Yapılması, inşaat aşaması, açılması ve sonrasında yaşananları kitap haline dönüştürürseniz, inanın yok satarsınız...
Bursa’nın, var olan değerlerine karşı ilgisiz olduğunu biliyordum...
Ama bu kadarı olmaz...
Geçenlerde yerel basında okuduğum, Timsah Arena’nın çevresindeki boşluğa “Sosyete Pazarı Kurulacak” haberi beni şoke etti...
İnanın, “acaba yanlış mı anladım” diyerek haberi defalarca okudum... Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan da haberi doğrulattım.
Sonrasında ise “Olacağı buydu” dedim...
BU KADAR BASİT OLMAMALI...
Yapılan son yerel seçimlerde rakibinden yüzde 20 oranında fazla oy aldı...
Fark, azımsanmayacak kadar fazla...
Bu nedenle Nilüfer, sadece CHP için değil Ak Parti içinde çok önemli....
İktidar partisinin Bursa’da seçim kazanamadığı tek ilçe Nilüfer...
Ana Muhalefet Partisi’nin ise seçim kaybetmediği tek ilçe yine Nilüfer...
Durum böyle olunca da Bozbey’in, yerel seçimlerde, “Nilüfer’de mi?” yoksa, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na mı?” aday olup olmayacağı konuşulmaya başlandı...
Bunun nedeni dağ yöresinde bulunması.
Kaderinin ise Orhaneli, Keles ve Harmancık ilçeleri ile aynı olması...
Yani, yeterince hizmeti alamadıkları için sürekli göç vermek zorunda kalmaları...
Öyle bir göç verdi ki, 530 yıllık Tekerler Köyü, muhtar ve cami imamının da ayrılması ile haritadan silindi...
Her ne kadar ilçe olarak görülse de Büyükorhan’ın nüfusu Osmangazi’nin bir mahallesinden çok daha az...
Son terk edenlerle ilçede yaşayanların sayısı 10 bine kadar düştü...
Bakmayın sürekli göç vermelerine...
İnegöl’de, Özel Halk Otobüsü sürücüsü İbrahim Türkmen, yolcularından birinin kalp krizi geçirdiğini görünce, güzergahını değiştirip, hiç bir durakta durmaksızın İlçe Devlet Hastanesi’ne gitti...
Yolda cep telefonu ile doktorlara bilgi verdi...
Hastaneye ulaşınca, hastayı taşıyıp sedyeye koyduktan sonra doktorlara emanet etti...
Ve, yolcusu olan o hastanın yaşama dönmesine katkı sağladı....
Onun bu davranışı basında geniş yer aldı.
Gel gör ki bu mutluluğu fazla yaşayamadık...
Bursa’nın merkezinde, Timurtaşpaşa durağında, bir Büyükşehir Belediye otobüsü sürücüsü, kartı cihaz tarafından okunmadığı için tartıştığı Nuri Bayraktar isimli yolcuyu, döverek otobüsten attı.
İznik denince akan sular durmalıdır...
Durmalı; Çünkü, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan, Hıristiyan dünyası için en önemli buluşmalardan 1’inci Konsil ve 7’nci Konsil’in toplandığı ilçedir İznik.
Ama biz, bu değerimizin güzellikleri göremiyoruz...
Talan edilen, zarar verilen tarihine sahip çıkamıyoruz.
Sadece konuşmak ve seyretmekle yetiniyoruz.
Sonrası yok...
İznik’e olan duyarsızlığımız ne kadar sürecek, merak ediyorum...
Tarihi ve değerleriyle bir ülkeyi ihya edebilecek bir ilçenin kaderine terk edilmesi çok acı.
Turizmde büyük hedefler koyuyoruz...
Ama İznik, gibi bir potansiyeli ‘yok’ sayıyoruz...
Tarihi bir yanlış yapıyoruz...
İznik, hiçbir zaman değer verilmeyecek bir ilçe olmadı...
Olması da mümkün değil....
Bu konu Bursa’da çok konuşulup tartışıldı...
“Hiç gerek yoktu” diyenler de oldu...
“Diğer illerde olduğu gibi TOKİ’ye de yaptırılabilirdi” diye söyleyenler de...
Sonunda insanlar tartışacak, Bursaspor kazanacaktı...
Çünkü, cebinden tek kuruş para harcamadan 600 milyon liralık dev bir tesise sahip olacaktı.
Yeşil beyazlı yönetimler bunun kıymetini bilmedi...
“Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diyerek sıkıntı yaratan bazı eksikliklerin giderilmesi için ellerini ceplerine atmadılar.
Sakın, “Bu nasıl oluyor?” diye sormayın?
Yaşadığınız ilçeye bağlı...
Nilüfer, Osmangazi, Mudanya, İnegöl gibi ilçelerde oturuyorsanız sorun yok...
Kendinizi, şanslı sayabilirsiniz...
Yıldırım, Orhaneli, Keles, Harmancık ve Büyükorhan’da yaşıyorsanız vay halinize. ...
Buraları anlatmak için yaşamak gerekiyor...
Diğer ilçeler, Nilüfer, Osmangazi, Mudanya ve İnegöl’den kötü, dağ ilçeleri ve Yıldırım’da iyi...
Artık, Bursa denince akla dernekler de geliyor.
Nüfusu 3 milyon olan şehrimizdeki dernek sayısı 4 bin 944’e ulaştı...
Sayıları 1082 olan spor ve sporla ilgili dernekler ilk sırada yer alıyor...
Bunu, 968 tane olan cami yapma ve yaşatma derneği ile sayıları 736 olan hemşehri dernekleri takip ediyor....
Hemşehri derneklerinde Erzurum ve Artvin ilk iki sırayı paylaşıyor..
Dernekçilikte o kadar ilerlemişiz ki!
Akıllara zarar...
Uludağ, son yılların en bereketli sezonunu geçirdi.
Yılbaşı paket programı ile sezona “Merhaba” diyen otel sahipleri sömestre tatilinde ful çektiler!..
Uludağ, Uludağ olalı, son yıllarda bu kadar yoğunluk yaşamadı...
Hayal kırıklığı ile geçen onca seneden sonra, işletme sahipleri de bu yoğunluğa inanamadı...
İnananlar da doyasıya sevinemedi...
Nedeni, Milli Parklar ile yapacakları tesislerin kiralanma sürelerinin geçmiş yıllara göre çok daha kısa olması.
Biliyorsunuz; Uludağ’da daha önce 13 otel ve işletmenin kaçak olan bölümleri yıktırılmıştı...
Henüz o acı unutulmadan, Bursa’daki kedi katliamı gündeme geldi...
Sözde insanlar, yavru kediyi yakaladılar...
Önce dövdüler...
Ardından işkence yaptılar...
Sonra da bacaklarını eklem yerlerinden kestiler...
Henüz 5 aylık olan yavru kedi acıya dayanamadı...
Ne demeli... Allah yardımcısı olsun....
Bu görev kendisine tebliğ edilince, kim bilir aklından ne projeler geçmiştir...
Ta ki, mazbatayı alıp makamına gelene kadar...
Koltuğuna oturup, masaya konulan mali tabloyu görünce...
Hevesi kursağında kaldı!..
Hayaller rafa kalktı...
Ama gerçekten çok geç kaldılar...
‘Doğa harikası’ diyorsunuz...
‘Beyaz cennet”e benzetiyorsunuz...
Buraların gelişmesi için hiçbir şey yapmazken doğaya zarar veriyorsunuz...
Sadece konuşup, kaçak güreşiyorsunuz.
Üstelik...
Belediye başkanlığı yapmak ise çok daha zor.
Bu ilçede başkanlık koltuğuna oturduysan...
Havaya girmek, işini savsaklamak ve vatandaşlardan uzak durmak gibi bir lüksünüz olamaz...
Herkesi mutlu etmek zorundasınız...
Çünkü görev yaptığın ilçe adını Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten aldı...
Belediye Başkanı olarak; devam eden çalışmaları çok iyi takip etmelisiniz...
İlkelerinden taviz vermeden uzlaşabilen, üretken, adil, hoşgörülü, seviyesini bozmayan kişiliği ile tanınır...
Onu TBMM’de, olayları ile değil eğitime verdiği katkılar ile gördük...
CUMHURİYET’İN EN BÜYÜK ÖĞRENCİ AFFI
Gerçekten, Cumhuriyet’in en büyük öğrenci affı onun sayesine çıktı…
2 yıldır mağdur öğrencileri hep gündemde tuttu ve sonunda iktidar seçim süreci ile teklifini meclise getirdi….
1923 yılından buyana üniversite ve yüksek okullardan atılan, ayrılan, ilişiği kesilen veya bir şekilde diploma alamayan, ‘terör suçları hariç’ herkes, 4 ay içinde başvurduğu taktirde yarım kalan eğitimine devam edecek ve diplomasını alabilecek.
Bugün de Trabzonspor ile karşılaşacağız...
Hiç fark etmez...
Nasıl olsa yenilsek de küme düşmeyeceğiz...
Gider maçımızı seyrederiz...
