Neden bu kadar dolandırılıyor

60’larda Sülün Osman, 80’lerde Banker Kastelli, 90’larda Selçuk Parsadan, 2000’lerde Jet Fadıl, günümüzde Thodex’ten Çiftlik Bank vurgununa kadar dolandırıcılık tarihimiz ne yazık ki hayli geniş.

Haberin Devamı

Hal böyleyken gazeteyi açıyorum ve yine benzer bir haber: “Ev görünümlü saadet zinciri... 13 bini aşkın kişiden aylık % 10 kâr payı vaadi ile 600 milyon lira para toplayan...” Dolandırıcıların isimleri değişiyor, taktikleri değişmiyor. Ancak anlayamadığım nasıl olup da bu kadar kolay ve sürekli dolandırılabildiğimiz! Sordum.

AKILLANMAK MÜMKÜN DEĞİL

Bazen ‘Para puan kazandınız’ bazen ‘Hesabınızdan terör örgütüne yüksek miktarda para aktarılmış’ denerek yapılan dolandırıcılıklar günümüzde en yaygın olanları, ki dolandırılan kişiler hep ‘cahil’ de değil. Prof. Dr. Canan Karatay, 50 bin dolar, ceza hukukçusu, Prof. Dr. Erdener Yurtcan ise 2015’te 4.5 milyon lira dolandırılmıştı. Klinik psikolog, Davranış Bilimleri Enstitüsü kurucu başkanı Emre Konuk eğitimli kişilerin de dolandırılabileceği, dolandırıcıların korku, kazanma, hırs, dini inanç gibi duyguları körükleyerek mantıklı düşünmeyi devre dışı bıraktığını söylüyor. Evet ama önümüzde de bunca örnek var. Neden akıllanmıyoruz? Konuk “Akıllanmak mümkün değil... Çünkü bu aklın başa gelebileceği bir durum değil. Sosyolojik bir olay. Hele de metropollerin kendi dinamikleri var. Göç var, sosyal kontrol yok, ekonomik sıkıntılar fazla. Bazıları kolay yoldan zengin olma hayali kurar. Bazısı gelecekten kaygılıdır. Aidiyet duygusunun sorgulanması, işsizlik gibi denklemler de etkili. E, tüm bu denklemi dolandırıcı da iyi bilir, karşısındakinin profilini iyi okur, ona göre bir dil oluşturur ve satar” diyor.

Haberin Devamı

Neden bu kadar dolandırılıyor

CAHİLLİK ETKİSİ HEP VAR

İletişim Bilimci, Akademisyen-yazar Prof. Dr. Uğur Batı yüzüne limon sürerek, görünmez olduğuna inanan ve banka soygunu yapıp yakalanan ‘Limon Adam’ McArthur Wheeler örneğini veriyor ve “Wheeler gibi adamların üstünlük yanılsaması, özgüven zehirlenmesi söz konusuydu. Kifayetsiz ve muhterislerdi ama farkında değillerdi. Çok cahillerdi. Lakin yetersizliklerinin farkında olmadıkları için bir o kadar da cesurlardı. Önce kendilerini ardından diğerlerini ikna etme cesaretine sahipti bu adamlar” diyerek önce dolandırıcıların bir fotoğrafını çekiyor ve şöyle devam ediyor: “Mark Twain’ın bir sözü var: İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır’.”

Haberin Devamı

BİLİNÇALTI DEVREYE GİRİYOR

“İnsan beyni günde yaklaşık iki bin uyarıcı ile karşı karşıyadır. Dışarıdan gelen uyarıcıların kabulü algıyı gerçekleştirir. Ancak bu uyarıcıların sadece çok az bir bölümü beyin tarafından ‘bilinçli’ algılanır, gerisi bilinçaltı belleğe saklanır ve değiştirilemez. Bu, bilinçaltı bellek insan davranışları ile kararlarını etkiler. Bazı bilinçaltı unsurlar hiç beklemediğimiz bir anda karşımıza Çiftlik Bank kararı olarak çıkabilir mesela. Kişi, durumun gerçek olmadığını bildiği halde, davranışlarına iyi nedenler bulabilir. Zira, insanların kendi davranışlarının nedenlerinin farkında olmadıkları durumlar oldukça fazladır. Sorsanız nedenleri güçlüdür ama çoğu zaman niçin, hangi kararı verdiklerini açıklayamayabilirler. Bu kararların çoğunda cahillik etkisi hep vardır.”

Haberin Devamı

7 MADDEDE NEDEN KANDIRILIYORUZ

1)Sürü psikolojisi: İnsanlar kararsız kaldıklarında, kendilerinden önce aynı konuda çoğunluk ne yaptıysa aynısını yapma eğilimine girerler.

2)Sosyal/toplumsal kanıt: Çoğunluğun yaptığı bir şeyin sonu kötü olsa da suçluluk psikolojisine kapılmazsınız. Kendinizi ‘Herkes aynı hatayı yaptı nasıl olsa’ diye ikna edersiniz.

3)Realite körlüğü: Motivasyonlar yaratmak özel bir ikna aracıdır. Kimlik, aidiyet, özel olma ihtiyacı, varlık ve bir topluluğa dahil olma ihtiyacı da cabası.

4)Duruma uygunluk/ganimet kültürü: Ülkenin sosyolojisi! Kestirmeden zengin olma isteği.

5)Kaçınılmaz zafer: Dolandırıcı, ‘Hâlâ trene binmemiş olanlar çok şey kaçırıyor’ vurgusu, trendekilere ise ‘Burada kalın’ telkini yapıyor. Bu da kazanan tarafta olma dürtüsü yaratıyor.

Haberin Devamı

6)‘Bildiğin iyidir’ durumu: Aşina şeylerle karşılaşmak, tanıdık, bildik insanların işin içinde olması (ünlülerin reklamda oynaması gibi) güven duygusunu tazeliyor.

7)Azlık etkisi: Kim ne derse desin, insanlar ‘az’ olanı daha çok isterler (şansı kaçırma korkusu). “Sınırlı sayıda” ibaresi gördüğümüz şeylere sahip olmak için daha istekli olduğumuz aşikâr.

 

Yazarın Tüm Yazıları