Yaşlılara eziyet ve suistimalin altında ne yatıyor

İnsan dünyaya gelir, büyür, zamanla kişilik kazanır, sosyalleşir, eğitilir, kendini geliştirir ve sonunda da yaşlanarak sürecini tamamlar. Dolayısıyla doğmak kadar yaşlanmak da doğal ve toplumsal açıdan da kabul edilmesi gereken bir kavramdır. Gelin görün ki Türkiye’de durum tersi. Buyurun son örneği; İstanbul Ataşehir’de özel bir hastanede yatağa bağımlı, konuşamayan, yaşlı bir hastaya hem de sağlık görevlilerinin yaptığı rezillikler. ‘Pes dedirttiler!’ demek isterdim ama maalesef benzer iğrençlikler daha önce de yaşandı. Ve dahası kapalı kapılar ardından kim bilir başka neler oluyor? Peki, bu rezilliklerin arkasında ne yatıyor? Toplumu yaşlıları ile nasıl barıştıracağız? Sordum.

Haberin Devamı

DENETİM MEKANİZMASI KURULMALI

65+ Yaşlı Hakları Derneği üyeleri ile Ataşehir’deki çirkin olay hakkında konuştum. Hem olay özelinde hem de yaşlı haklarının korunması adına görüşlerini sordum. Şöyle bir açıklama gönderdiler: “Olayın, özel sağlık sektörünün görece kıdemli ve büyük bir grubuna bağlı, kendisine “yaşlı dostu” diyen bir kuruluş bünyesinde meydana gelmiş olması, durumun vahametini artırıyor. Ki olay normal denetim mekanizmaları ile değil, bir başka çalışanın ihbar mektubuyla ortaya çıkmış. Yani bu vahim ihlal, bir hastanede olması gereken kalite, kontrol ve insan kaynakları mekanizmaları tarafından fark edilememiştir. Bu düşündürücüdür.”

Yaşlılara eziyet ve suistimalin altında ne yatıyor

Haberin Devamı

14 AYDIR NE YAPILDI

10 Temmuz 2021’de, 14 ay önce meydana gelen olayın, düne kadar “sessizlik ve ilgisizlik girdabı” içinde kaybolup gitmiş olması vahimdir, endişe vericidir. Hastane, olayın failleri hakkında 22 Şubat 2022’de savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Aradan geçen 7 aylık adli süreçte, bir çalışanın ifadesi alınması dışında ne yapılmış? Bilinmemekte. 65+ Yaşlı Hakları Derneği olarak konuyu insani, vicdani bir sorumluluk, bir sistem sorunu olarak görüyoruz.”

 60 YIL SONRA HER 4 KİŞİDEN BİRİ YAŞLI OLACAK

TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de ‘yaşlı’ olarak tanımlanan 65 yaş ve üstü nüfus son 5 yılda (2016-2021) yüzde 24 artarak 8 milyonu aştı. Artan yaşam süresi, nispeten azalan doğurganlık nüfusun yaşlanmasının arkasındaki temel nedenler. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı bağımlılık oranı (birçok nedenden bakıma muhtaç yaşlı sayısı) 2021 yılında yüzde 14.3 oldu. Şu an her 4 haneden birinde en az bir yaşlı var. Öngörülere göre 2080’de her dört kişiden biri 65 yaş üstü olacak. Yani dün yaşlılar ile ‘dalga’ geçenler bir gün yaşlanacaklar ve bu, hızlı ve yukarı yönlü olacak.

Yaşlılara eziyet ve suistimalin altında ne yatıyor

Haberin Devamı

4 MADDELİ ÇAĞRI

1) YAŞLILARA hizmet veren tüm sağlık kurum ve kuruluşları yaşlı hak ihlalleri, suiistimal ve taciz olaylarının önlenmesi konusunda etkin, şeffaf ve sürdürülebilir önlemler almaya...

2)Yaşlıların tedavi ve bakımıyla ilgilenen bütün çalışanlara hem kendi yeterlilikleri hem çalışma arkadaşlarının tutum ve tavırları hem de yaşlılarla iletişim konusunda eğitim vermeye...

3)Kolluğu ve yargıyı, yaşlı hak ihlalleri, suiistimal ve taciz olaylarını hassasiyetle ve hızla soruşturmaya, kovuşturmaya ve kamuoyunu zamanında bilgilendirmeye...

4)İç denetiminin yeterli olmadığını kötü örnekleri ile gördüğümüz hastane, huzurevi, bakımevi gibi ‘kapalı’ kurumlarda meslek ve sivil toplum kuruluşları ile hizmetten yararlananların temsilcilerinin de olduğu denetim mekanizmaları oluşturulmasına çağırıyoruz.

Haberin Devamı

YAŞLI İMAJI DEĞİŞMELİ, YAŞLILAR KATEGORİZE EDİLMEMELİ

Hatırlarsanız, COVID-19 tedbirleri kapsamında sokağa çıkması kısıtlanan 65 yaş ve üstünü taciz eden, küçük düşürmeye çalışan ve rızaları alınmadan çekilen görüntüler paylaşılıyordu sosyal medyada. 2020’de Sakarya’da özel bir hastanede hemşireler, yoğun bakımdaki yaşlı hastaya sigara verip dalga geçmiş ve o anlar yine telefon ile kaydedilmişti. Yani yaşanan rezaletler bir değil! 65+ Yaşlı Hakları Derneği yönetim kurulu üyesi, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Şentürk, “Toplumumuzda her ne kadar yaşlıya saygı duyulduğu gibi bir algı olsa da gündelik hayat pratiklerinde bunun bir karşılığı yok. Ulaşım haklarından, şehir yaşamı ve çalışma hayatına kadar ayrımcılığı her alanda görebilirsiniz. Yaşlıların suiistimal ve taciz edilmesi, ‘eğlence’ aracı olarak kullanılması da zaten kategorik ayrıma uğradıklarının bir göstergesi. ‘Geleceğimiz’ kategorisi ile çocuk ve gençlere değer verilirken, yanlış anlaşılmasın bu yanlıştır demiyorum, yaşlılar; ekonomik ve sosyal yaşantıya katkıları olmadığı düşünülerek, ‘değersiz toplumsal grup’ kategorisindeler” diyor.

Haberin Devamı

YAŞLANMAK HAYATIN BİR PARÇASI

Peki, toplumu yaşlıları ile nasıl barıştıracağız? Geride bırakılmalarının önüne nasıl geçeceğiz? Doç. Dr. Şentürk, diyor ki: “Klasik belki ama her şeyin başı eğitim. Yaşlılar ile yan yanayız ama beraber değiliz. Bunun dönüşmesi şart. Bu noktada otobüs şoförlerinden esnafa, hastane personelinden ilkokul çocuklarına kadar herkesi kapsayan bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı. Bir de Türkiye’de kalıplaşan ve dizi, film, gazetecilik, edebi yayınlar dahil tüm medyaya hâkim olan, ‘İşe yaramaz’, ‘Dalga geçilebilir’ bir ‘yaşlı’ imajı var. Bu imaj yaşlıları hedef haline getiriyor. Bunun da değişmesi gerek. Son olarak, ‘Gençler-Yaşlılar’ olarak kategorileşen, kuşaklar arası ayrımı yok edecek yeni politikalar ve söylemler geliştirilmeli. Her yaş hayatın bir parçası ve unutulmamalı ki yaşlandıkça değer kaybetmiyor aksine değerleniyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları