Türkiye cimnastik ülkesi olabilir mi

Dünya Cimnastik Aerobik Şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı, artistik cimnastik paralel barda bronz ile Olimpiyat tarihinde madalya alan ilk Türk cimnastikçi Ferhat Arıcan, halka aletinde dünya şampiyonu milli sporcu İbrahim Çolak, paralel bar aletinde dünya ikincisi olan Ahmet Önder ve dün Bakü’de trampolin dalında Türkiye’ye bu dalda ilk altın madalyasını kazandıran Sena Elçin Karakaş ve Sıla Karakuş... Türkiye denilince akla ilk olarak her ne kadar futbol gelse de cimnastikte arka arkaya gelen başarılar göğsümüzü kabartıyor, ‘Bu yarışta biz de varız!’ dedirtiyor. Peki, Türkiye bir cimnastik ülkesi olma yolunda mı? Başarıların sürmesi ve çoğalması için ne yapılmalı? Sordum.

Haberin Devamı

AMACIMIZ CİMNASTİĞİ ZORUNLU YAPMAK

KENDİSİ de başarılı bir eski cimnastikçi olan Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, ‘Başarılı bir cimnastik ülkesi olma yolunda sağlam ve emin adımlarla ilerliyoruz’ diyerek cevaplıyor sorumu. 2021 yılında Türkiye, 2’si dünya ve Avrupa şampiyonalarında 16 altın, biri Olimpiyat ve Avrupa şampiyonasında 10 gümüş, 2’si Avrupa şampiyonasında 14 bronz, toplam 40 madalya elde etti. Çelen, arka arkaya aldığımız bu başarıları işaret ederek soruyor: “Aldığımız bunca madalya cimnastik ülkesi olma yolunda olduğumuzun ispatı değil mi?” Çok haklı. Peki, bu noktaya nasıl geldik?

Türkiye cimnastik ülkesi olabilir mi

Haberin Devamı

EMİN ADIMLARLA

Şöyle anlatıyor: “Mütevazılık yapmayacağım. Ben ve arkadaşlarımız bu işe dertlendik ve çok çalıştık. Göreve geldiğimizden bu yana Cimnastik Federasyonu 12 ilden 81 ile yayıldı. Lisanslı sporcu sayımız bin 200’den 120 binlere çıktı. Spor Bakanlığımızın büyük desteği ile Türkiye’nin 25 ilinde olimpik, 81 ilinde irili ufaklı cimnastik salonunun yapıldığı, olimpiyatlarda madalya alan 7 sporcu ile final çıkaran bir spor dalı, bir federasyondan bahsediyoruz. Cimnastik ülkesi olma yolunda sağlam, emin adımlarla yürüyoruz. Bu yoldaki en büyük gayemizse cimnastiği kreş, anaokulu ve ilkokullarda zorunlu hale getirmek. Ne zaman bu olacak, işte o gün ‘Artık cimnastik ülkesiyiz’ diyebileceğiz gönül rahatlığıyla.”

MEB DEVREDE

“Bu gaye için Milli Eğitim’le görüşme halindeyiz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın da desteğiyle 12 ilde, ‘Genel Cimnastik ve Hareket Eğitimi’ adı altında bir proje gerçekleştirdik. Çünkü biz cimnastik belirli bir seviyeye gelmezse diğer branşların da ilerleyemeyeceğini düşünüyoruz. Sporun gelişmişliğinin cimnastiğin gelişmesi ile doğru orantılı olduğuna inanıyoruz. Cimnastik tüm sporların atası. Erken yaşta başlanabilen bir yüzme, bir cimnastik var. Bu bağlamda biz kendimizi sadece ‘şampiyon’ yetiştiren değil de diğer spor branşlarına destek veren, spora katkı sağlayan bir sporcu fabrikası gibi görüyoruz. Altını çizmek isterim ki yaptığımız her proje de Spor Bakanlığımızda karşılığını buluyor. Peş peşe gelen madalyalar, dereceler bu işi tesadüfen yapmadığımızın, planlama, programlama ve çalışmanın ürünü olarak gördüğümüzün de göstergesi.”

