmek. Yapamadığım, oynayamadığım rolleri yeniden üretmek. Bunlar bütün oyuncuların ortak paydası diye düşünüyorum.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor: Nurseli İdiz

 

İMTİHANLAR HEP VAR

 

- Hayatınız boyunca inişler çıkışlar yaşadınız. Bugün geriye dönüp baktığınızda en çok hangi anlar sizi büyüttü?

NURSELİ İDİZ: Her seferinde bir imtihan veriyorsunuz. Bu imtihanlardan ders çıkarıp bir adım öteye geçtiğinizde biraz daha büyümüş, olgunlaşmış oluyorsunuz. Dolayısıyla hayat bir imtihan. Hele duygusal ve hassas bir yapınız varsa bu imtihanlar daha da zorlu geçebiliyor. Dolayısıyla her biri bir imtihan, sınav, testin sonucunu beklemekle geçiyor. Sahnede olduğum anlar herhalde beni en çok büyüten anlar.

 

Haberin Devamı

- Kendinizi en iyi hangi rolde daha iyi ifade ettiniz ve nasıl bir rolde oynamak istersiniz?

NURSELİ İDİZ: Valla ben şanslı bir oyuncuyum. Çok istediğim, çok güzel roller hep geldi bana. Dolayısıyla bir ayrım yapamayacağım. Ama daha oynamak istediğim çok roller var. Mesela bir komiseri oynamayı isterim, bir şizofreni oynamayı isterim. Ne bileyim… Belki de Doğu’da, Güneydoğu’da çok acı çeken bir kadını oynamayı isterim. Yani fiziğe bakılmadan verilecek çok değişik bir role açığım.

 

BİRAZ KIRILGANIM…

 

- Işıltılı görülen sahne hayatların arkasında eminim farklı yaşamlar vardır. Sizin bu renkli dünyanın ardındaki Nurseli İdiz’i sorsam, nasıl biri?

NURSELİ İDİZ: Biraz kırılgan… Biraz çabuk alınan, hassas birisi. Zaten burcum da terazi burcu olduğu için zor bir burç. Velhasıl kelam, kırılganlığım bazen beni üzüyor ve daha zorluyor diğer insanlara göre. Aslında bu meslekte çok daha sert bir duruşunuzun olması gerekiyor.

 

- Yıllar içinde kadın olarak toplumun ve sanatın içinde değişen rolleri nasıl gözlemlediniz?

NURSELİ İDİZ: Kadın her zaman değiştirici, geliştirici, güçlendirici bir varlıktır, doğası gereği. Dolayısıyla biraz önce söylediğim gibi kadın olarak daha zorlu koşullarda bu mesleği yapıyorsunuz… Ama her zaman badirelerin üstesinden gelmeyi beceriyorsunuz.

 

“ETEKLER VE PANTOLONLAR” İLE YEDİNCİ SEZON

 

- Son oyununuz Etekler ve Pantolonlar’dan bahsedelim. Oldukça sevildi, öyle değil mi?

NURSELİ İDİZ: Hem de ne sevilmek! Altıncı senemiz bitti, yedinci seneye girdik. Bu sene de inşallah yeni sezonla birlikte Ekim başında yine yorucu bir yolculuğa çıkıyoruz ama aynı zamanda bir o kadar da zevkli bir yolculuk bu. Çünkü bayağı ciddi ciddi Türk tiyatro tarihine geçen bir oyun olacak. Çünkü bu devirde, bu koşullarda, bu ekonomik koşullarda bunun devamlılığı, sürekliliği çok önemliydi. Demek ki o kadar samimi, içimizden çıkmış bir yaratım ki… Bunu Türkiye’nin her yerinde, şu ana kadar 71 il ve sayısını hatırlamadığım kadar ilçede oynadık. Hepsi bizi bağrına bastı. Çok ölçülü, herkese ulaşan bir oyun. Zaten doğru düzgün bir şey olabilmesi için insanların yüreğine dokunmayı becermek lazım.

 

- Kesinlikle katılıyorum. Peki bugünün genç sanatçılarına hangi öğüdü vermek istersiniz?

