Eyvah mememi kaybedecek miyim?

Bir hafta sürecek yazı dizimizin ilkini dün okudunuz. Okumayanlar için yenileyeyim: ‘Ben meme kanseriyim.’ Kolayca yazdığıma bakmayın zira kötü haberi hazmetmek bile uzunca zamanımı aldı. Bugün bu satırları yazmamın sebebi de içinizden birine umut olma, birini erken tanı ile kurtarma ihtimalim var diyedir. Başıma gelen ilginç bir durum ile devam edeyim bugün. Meme kanseriyim dediğimde ister istemez meraklı gözler inceden memenize yöneliyor çünkü benim de olduğu kadar herkesin aklında ‘Acaba memesine ne oldu?’ sorusu var. Doktorum, Prof. Dr. Cihan Uras, ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Herkes memesini kaybedecek diye bir şey yok, saçmalama” diyor.

Haberin Devamı

KISA ÇÖPÜ BEN ÇEKTİM

6 ay önce, nisan ayında hormon duyarlı, ileri evre meme kanseri olduğumu öğrendim.
Öğrendiğim gün dünyam kelimenin tam anlamıyla başıma yıkıldı. Hayatımın en verimli döneminde, henüz 44 yaşında başıma böyle bir iş gelmiş olamazdı. Ne ailemde böyle bir hastalık geçmişi vardı ne de bende bir gen bozulması. (Hastalığımın 1. ayında yaptırdığım gen testi sağlıklı çıktı.) Sağlıklı beslenen, spor yapan, asla sigara içmeyen biri nasıl olmuştu da ortada hiçbir risk faktörü yokken böyle bir hastalığa yakalanmıştı. Kafamda deli sorular, Acıbadem Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı-Meme Bilimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cihan Uras’ın kapısını çaldım. Yalnız değilsin. Bazen senin gibi çok sağlıklı bir insan, hiçbir risk faktörü yok, ailesinde kanser geçmişi yok, bir bakıyorsunuz pat diye karşımda” oldu ilk sözü. Sanırım bu kısa çöpü çekmek gibi bir şeydi.

Eyvah mememi kaybedecek miyim

Haberin Devamı

BAHANELERLE KENDİNİZİ AVUTMAYIN

GENEL cerrah Prof. Dr. Uras, meme kanserinde gen ya da ailede olması gibi değiştirilemeyecek faktörler kadar değiştirebileceklerimiz olduğunu da belirterek “Akdeniz beslenme tipi dediğimiz sebze-zeytinyağı ağırlıklı beslenme öneririm. Obezite de önemli bir faktör. Meme kanseri riskini artırıyor. Mümkünse 30 yaş altı doğum yapmak, süt vermek de kıymetli. Gençlik döneminde gereksiz radyasyon, örneğin 20 yaş altında göğüs-akciğer grafilerinden kaçınmak lazım. Gereksiz yere uzun süre doğum kontrol hapı kullanılması, uzun dönem hormon replasman tedavileri yapılması, alkol, sigara kullanımının olumsuz etkileri var. Spor da çok önemli. Ağır egzersizler değil, 4-5 gün tempolu yürüyüşlerin bağışıklık sistemine olumlu etkisi kanıtlandı, kanser riskini azaltıyor” diyor.

Eyvah mememi kaybedecek miyim

MEMENİ TANI

BİR kadının 25 yaşından itibaren mutlaka memesini tanıması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Uras “Her ay kendini elle muayene eden bir kadın bir süre sonra bedenini tanır, olabilecek en ufak değişikliği erkenden fark eder” diyerek, şöyle devam ediyor: “Ailede riski olmayan bir kadın ile aile anemnezi yüklü bir kadının takibi aynı değildir. O nedenle 35 yaşından itibaren yılda 1-2 kez meme cerrahına başvurulmalı. 1 kez yaptırdınız, ‘Kanser değilmiş’ denilerek süreç aksatılmamalı. Belki kanser değil ama ileride kansere yatkınlık gösterecek dokular olabilir. Korkmayın! Ve unutmayın. Meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalıktır. Elinize gelen bir kitle, ufacık bir değişiklikte, meme başından gelen bir akıntıda siz değil bırakın konunun uzmanı ne olduğuna karar versin. ‘Çocuğu emzirmedim diyedir’, ‘Zaten önemsizdir’ gibi bahanelere sığınmayın, kendinizi avutmayın. İnsan genelde ‘Bende olmaz’ gibi bir inkâr içinde oluyor. Tıpkı sende de olduğu gibi. Oysa herkesin başına gelebilir.”

Haberin Devamı

KONTROLLER AKSADI

“PANDEMİ de sürece maalesef kötü etki etti. Salgının ilk başladığı 2020 Nisan, Mayıs aylarında hasta sayısında ciddi bir düşme oldu. Tarama tetkikleri neredeyse durdu. ‘Pandemi bitsin de gidelim, şu an riskli’ diye randevular ertelendi. (Ki bende de durum benzer. 1.5 yıldır tetkikleri ihmal ettim.) Şimdi bu dönemde biraz daha gecikmiş, ertelemeden kaynaklı evresi artmış hastalar gelmeye başladı.”

HER HASTA MEMESİNİ KAYBEDECEK DİYE BİR ŞEY YOK

Eyvah mememi kaybedecek miyim


MEME kanserine yakalandığınızı öğrendikten ve kemoterapi süreçleri başladıktan sonra aklıma ilk gelen filmlerde izlediğim mastektomi yani memenin komple alındığı sahneler oldu. Bir uzvunuzu kaybetme fikri bir yana kadınlığınızın da elinizden gideceğini düşünüyorsunuz. Panikliyorum ama bir dakika! Doktorum, Prof. Dr. UrasEskiden bu hastalığı iyi tanımıyorduk, herkese de aynı tedavileri uyguluyorduk. Oysa şimdi her tedavi kişiye özel, tümörün cinsine göre yapılıyor” diyor. O panikle ne dediğini anlamıyorum. Birkaç hafta sonra, cesaretimi toplayıp bir daha soruyorum; ‘Memem alınacak mı?’ Yanıtı şu: “Eskiden hasta hangi evrede olursa olsun kanser tanısı alır almaz hemen ameliyat ederdik. Halbuki tümörün yapısını anlamak önemli. Şimdi buna göre hareket ediyoruz ve cerrahi ile mi yoksa sistemik tedavi ile mi başlayacağımıza karar veriyoruz. Hedefimiz kadının normal yaşamını devam ettirecek sistematik tedavi ile tümörü tamamen yok etmek.” Bu hem iyi hem kötü. Kanserli sağ memeye şu an operasyon yapılmayacak bu iyi. Ancak önümde uzun bir kemoterapi süreci var ki saç dökülmesi ve yorgunluk gibi yan etkileri düşünüldüğünde bu da kötü. Gerçi artık alıştım. Sona da yaklaşıyorum. Çünkü siz bu yazıyı okurken hastanede 12. kemoterapiyi alacağım, geriye kalacak 4.

Haberin Devamı

KORUYUCU CERRAHİ

ŞU an tedavi gören ya da görecek hastalara Prof. Dr. Uras şu mesajı da iletmemi istiyor: “Herkes memesini kaybedecek diye bir şey yok. Koruyucu meme cerrahisi ilk hedef ancak bazı durumlarda memeyi koruyamayabiliyoruz ama onda da onkoplastik yani onkolojik ve plastik cerrahi kuralları birleştirilerek ameliyat yapıyoruz ki ameliyattan sonra görünümü güzel bir meme bırakalım. Bu gibi durumlarda ameliyatın yapıldığı aynı gün yeni meme yapılıyor ve hasta uyandıktan sonra dümdüz bir görüntü ile karşılaşmıyor.

Yazarın Tüm Yazıları