Paylaş
BENZERİ EN AZ 150 YIL SONRA 2150 YILI SONRASINDA YAŞANACAK
Bir teleskopla, tek gecede 6 farklı gezegeni aynı anda gözlemleyebilmek... Astrofizikçi olmaya gerek yok! Şüphesiz bu, muhteşem bir gökyüzü olayı. Bu nedenle de bilim insanları tıpkı bir manken gibi aynı anda podyuma çıkan gezegenleri, gözlem şansı veren bu olaya “gezegen defilesi” diyor. Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi, astrofizikçi Prof. Dr. Ersin Göğüş, 6 gezegenin aynı hat üzerinde bir araya gelmesinin muhteşem olduğu kadar, nadir görüldüğünün altını çizerek, ekliyor: “Çünkü gezegenler, güneş etrafında farklı hız ve büyüklükte hareket ederler. Dolayısıyla hepsinin aynı hizaya gelmesi yıllar alır. Tüm bu farka rağmen, 6 gezegenin güneş etrafında döngüsü şu an aynı konumda.” Araya giriyorum, “Yan yanalar yani?”
YAN YANA DEĞİL AYNI HİZADALAR
“Hayır” diyor “Yan yana değil. Aynı hizadalar.” Şöyle detaylandırıyor: “Gezegenler belirli bir açıyla dizildikleri ve biz dünyadan baktığımız için yan yanaymış gibi görünüyorlar. Oysa aynı hizadalar. Yuvarlak bir masa düşün. Masanın merkezinde güneş var. Gezegenler de masa yüzeyinde, merkeze belli mesafe ve değişik yarı çapta, güneş çevresinde hareket halinde. Dünya da onlarla aynı düzlemde olduğu için biz de tüm gezegenleri aynı doğrultuda görüyoruz.”
30 YIL ÖNCE DE YAŞANDI
Benzer bir gökyüzü olayının yaklaşık 30 yıl önce 1997-1999 yılları arasında yaşandığını belirten Prof. Dr. Göğüş, “Yaşadığımız döneme böyle bir olayın 2 kez denk gelmiş olması gözlem açısından iyi bir fırsattı. Tüm gezegenler şu an güneşin battığı hat üzerinde hizalı. Merkür güneşe yakın olduğu için battıktan hemen sonra çıplak gözle seçebiliriz, o doğrultuda Jüpiter, Satürn ve Venüs, ileride Mars, ortada da Uranüs var. Tabii iyi bir gözlem ve fotoğraf için şehir ışığının olmadığı, karanlık bir bölgeyi tercih etmek daha uygun olur. Bir daha böyle bir ‘Tam kare’ yaklaşık 150-180 yıl sonra yaşanacak. Çünkü gezegenler, güneş çevresinde sabit bir hızla hareket eder. Mesela Dünya hareketini 1 yıl, Mars neredeyse 2 yılda tamamlar. Bu da demek oluyor ki 6 gezegenin şu anki rotasyona yeniden gelmesi aşağı yukarı 2150 yılı sonrasına denk gelecek. Bu nadirlikte olmasından sebep, astrologlar bu olaya, ‘kader kapılarının açıldığı gün’ gibi bir anlam yüklüyor sanırım. Ama hatırlatmakta fayda var; Bilim olan ‘astronomidir.’ Astroloji değildir.”
HAYATIN ANLAMI YILDIZLARDA DEĞİL SİZDE SAKLI
Hazır konu açıldı. Bu 6 gezegenin aynı hizaya girmesinin kadersel bir bağlantısı ya da daha geniş bir açıdan sorarsak gökyüzü hareketlerinin yaşamımıza bir etkisi olabilir mi? Yorumu şu: “Yaşadığımız bu gökyüzü olayı güneş sistemindeki ahengin devam ettiğini göstermekte. İlahi bir mesaj değil yani, kader kapılarının falan açıldığı yok. Gezegenler, yıldızlar... Yer değiştirir, bazen yavaşlar ya da yeniden aynı konuma gelebilirler. Bu hareketlere yüklenen anlamlar tamamen bizim bakışımızla orantılı. Zira dünya yerine başka gezegenden gökyüzüne baksaydık, şüphesiz bu olayı da başka açıdan görecektik. Ancak Gökkürede yaşanan yıldız ve gezegenlerin tamamen doğal bu olaylarına insanların, yüzyıllar boyu ilahi anlamlar yüklemesi ve bunun bazı mesajlar barındırdığını düşünmesi yeni değil.”
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ
“Başta sorduğun ‘Gök cisimlerinin konumlarının, yaşamımıza ve vereceğimiz kararlara bir etkisi olabilir mi?’ sorusu binlerce yıldır soruluyor. Tam da bu nedenle Babil’de önemli aşamalar kaydedip, eski Mısır’da geniş coğrafyalara yayılarak, uzun zamandır hayatımızın içinde astroloji. Astrolojiyi kötüleme derdinde değilim ancak bilimselmiş gibi görünen öğretiler veya yönlendirmelerin gerçek fayda sağlamadığı hatta zarar verebildiği de aşikâr. Bilimin meyvelerinden son 400 yıldır ziyadesi ile faydalandığımız halde insanlar neden hâlâ astrolojide umut arıyorlar dersen de bence sosyolojik bir durum. Köşeli olmayan, ucu açık yönlendirmeler insanları rahatlatıyor. Fakat ben de şunu sorayım: ‘İsveç’te aynı gün saatte doğan kişi ile Gazze’de aynı gün ve saatte doğan kişinin hayatı aynı olabilir mi?’ Genele aynı gömlek giydirilemez. Hayatın anlamı yıldızlar değil kişilerde saklı. İnsanın astrolojiye yönelmesini kendi penceremden özgüven eksikliği olarak görüyorum.”
BİLİMLE KÜÇÜK YAŞLARDA TANIŞMAK GEREKİR
“Oysa gökyüzünde izlediğimiz bu olağanüstü düzen, evrenin büyüklüğünü hatırlatıyor bana. Ve de işleyişine dair yeni sorular sormak, keşifler yapmak gerektiğini... Çünkü işleyen bu mekanizma hala büyük bir gizem. Ama bu farkındalığa erişebilmek için daha küçük yaşlarda bilimle tanışmak gerekir. Ne yazık ki Türkiye’de, öğrencilerin hayatı sınavlar etrafında şekillenmekte. Gençlerin hevesi, isteği ve hayalleri ötelenmekte, köreltilmekte.”
Paylaş