Göksu Telmaç

Haydi annecim ödeve!

19 Eylül 2018
Bir an önce çocuk üzerinde disiplin kurması gerektiğine inanan ebeveynler, acemi bir heyecanla iyi niyetli hatalar yapabiliyor.

Pek çok ebeveyn özellikle de ilkokul birinci sınıfa başlayan çocukları olanlar, ödev yapmaları için çocuklarına nasıl bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini merak ediyor.

Yaz temposundan ve oyun çağından çıkmamış yavruya okuldan yorgun geldikten sonra ödev yaptırmak sanıldığı kadar kolay da olmuyor.

Okuldan gelen minikler, o gün yapmaları gereken her şeyi fazlasıyla yerine getirmiş olduklarını düşünerek isyankar bir tutuma girebiliyor.

Okuldan gelip dinlenmek, oyun oynamak, teknolojik oyuncak ya da televizyonla vakit geçirmek istiyorlar.

Bir an önce disiplin kurması gerektiğine inanan ebeveynler, acemi bir heyecanla iyi niyetli hatalar yapabiliyor.

Çocuğunu okul dönüşü karşılayan ebeveynler programı çocuklarına iletiyor:

Yazının Devamını Oku

Tatil annesi olmak!

14 Ağustos 2018
Hayalleriyle gerçekleri arasında dağlar vardır.

Son zamanlarda hiç, bir tatil annesiyle sohbet ettiniz mi?

Belki de siz bir tatil annesisinizdir.

Tatil annesi, evde çocuklarıyla kalıp onlara bakmaya, aktivite ayarlamaya çalışan annedir.

İşi çok zordur.

Hayalleriyle gerçekleri arasında dağlar vardır.

Hayalinde okul kapanacak ve çocuğuyla onca şey yapacaktır. Gezecek, dinlenecek, çocuğuna güzel alışkanlıklar kazandıracak bu arada kendisi de evine kendine vakit ayırabilecektir.

İster çalışsın ister ev hanımı olsun tatilden beklentileri fazladır.

Oysa gerçekte olan sıklıkla bir kaostur.

Yazının Devamını Oku

Bir kâse irade

25 Temmuz 2018
İçinde çikolata, gofret, kek, börek, simit, cips, çerez, abur cubur dolu olan bir kâse düşünün.

İçinde çikolata, gofret, kek, börek, simit, cips, çerez, abur cubur dolu olan bir kâse düşünün.

Bu kâsedekileri gün boyunca yemiş olabilirdiniz ama yemeyip bu kâsede biriktirdiniz. Bu kaseye psiko terapi destekli kilo verme çalışmalarında “Yemediklerim kasesi” diyorum.

Sıkıldığında, üzüldüğünde ya da keyiflendiğinde dolabı açıp bir şeyler atıştıran, gün sonunda yedikleri yüzünden pişmanlık duyan ve diyetini bozduğunu düşünen danışanlara çok iyi gelen bir yöntem oldu.

Sağlıklı beslenme uzmanları ve diyetisyenler gün içerisinde süren gereksiz yeme ataklarının vücuda ve yağ yakımına olumsuz etkilerinden bahsediyor.

Bu atakların ruhsal yönünde ise bireyin duygularını içe attığı gibi ihtiyaç duymadığı yiyecekleri de yiyerek dışarıdan içeriye bir alım, birikim yapması ve hayır diyememesi söz konusu.

Çoğu sorununu içine atan, düşüncelerini ifade etmekten, hayır diyemeyen, problem çıkarmak ve problemle baş etmekten kaçınan ve C Tipi kişilik grubu dediğimiz yapıdaki bireyler yeme konusunda da içteki boşlukları ve duygu birikimlerini yiyecekle ve anlık keyifle yatıştırma eğilimi içerisindedirler.

Bunun üstesinden gelmede bireyin bilişsel olarak farkındalıkları üzerinde çalışmak en doğrusu. Böylece tartıdan kilolar gitmesine rağmen, kapanmayan ruhsal sorunlar ve öz güven kayıpları da kalıcı biçimde onarılmış olur.

Yazının Devamını Oku

Ucundan azıcık!

22 Haziran 2018
Havalar giderek ısınıyor, yakında okullar tatile girecek, derken pek çok aile için sünnet sezonu başlayacak. Anne babaların kafasında çocuklarının psikolojik hazır oluşu ile ilgili bazı sorular vardır.

Çocuklar yaz tatiline girdi, havalar iyice ısındı ve pek çok aile için sünnet sezonu başladı.

Anne babaların kafasında çocuklarının psikolojik hazır oluşu ile ilgili bazı sorular vardır. Gerçekten de bir çocuğun sünnete hazır oluşu psiko-seksüel gelişimi açısından önem taşımaktadır.

Bir çocuğun hayatında sünnetin önemi nedir?

