Haftanın kültür sanat ajandası

Konser, sergi, tiyatro, sinema, festival...Güncel kültür sanat etkinliklerine dair haberler... Yeni haftanın kültür sanat ajandası...

Haberin Devamı

ANKARA FİLM FESTİVALİ’NİN 2025 AFİŞİ BELLİ OLDU

13–21 Kasım 2025 tarihleri arasında düzenlenecek 36. Ankara Film Festivali’nin afişi belli oldu. Festivalin mayıs ayında başlattığı Afiş Yarışması’nda, 207 başvuru arasından seçilen afiş, Ankaralı multimedya tasarımcısı Atay Erol’un tasarımı oldu. Türkiye’deki grafik tasarımı bölümü öğrencileri ve mezunlarına açık olan yarışmanın jüri üyeleri, çizer ve gazeteci Aslı Alpar, ressam Habip Aydoğdu, Ankara Film Festivali Direktörü İrfan Demirkol, tasarımcı, sanatçı ve akademisyen Melike Taşcıoğlu Vaughan ile akademisyen Zülfükar Sayın’dan oluşuyordu. Ankara’nın karakterleri afişte jüri, “Festivalin farklı kitleleri bir araya getiren yapısını ilgi çekici ve renkli bir dille aktarması, Ankara’yı temsil eden karakterlerle festivale özgü ruhu başarılı biçimde yansıtması” gerekçesiyle Atay Erol’un tasarımını 36. Ankara Film Festivali’nin afişi olarak seçti.

Haberin Devamı

Haftanın kültür sanat ajandası

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu sanatçı, “Ankara’ya ilişkin her şeyi tasarlamayı, her içeriği üretmeyi seviyorum. Bu afişte de kentin doğal unsurlarının yanı sıra modern kozmopolitliği, insan çeşitliliği ve festival kültürünün birleştirici yapısını konu edindim” diyor. 25 bin TL destekli ödül, festivalin 13 Kasım akşamı gerçekleştirilecek Açılış Töreni’nde sunulacak.

“EN GÜZEL CENAZE ŞARKILARI” DÜNYA PRÖMİYERİNİ 38. ULUSLARARASI TOKYO FİLM FESTİVALİ’NDE GERÇEKLEŞTİRECEK

“Evicko” (2012) ve 2015’te Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan “Salı” gibi ödüllü kısa filmleriyle tanınan ve ilk uzun metrajı “Ela ile Hilmi ve Ali” ile İstanbul, Adana, Ayvalık ve Ankara film festivallerinden ödüllerle dönen Ziya Demirel’in ikinci uzun metraj kurmaca filmi “En Güzel Cenaze Şarkıları” dünya prömiyerini 38. Uluslararası Tokyo Film Festivali’nde gerçekleştirecek.Haftanın kültür sanat ajandasıÇağdaş Ekin Şişman, Halil Babür

Haberin Devamı

27 Ekim – 5 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalin resmi seçkisi “Asya’nın Geleceği” bölümü kapsamında 27 Ekim’de izleyicilerle buluşmaya hazırlanan En Güzel Cenaze Şarkıları’nın başrollerinde Esra Dermancıoğlu, Halil Babür ve Çağdaş Ekin Şişman yer alıyor. Senaryosu Ziya Demirel ve Yusuf Tan Demirel tarafından kaleme alınan filmin yapımcılığını Anna Maria Aslanoğlu (istos film) ve ortak yapımcılığını Emre Oskay (Sky Films) üstlenirken görüntü yönetmenliğinde Doron Tempert, kurguda Henrique Cartaxo, yapım tasarımında Osman Özcan, ses tasarımında ise Cenker Kökten imzası bulunuyor.

29. İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ’NDEN KADIN HİKÂYELERİ SEÇKİSİ

Haberin Devamı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Entek, Opet ve Tüpraş sponsorluğunda düzenlenen 29. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programı, kadın hikâyelerini odağına alan güçlü yapımlarıyla dikkat çekiyor. Édouard Louis’nin Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri, Alis Çalışkan’ın kaleminden Aşağıdaki Pencere, Kumbaracı50’nin Maryam Şahinyan’dan ilham alan İstanbul Mon Amour I Pera’nın Karanlık Odası ve Carme Portaceli’nin Bovary yorumu ilham veren kadınların hikayelerini festival sahnesine taşımaya hazırlanıyor.