Haberin Devamı

TRAMPOLİNDE İLK ALTIN

MİLLİ cimnastikçiler Sena Elçin Karakaş ve Sıla Karakuş’un Trampolin Cimnastik dalında altın ile taçlandırılan performansını izlemek müthiş keyifliydi. Sanki arada bir ayna var da biri diğerinin yansıması gibi... Müthiş bir uyum vardı. Cimnastik Federasyonu Başkanı Çelen, “Bu dal aslında yeni sayılır ama 8 yıllık yatırım ve çalışmanın meyvesini aldık. Cumhurbaşkanımız Sancaktepe’deki tesisleri bize tahsis etti. Orada yaptığımız sıkı çalışma ile de bu başarı geldi. Yönetim kurulumuzu, sporcularımızı ve hocalarını, teknik kadroyu canıgönülden tebrik ediyorum” diyor.

PİRAMİDİ YUKARIDAN AŞAĞI DEĞİL AŞAĞIDAN YUKARI KURMALI

32 yıllık cimnastik kariyerini birkaç ay önce sonlandırdığını duyuran Ümit Şamiloğlu’nu arıyorum. Henüz cimnastiğin adını bu kadar sıklıkla anmadığımız zamanlarda, 2013’te Mersin’deki Akdeniz Oyunları’nda barfikste altın madalya kazanarak Türkiye’ye bu kategoride ilk şampiyonluğunu getirdi. Şamiloğlu Türkiye’nin bir cimnastik ülkesi olabilmesi için altyapıya daha fazla önem verilmesi gerektiğini söylüyor. Diyor ki: “Bugüne kadar gelen başarılara Federasyon ve Spor Bakanlığı’nın büyük katkısı var. Ancak nereye kadar böyle gidecek? En iyi sporcuları bul, bir araya getir, temelden eğit... Şampiyonalara gönder... Uzun ve yorucu bir süreç. Ve sürdürülebilir değil. O nedenle ben diyorum ki, Federasyon ya da Bakanlık, kulüplerin yapması gereken görevlerin yerine kulüpleşmeye önem vermeli. Yerine kulüpleşmeye önem vermeli. Kamu kurumlarının, belediyelerin dahil olduğu bir sistem yaratılmalı. Belediyelerin sporcu yetiştirmek için bütçeleri var zaten, ki bu çok büyük bir kaynak, tamamen buraya aktarılabilir. Elbette destek önemli. Ancak tüm efor tek kanaldan sarf edilince herkese ulaşamıyoruz. Piramidi yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarıya kurabilirsek daha başarılı oluruz.”

Haberin Devamı

TÜRK SPORUNUN KURTARICISI

Neden basketbol, voleybol değil de cimnastik? Şamiloğlu, “Çünkü cimnastik Türk sporunun kurtarıcısı olacak. En küçük yaşta başlanan iki spordan biri. Cimnastikte sürat, kuvvet, esneklik, algı gibi tüm motorik özellikleriniz gelişiyor. O nedenle tabana yayıp güçlü kulüpler kurabilir, kaynakları buraya aktarabilirsek gelişmiş sporcular da yetiştirebiliriz. Günün sonunda belki herkes cimnastikçi olmayacak ama motorik özellikleri gelişen çocuklar başka branşlarda da pekâlâ başarı olacaklar” yanıtını veriyor. Çoğu branşta antrenör eksiği olduğunu da değinen Şamiloğlu, “İyi antrenörlerimiz var ama yeterli sayıda değil. Bilgiyi ithal etmekten çekinmemeliyiz” önerisinde bulunuyor.

Haberin Devamı

BİR ÖZÜR

DÜNKÜ Sevgililer Günü yazım için fazla heyecanlanmış olacağım ki bildiğim doğruyu unutmuş, büyük bir hata yapmışım. Selvi Boylum Al Yazmalım filmi Aytmatov’un ‘Kırmızı Eşarp’ romanından uyarlama. Yani filmin adı da, ‘Sevgi emektir’ mottosu da aslında filmin senaristi Ali Özgentürk’e ait. Çok kıymetli Özgentürk ile konuştum ama bir de buradan özür dilemek istedim.

Yazarın Tüm Yazıları