Bu kez sinir harbi yapmadan çıkar geliriz...
Önümüzdeki sene de her halde bu ligde kalırız...
Kulüp küçük olsa da, Allah büyük...
Bu parayı hak ettiler mi? O da ayrı bir konu... Bunu, zamanında düşünecektiniz zamanında… Transfer yapmak için adam almayacaktınız... Kadronuza iş yapan, gelecek vaat eden futbolcuları katacaktınız... Olmayan milyon dolarlarınızı, futbolculukları tartışılan kişilere verirseniz olacağı buydu...
Bunu başaramadıysanız, bedeline katlanacaksınız... Bu, sadece Bursaspor için geçerli değil... Kulüplerin neredeyse tamamı bu şekilde yönetiliyor... Yalnız, Bursaspor’daki olay çok daha farklı... Onlar, var olan değerlerinin kıymetini de bilmiyorlar...
Böyle de bir özellikleri var... Kendilerine hediye edilen Timsah Arena gibi “altın yumurtlayan” tavuklarını yok sayıyorlar... Var mı, yok mu belli değil... Yeni yapılan stadyumun, eskidiği için kaderine terk edilen bir tesisten hiçbir farkı yok... Yöneticiler, günün 16 saati açık olması gereken AVM’lerini pazarlayamıyorlar... Nedeni malumunuz...
Güvenlik adı altında sıralanan 2 kilometreye ulaşan bariyerler... Bunların kaldırılması için Vali İzzettin Küçük ile Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş söz vermişlerdi… Dahası Büyükşehir Belediye Başkanı Aktaş bu konuda yazılı basın açıklaması da yapmıştı..
Sonuç ne… Söz çok, bariyerleri kaldıran yok... Bu süreci takip etmesi gereken Bursaspor Kulübüydü… Çünkü, kiralanmayan buradaki iş yerlerinden her ay kasasına en az 800 bin lira para girecekti…
Bir taraftan futbolcuların parasını ödeyemiyorsunuz... Diğer yandan, hiç para harcamadan size yılda 10 milyon liraya yakın kira getirisi olan bir tesise sahip çıkamıyorsunuz… Bu nasıl bir çelişki anlamış değilim.
Konyaspor ile oynanan hayati maçta bunu bir kez daha anladım...
Timsah’ın şampiyon olmasında da onların rolü büyüktü...
Takımlarının her zaman yanında oldular.
Şampiyonluğu bırakın, bu takım geçen sezon küme düşmediyse bunu da taraftarına borçlu...
Trabzon deplasmanında susmak bilmediler...
Karşılaşma sonunda takımları ligde kalınca bir ilke imza attılar...
Maç sonunda futbolcuları tribünlere çağırdılar...
Merkez ilçelerin belediye başkanları bu yılki toplantılarını geçmiş yıllardan farklı gerçekleştirdi..
İsmail Hakkı Edebali, Yıldırım’daki çalışmalarını, Planlama ve Kentsel Gelişim Merkezi’nde, görsel sunum şeklinde yaptı...
Hayri Türkyılmaz ise Mudanya’daki icraatlarını, kuşe kağıttan oluşan bol fotoğraflı cilt baskıda topladı...
Mustafa Bozbey Nilüfer’deki, Mustafa Dündar Osmangazi’deki projelerini otobüs turu düzenleyip gazetecilere anlattı...
BAŞKANLARIN KARNELERİ
Bu yıl değerlendirme toplantılarının tümüne katıldım...
Başkanlar arasında işi en zor olan İsmail Hakkı Edebali...
Artık, ne bekliyorsunuz?
Milli Eğitim Bakanlığı’na en fazla bağış yapan il Bursa...Üstelik açık ara...
Okullarında en fazla olay olan kent de yine Bursa...
Üstelik, gündem yaratan.
Eğitime bu kadar değer veren bir şehrin, okullarındaki olaylar ile gündeme gelmesi hiç de hoş değil...
Aslında, sıkıntı da belli, çözümü de belli...
Bunları görmek için Bursa’da son on bir ay içersinde yaşanan olaylara yüzeysel olarak bakmamız yeterli...
Hürriyet Endüstri Meslek Lisesi’nden başlayalım...
Babasının evdeki tabancasını beline koyan Hasan Can, kız arkadaşını yanına alıyor...
Sabahın erken saatinde, eğitimin başlamasına bir saat kala okula giriyor...
Görevli var mı, yok mu belli değil...
Bulunanlar da hiç bir şey sormuyor...
Sonrası, dehşet ötesi...
O genç sınıfta, önce arkadaşı Nilgün Acar’ı vuruyor ardından kendisine sıkıyor...
Yönetici zaafı ve sorumsuzluk iki fidanı ölüme götürüyor...
Bir başka lisede ise müdür, haberleşmek amacıyla kurdukları WhatsApp Grubu’na, gecenin bir saatinde yanlışlıkla cinsel organ fotoğrafı atıyor...
Belli ki o fotoğrafın adresi kız öğrencileri...
Gönderilen grupta ise liselerde görev yapan 203 idareci bulunuyor...
Aralarında, kadınlar da var...
YARDIMCILAR, MÜDÜRLERİ ARATMIYOR...
Müdürler bunu yapar da yardımcıları boş durur mu?
Beşevler Mahallesi’ndeki bir başka lisede, öğrencilerden sorumlu müdür yardımcısı, sınıfta topladığı kız öğrencilere, ‘Aranızda bakire olmayan var mı?’ diye soruyor...
Rezilliğe bakar mısınız?
Ya o okulun müdürüne ne dersiniz...
O da koltuğundan olmamak için olayı kapatmak istiyor...
Ama başarılı olamıyor...
Liselerde bunlar olurken, ilkokullarda ise adeta veli dehşeti yaşanıyor...
Öğrencinin annesi, çantasına koyduğu bıçak ile geldiği okulda, çocuğunun öğretmenini bıçaklıyor...
Elinden yaralandığı için dua eden öğretme bir başka okula tayinini isteyerek canını kurtarıyor...
Hafta içersinde Hasanağa’da, Şehit Piyade Er Kadir Çavuşoğlu İlkokulu’nda yaşanan olay çok daha kötü...
Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’nde görev yapan polis memuru, oğluna kötü davranıldığı için bir kez daha geldiği okulda, müdürü makamında, yardımcısını ise koridorda tabanca ile yaraladı...
Adamın çalıştığı kuruma, görev yaptığı birime ve dehşet saçtığı okulun adına bakar mısınız?
ÇOCUKLAR HALA ŞOKTA...
Olaya tanık olan öğrenciler hala o günün etkisinden kurtulamadı...
Geceleri tek başına yatamıyor, uyuyamıyorlar...
Uykuya geçince de bir anda bağırarak kalkıyorlar...
Bakanlık, öğretmenlere verdiği psikolojik desteği bu kez öğrencilere ve ailelerine de bir ay boyunca uygulayacak...
Gerekirse süre uzatılacak...
Şimdi gelelim yaşanan bu sıkıntıların nedenine...
Sorunun temelinde, hak etmeyen insanların hak etmedikleri makamlara idareci olarak atanması yatıyor...
Mesleğinde başarılı olan, kişilik sorunu bulunmayan, öğrencilerini çocuğu gibi gören bir yöneticinin başarısız olma ihtimali yok denecek kadar az...
Çünkü onlar, kutsallığına inandıkları işlerinin ne kadar önemli olduğunu iyi biliyorlar...
Sen, sadece birileri istedi diye, bu insanları yok sayıp, sorunlu kişileri idareci diye atarsan, olacağı buydu...
Dikkat edin, liselerde yaşanan olayların tümünde, sorunlu idarecilerin
ya ilgisizliği veya terbiyesizliği var...
ÇÖZÜME GELİNCE...
Bursa’daki tüm okullarda görev yapan yöneticiler mercek altına alınmalı...
Hatta öğretmenler de...
Sorunlu olanlar hemen gönderilmeli...
Mümkünse ihraç edilmeli... ...
Tamam da, bunu kim nasıl yapacak?
Akıllara ilk gelen İl Milli Eğitim Müdürlüğü...
Peki, doğduğu şehir Bursa’da, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atanan Selahattin Dülger bu işi başarabilecek mi?
İşinin kolay olmadığını çok iyi biliyorum...
Bu konuda, Bakanlık’tan tam destek almalı...
Ardından, adaletli davranıp dik durursa, bir de hatır telefonlarına bakmazsa bu sorunu çözer...
Bu süreç de, birilerinin bozulup sinirleneceği kesin...
Hiç sorun değil...
Böylece, sayıları 500 bini aşan öğrenciler ve onların velileri sevinecek...
Hayırseverler, bağış yaptıklarına pişman olmayacak...
Daha da önemlisi, adları okullarımıza verilen şehitlerimizin kemikleri sızlamayacak...
Bunlara rağmen, yine de sessiz kalınacaksa...
Gerçekten, “YETER ARTIK!!!” diyorum....
Haber Yorumlarını Göster
Haber Yorumlarını Gizle