Haftanın kültür sanat ajandası

Edouard Louis’nin kaleminden, görünmez kadın emeği üzerine

Günümüzün en dikkat çeken yazarlarından Édouard Louis’nin annesinin hayatını anlattığı Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri isimli romanı, sahnede güçlü bir hikâyeye dönüşüyor. Toplumsal baskı ve görünmez kadın emeği üzerine çarpıcı bir iç hesaplaşma sunan bu yapımda, Onur Ünsal etkileyici performansıyla öne çıkıyor. Yıllar süren sessizliğin ardından özgürlüğüne doğru kararlı bir yolculuğa çıkan bir kadının dönüşümü, Kemal Aydoğan’ın rejisinde bütün bir kuşağa ses veriyor. Oyun, 25-26 Ekim’de moda sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.Haftanın kültür sanat ajandasıBir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri

Haberin Devamı

Festivalden kadın üretimini vurgulayan bir seçki: "Bu İşte Bir Kadın Var"

İstanbul Tiyatro Festivali programında, konusunu kadın hikâyelerinden alan veya kadın yazar, yönetmen ve oyuncuların öne çıktığı oyunlardan bir seçki, kadın üretiminin ve kadın bakış açısının daha görünür kılınması amacıyla, beş yıldır Odeabank’ın tema sponsorluğundaki “Bu İşte Bir Kadın Var” başlığı altında izleyicilere sunuluyor.

Aşağıdaki Pencere, Herkes Kocama Benziyor ve N’olcak Bu Yusuf Umut’un Hali oyunlarının yazarı Alis Çalışkan’ın kaleminden, Büyük Zarifi Apartmanı’nın yönetmeni İlyas Özçakır’ın rejisiyle sansür ve otosansür baskısına karşı kişisel direnişin ve anlatının imkânlarını araştıran tek kişilik, zihin açıcı bir oyun. 30-31 Ekim’de sahnelenecek oyuna, yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Paribu Art evsahipliği yapacak.Haftanın kültür sanat ajandasıAşağıdaki Pencere

Haberin Devamı

Gustave Flaubert’in 1857’de yayımlandığında edebiyat dünyasında bir bomba etkisi yaratan Madame Bovary’si, Jane Eyre, Anna Karenina ve Mrs. Dalloway gibi kadın mücadelesine mal olmuş edebi karakterleri çağdaş tiyatroyla buluşturmadaki ustalığıyla tanınan Carme Portaceli’nin yorumunda hayalperest bir trajedi kahramanı değil, “21. yüzyılın feminist sesi”. 8-9 Kasım’da sahnelenecek oyun, yüksek katkıda bulunan mekân sponsoru Zorlu PSM’de sahnelenecek. 

Festivalin ücretsiz etkinlikleri kapsamında, Deniz Yüce Başarır ve Hülya Adak’ın, Emma Bovary’yi feminist bir perspektifle günümüzden yeniden değerlendireceği Feminist Bir Bakışla Bovary’yi Bugünden Okumak söyleşisi ise 10 Ekim Cuma günü saat 19.00’da Orient-Institut Istanbul’da gerçekleştirilecek. Haftanın kültür sanat ajandasıİstanbul Mon Amour

Türkiye’nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan’dan ilhamla: İstanbul Mon Amour I Pera’nın Karanlık Odası

Artık bir festival klasiğine dönüşen İstanbul Mon Amour, bu yıl Kumbaracı50 ekibi tarafından, Yiğit Sertdemir’in sanat yönetmenliğinde, Beyoğlu’nda sahnelenecek. Sezin Akbaşoğlulları, Onur Berk Arslanoğlu, Şebnem Sönmez, Gülhan Kadim, Ceyda Akel, Ayşegül Uraz gibi oyuncuların yer aldığı yapım, İstanbul’un günlük rutininde keşfedilmeyi bekleyen sayısız hikâyeden birini gün yüzüne çıkarıyor ve Beyoğlu’na bir fotoğraf makinesi vizöründen bakmaya davet ediyor. Bu yılın rotasında, Türkiye’nin ilk kadın stüdyo fotoğrafçısı Maryam Şahinyan’ın günlük yürüyüşleri, kurmaca bir anlatının omurgasını oluşturuyor. MEKE Sanat’ın gösteri sponsorluğuyla desteklenen İstanbul Mon Amour I Pera’nın Karanlık Odası, 15 ve 16 Kasım’da Beyoğlu Spor Kulübü, Beyoğlu Sineması ve Metrohan’da gerçekleştirilecek.

DUYARAK GÖRMEK: “SES İÇİN AYRICALIK” FİLM PROGRAMI, 17–19 EKİM’DE ARTER’DE!

Arter’in, izleyicileri sesin dünyasına kulak vermeye davet eden “Ses için Ayrıcalık” Film Programı, 17–19 Ekim’de Sevgi Gönül Oditoryumu’nda gerçekleşecek. Beş uluslararası yapımı Karen Cirillo’nun küratörlüğünde bir araya getiren program, görsel anlatının ötesine geçerek işitsel deneyimin sunduğu farklı algı biçimlerini keşfetmeye çağırıyor. Hareketli görüntüde ses, çoğu zaman harika bir filmin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilse de, kendi başına bir konu olarak sıklıkla göz ardı edilir. “Ses için Ayrıcalık” Film Programı ise “ses hakkında [görsel] bir film nasıl yapılır?” sorusuna yanıt arayan ve ses meraklılarını yalnızca duymaya değil, dinlemeye de davet eden uluslararası yapımları bir araya getiriyor. Yalnızca kulaklarımızı açarak dünyayı nasıl farklı algılayabileceğimizi gösteren “Ses için Ayrıcalık” Film Programı’nın biletleri, Arter’in giriş katında yer alan Danışma ve Bilet Gişesi’nden, Biletix’ten ve Mobilet’ten temin edilebilir.