Ülkemizde her sağlıklı erkek çocuğunun yaşayacağı bu deneyim algılama açısından hassas bir konudur. Çocuklar 3 yaştan itibaren cinsiyetlerini, cinsel organlarını keşfederler. Bu keşif ve özellikler onlar için çok ilgi çekicidir. Bu dönemlerde kendilerine dokunma, sorular sorma ve cinsiyet gelişimi konusunda keşifler yapma çok sık karşılaşılan sağlıklı süreçlerdir.

Çocukların cinsel keşifleri ve bu süreç engellenmemeli ya da abartılmamalıdır. Anne babalar yaşına uygun yanıtlar konusunda bilinçli davranmalıdır.

Pipini göster!

Azalmakla birlikte “Hadi amcalara pipini göster!” hatası hala devam etmektedir. Toplumumuzda erkek çocukların cinsel organları yüceleştirildiğinde ve bir güç göstergesi gibi yansıtıldığında çocuğun yüklediği anlam ve cinsel gelişimi sağlıksız yöne gidecektir. Kendini yaşam boyu cinsel gücü kadar yeterli ve güçlü görme patolojisine girecektir. Bu hata ayrıca çocuğun cinsel tacizden korunma becerisini azaltacaktır. Kendi vücudunu koruması çok küçük yaşlardan itibaren öğretilmelidir.

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuz mu inatçı yoksa siz mi?

11 Haziran 2018
Çocuklarınızın önünde onlar hakkında olumsuz konuşmayın ve şikayette bulunmayın!

Son dönemlerde bazı anne-babaların çocuklarından şikayet ettiklerine şahit oluyorum. Özellikle de çocuklarının önünde…

Birinci madde: Çocuklarınızın önünde onlar hakkında olumsuz konuşmayın ve şikayette bulunmayın!

Çok inatlaşıyor.

Nefes aldırmıyor.

Yazının Devamını Oku

Başarıyı artırmanın yolları

3 Mart 2018
Yeni bir eğitim dönemine daha başladık. Öğrenciler, eğitimciler ve veliler hızlı bir girişle akademik yolculuklarına devam edecekler.

Bu yolculukta her anne babanın istediği şey, çocuğunu başarılı görmek olacaktır. Başarıya giden yolda atlanan, görmezden gelinen ya da hiç düşünülmeyen noktaları fark etmek ve üzerinde çalışmak size ve çocuğunuza yarar sağlayabilir.

Başarı sadece notlarla, artılarla, yıldızlarla, madalyalarla ölçülebilen bir şey değildir. Bunlar sadece semboldür ve sistematiktir. Oysa bunun yanında, çocuğun mutlu, sorumluluk sahibi, özgüvenli, problem çözme becerisi yüksek bir birey olmasına giden yaşamsal başarı kriterlerini görmezden gelmeyin.

Birbirinden farklı derslerin müfredatta yer almasının ve öğretilmesinin bilimsel bir sebebi vardır. Bu da beynin farklı alanlarını aktive ederek, zihnin potansiyellerini kullandırmaktır. Bu noktada eğitimciler ve anne babalar, çocuğun öğrenme serüvenini ciddiye almalı ve ezberden uzak, mantığa ve eleştiriye dayalı, görsel-işitsel açıdan zenginleştirilmiş eğitim yollarını tercih etmelidir.

  

Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun onu tanıyın. Meraklarını, korkularını, hayallerini, sırlarını, dedikodularını, sizlere ve kendine yönelik düşüncelerini, eleştirmeden ve tenkit etmeden dinleyin. Aranızdaki bu bağ, ona yankın olmanızı sağlar ve sizi sadece “Dersin yok mu senin?” diye soran bir ebeveyn olmaktan korur.

Günde on beş dakika da olsa birebir vakit geçirin. Sizinle oynamak, oturmak ya da sohbet etmek istediğinde onu ders başına yollamayın. Önce onunla iletişime geçin, sonrasında sınır koyduğunuz saatte dersi gündeme getirin.

Araştırmalar, okul dışında bir sanat ya da spor faaliyetine devam eden öğrencilerin, akademik açıdan daha başarılı olduğunu gösteriyor. Oysa ülkemizde kurslar ve faaliyetler başarı engelleyici ve zaman kaybı görülerek tatillere kadar ertelenir. İyi yapılacak bir haftalık planla bir saat de olsa beynini boşaltmasını sağlayacak bir aktivite bulmanız yararlı olacaktır.

Çoğu ebeveyn, zamansızlıktan, sıkışıklıktan ya da çocuğu reddettiği için, ödevleri çocukları yerine yapabiliyor. Bu sorunu çözmediği gibi, daha da büyütüyor. Çocuğun disiplin kazanabilmesi için ödevleri sadece onun yapmasını sağlayın. Bu noktada işe yarayan bir sistem, okuldan döndükten sonra bir saatlik dinlenme, ardından ödevlerin yapılması ve geri kalan vakitte (ki bazen aşırı ödev verildiğinde zaman kalmıyor) dinlenme ve birlikte vakit geçirme şeklinde sürdürülebilir. Çocukların ödevi reddetme sebepleri bazen öğretmenin aşırı ödev vermesi ya da ödevleri kontrol etmemesi olabiliyor. Bu noktada öğretmenle işbirliği yapılmalı ve sistem gözden geçirilmeli.

Yazının Devamını Oku

Babam ne iş yapıyor?

22 Ocak 2018
Çocuklar, bilgi işleme sürecinde en çok gözlem ve deneyimden faydalanırlar. Beyinleri, özellikle ilkokul öncesi dönemde detaylar arasındaki bağlantıyı somut düzeyde yapar ve kaydeder. Hayal dünyası ve gerçek dünya arasındaki bağlantıları giderek sadeleştirir ve şemalar oluşturur. İlerleyen yıllarda bu kayıtları soyut niteliğe taşır.

Her çocuk büyüdüğünde bir mesleğe sahip olmak, bir şey satın almak, ödemek, ucuz, pahalı gibi kavramları elbet öğrenir ancak bu bilgilerin içeriğindeki “sahip olma, değer bilme, bedel ödeme, sorumluluk alma ve sürdürme” gibi kavramları, kişiliğin oluştuğu ilk yaşam yıllarında oluşturur.

Yeni nesil çocuklar, onları zorluklardan korumaya çalışan ebeveynler tarafından, atlanan bazı eksik bilgilerle yol almaktalar.

Ebeveynler, çocukları için en iyi ve güzeli isterken, çocuğun yaşamın zorluklarıyla baş etme becerilerini geciktirebiliyorlar.

Çocuklar acıkmanın, susamanın, üşümenin, beklemenin, zorlanmanın ne demek olduğunu bilmeden büyüyorlar.

Onlar adına hemen her şeyi, onlar gereksinim duyamadan ebeveynleri düşünüp otomatik biçimde yerine getiriyor.

Bu normal ve genel görünen tabloda, çocukların bazı sorunları toplu biçimde daha çok yaşadığını görmek, biz uzmanlara daha hassas toplumsal gözlemler yaparak öneriler verme ihtiyacını öne çıkarıyor.

Çocuklar ebeveynlerinin ne iş yaptığını, görevinin tanımını, insanlara ne hizmet vererek para kazandığını ve bunu bir ay boyunca nasıl yönettiğini, giderleri, yatırımları nasıl yapabildiğini çok ileri yaşlarda bile öğrenmeden yaşama devam edebiliyor.

“Anne duraktaki insanlar neden bugün arabalarına binmemişler?” diye soran bir çocuk, herkesin araba alabileceğini varsayıyor.

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuzla oynuyor musunuz?

25 Kasım 2017
Bu soruma pek çok anne baba evet yanıtını verecektir. Ama bu yanıt yeterli değil. Gerçekten nitelikli oynamak, çocuğun yaşına uygun oynamak, onu geliştirici oyunları oynamak her anne babanın en büyük görevidir.

Bu soruma pek çok anne baba "Evet" yanıtını verecektir. Ama bu yanıt yeterli değil. Gerçekten nitelikli oynamak, çocuğun yaşına uygun oynamak, onu geliştirici oyunları oynamak her anne babanın en büyük görevidir.

Doğadaki yavrulara bile baktığımızda büyük bir azimle anne babalarını oyuna çağırırlar. Neredeyse tüm gün iç enerjilerini oyuna aktarırlar. Bu evrensel olarak gelişimin en büyük görevlerindendir.

Çocuklar anne karnında bile kendilerine özgü oyunsal hareketler geliştirirler. Doğumdan sonra ise görüntüler, sesler ve mimikler onlar için izlenecek en büyük oyuncaklardır. Önce uzaktan izledikleri dönen ve ses çıkaran oyuncakları dik durup oturabildikten sonra tutmaya, sallamaya başlayacaklardır.

Anne babaların doğumdan hemen sonra sesler, mimikler, eşyalar ile çocukların ilk zihinsel gelişimlerine destek vermeleri gerekir.

Sonrasında birlikte tutup çekme, atıp geri getirme gibi nesne takip oyunları gelecektir.

Koltuğun arkasına kaçan bir topun geri getirildiğini görmek çocuğun bilişsel sürecini ileriye götürecektir.

Çocuklar üç yaşlarından sonra kendi oyunlarını kurabildiklerinde anne babalar farkında olmadan oyun alanından uzaklaşırlar. Ne de olsa tek başına oynayabildiğini düşünerek kendi işlerine öncelik verirler. Oyun niteliğinin azalması genelde bu yaşlardan sonra başlar.

Ebeveynler işten geldikten sonra yemek, ev işleri, televizyon rutinine girip çocuk oyun alanında tek başına oynadığında hem ilişkileri, hem çocuğun gelişimi ıssızlaşır.

Yazının Devamını Oku