NURSELİ İDİZ: Ekonomik olarak kendinizi güvenceye almanızı ve kaygılardan, mecburiyetlerden uzak bir hayat seçmenizi öneriyorum. En önemlisi bu. Çünkü bu iş gelgitleri olan bir iş. Ne kadar dayanıklı ve kendinizi ekonomik olarak sağlam bir konuma getirirseniz o kadar seçici ve bir o kadar da yaratıcı olabiliyorsunuz.

 

 

 

SOHBETTEN İZLENİMLERİM

 

- Çok güzel.

- Zekası gözlerinden bile fark ediliyor.

- Esprili, hem de çok…Neşeli, cana yakın.

- Su gibi akıyor, zorlamasız biri.

 

 

 

İKİLİ SEÇENEKLERDEN BİRİNİ SEÇİN

 

 

- Sıkılmak-sabretmek: Sabretmek.

- Susmak-Konuşmak: Konuşmak. Kesinlikle.

- Dans etmek-Oturmak: Dans etmek.

- Klasik-Modern: Klasik.

- Dobra-Politik: Dobra.

- Samimi-Mesafeli: Samimi.

- Uykucu-Uykusuz: Kimi zaman uykulu, kimi zaman uykusuz.

- Sakin-Heyecanlı: Heyecanlı.

- Kitap-Dergi: Kitap.

- Doğa-Konfor: İkisi de.

- Kedi-Köpek: Köpek.

- Güneş-Yağmur: Güneş.

- Çay-Kahve: Kahve.

- Et-Ot: İkisi de.

- Disiplinli-Rahat: Disiplinli.

- Unutur-Affetmez: Unutur, kolay unutur.

- Tatlı-Tuzlu: Tuzlu.

- Çin yemeği-İtalyan yemeği: İtalyan yemeği.

- Şarap-Rakı: Şarap.

- Esprili-Ciddi: Esprili.

 

- Burcu: Terazi

- Okuduğu okullar: Pendik Lisesi’nden mezun oldu. Sonra Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. 56 yaşında da Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun oldu.

- Aile: Bekar, kızı var.

- İlgi alanları: Özellikle gerilim, gizem filmleri ve kitapları.

 

 

 

YÜZDE 100

 

- Senin için yüzde yüz tek gerçeklik nedir?: Hayattaki tek gerçekliğim evladım.

- Yüzde yüz olmak istediğin yer neresi?: Setlere yeniden dönmeyi çok istiyorum.

- Yüzde yüz güvendiğin kişi?: Tabii ki evladım.

- Yüzde yüz bilmek istediğin şey?: Daha huzurlu olabilmek.

 

 

 

KİMSİN?

 

- Kimin beyninde olmak isterdin?: Herhalde İlber Ortaylı’nın beyninde olmak isterdim.

- Kimin gözüyle dünyayı görüp algılamak isterdin?: Kendi gözlerimle.

- Bir rol olsan hangisi olmak isterdin?: Herhalde George Sand.

 

 

 

- Çok iyi ….. yaparım: Yemek.

- ….. hiç beceremem: Yalan söylemeyi.

- Çevrem beni ….. biri olarak tanımlar: Hafif kaçık.

- Az kişi bilir, ben ….. biriyim: Kötümser olabilen.

 

 

- Manevi anlamda yaşamdan kazandıklarım: Çocuğum ve sanatım.

- Yatırımlarım: (Manevi anlamda sorulmuştu) O konuya hiç girmeyelim. Yatırımlarımın hepsi eridiği için… Büyük bir iflas yaşadığımız için ailece yatırımlarımızı şu anlık kaybetmiş bulunuyoruz. Ama mesleğimiz öyle şanslı bir meslek ki her an bir fırsatla yeniden bir şeyleri elde edebilirsiniz.

 

- Oyuncu olmasan ne olmak isterdin?: Dedektif.

- 40 yıl önceki haline dönsen ona ne öğüt verirdin?: Daha akıllı ol.

- Hayat motton varsa nedir?: Çalışmak.

 

- İyi ki yapmışım: İyi ki Elif’i doğurmuşum.

- İyi ki kabul etmişim: İyi ki gelen bütün teklifleri kabul etmişim.

- İyi ki başlamışım: İyi ki kuantuma başlamışım.

- İyi ki yapmamışım: İyi ki omurgasız biri olmamışım.

Yazarın Tüm Yazıları