Haftanın kültür sanat ajandası

"GAYDA YOLU", DÜNYA PRÖMİYERİNİ 49. MOSTRA SAO PAULO ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ’NDE YAPIYOR!

Yapımcılığını M. Tayfur Aydın – MTA Film Yapım’ın üstlendiği, senaryosunu Henar Daşgın Bektaş ile Bişar Bektaş’ın birlikte yazdığı ve Bişar Bektaş’ın yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metraj filmi “Gayda Yolu”, dünya prömiyerini 49. Mostra Sao Paulo Uluslararası Film Festivali’nin “Yeni Sinemacılar Yarışması” (New Filmmakers Competition) bölümünde gerçekleştiriyor.

Çekimleri Bitlis’te gerçekleştirilen filmin oyuncu kadrosunda Baran Şükrü Babacan, Kadim Yaşar, Celal Öztürk, Mine Doğan, Muhammed Cangören, Fatih Süzer ve Çiçek Tekdemir yer alıyor. 

Haftanın kültür sanat ajandası

Gayda Yolu kasabada hapsedilmişçesine gün dolduran zorunlu hizmet memurlarının hayatlarını kahramanımızın gözünden gördüğümüz; kasaba halkının küçük oyunlarını, çıkarlarını, duyarsızlıklarını basit ve bir o kadar samimi bir dille anlatan bir taşra hikâyesi.

“ÖLMEDEN ÖNCE YAPILACAK 10 ŞEY” EKİM VE KASIM AYINDA DA SAHNEDE

Alman çağdaş yazar Jörg Menke-Peitzmeyer’in yazdığı, Burak Çiçek’in yönettiği, Berfin Gümüş ve Burak Çiçek’in rol aldığı Ölmeden Önce Yapılacak 10 Şey, Nisan ayında çıktığı yolculuğa 2025-2026 tiyatro sezonunda devam ediyor. Genç tiyatro ekiplerinden Tiyatro Nom’un ilk oyunu Ölmeden Önce Yapılacak 10 şey, 18 Ekim’de Claphall Sahnede, 30 Ekim’de Habitat Sahnede, 9 Kasım’da Pax Sahnede ve 30 Kasım'da Claphall Sahnede seyirciyle buluşacak. Ölmeden Önce Yapılacak 10 Şey, hayatla, ölümle ve aradaki o kısacık ama dopdolu anlarla yüzleştiren interaktif bir tiyatro deneyimi. Mehtap ve Celal, seyircilerle birlikte sahnede yaşamın anlamını, pişmanlıkları ve küçük mutlulukları keşfe çıkıyor. Bazen güldüren, bazen sessiz bırakan bu yolculukta, sahneyle seyirci arasındaki sınırlar kalkıyor; çünkü belki de hepimizin listesinde aynı sorular var...

Haftanın kültür sanat ajandası

ALİ VATANSEVER’İN YENİ FİLMİ ‘BİR ARADA YALNIZ’ TALLINN BLACK NIGHT FİLM FESTİVALİ ANA YARIŞMASINDA!

Ali Vatansever’in yeni uzun metraj filmi ‘Bir Arada Yalnız’ dünya prömiyerini Tallinn Black Night Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümünde gerçekleştirecek. 8-24 Kasım 2025 tarihleri arasında Estonya’da düzenlenen dünyanın önde gelen festivallerinden biri olan Tallinn Black Night Film Festivali’nde ilk kez sinemaseverlerle buluşacak filmin başrollerinde Fatih Al, Esra Kızıldoğan ve Onur Gözeten yer alıyor.

Haftanın kültür sanat ajandası

“El Yazısı” ve “Saf” filmleriyle festivallerden ödüllerle dönen Ali Vatansever’in üçüncü filmi Bir Arada Yalnız, oğullarının ölümcül hastalığıyla mücadele eden bir ailenin duygusal ve fiziksel çabasına mercek tutuyor. Film, bu mücadelenin ortasındaki 19 yaşındaki İzzet’in perspektifini ve iç dünyasını anlaşılır kılmak için anlatım olanaklarını genişleten özgün bir tekniğe başvuruyor. Kısmi olarak Sanal Gerçeklik'te (VR), gerçek zamanlı çekilen sahneler, izleyicinin karakterle daha derin ve kişisel bir bağ kurmasına olanak tanıyarak onun yolculuğuna içeriden bir bakış sunuyor. 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları