Darbe utancı!

Özellikle Osmanlı’nın son döneminden günümüze değin darbe utancıyla yaşayan bir milletiz, vesselam!

Haberin Devamı

Her bir darbeyle, maddede ve manada onlarca yıl geri gitmemize rağmen bu uğursuz eylemi gerçekleştirmekten vazgeçmedik.

Zamanla bu baş belası hali içselleştirip yasa maddesi haline bile getirdik.

Bütün bunların temelinde tek bir olgu var. O da bu millete, bu milletin seçtiklerine güvenmemektir.

Diğer bir ifadeyle, dışarıya bağlı içerideki vesayet odakları, kendilerini sürekli olarak hancı, milletin seçtiği iktidarları ise hep yolcu olarak görmüştür.

Osmanlı’nın son döneminden beri gerçek iktidarlar hep bürokratik oligarşi olmuştur. Onlar vatanın öz evlatlarıdır ve asıl sahipleridir.

Dolayısıyla bu ülkede onların astığı astık, kestiği kestik olmalıdır. Nitekim öyle de oldu!

Biz Cumhuriyet’i yedi düvele karşı verdiğimiz bağımsızlık savaşından sonra yerli ve milli olarak kurduk.

Haberin Devamı

Tek parti rejimiyle uzun bir süre gittikten sonra, Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırıp çokpartili hayata geçtik.

Sovyetlerin Kars’ı, Ardahan’ı, Artvin’i isteyip boğazlarda hak iddia etmesiyle biz, demokrasiye geçmeye ve NATO’ya girmeye adeta zorlandık.

İşte bu mecburiyet hali, bizi ABD vesayetine soktu.

Artık bizim bir şey yapmamıza gerek yoktu, zira her şeyi bizim adımıza ABD yapıyor ve yapacaktı. Nitekim ilkokuldaki çocuğun sırasındaki süttozundan kuru üzümüne, ordudaki askerin potinine ve elindeki silaha kadar her şey ABD menşeliydi.

‘Küçük Amerika’ olmak hevesi ayyuka çıkıyordu.

Menderes iktidarının birazcık yerli ve milli olmaya dönük hamleleri onu darağacına götürdü. Menderes, halkı ile birlikte ‘ol’mak istedi, onu ‘öl’dürdüler.

Zira yerli ve milli kalabilmenin şartı: Ya olacak, ya ölünecek. Ama hayır, emir yüksek yerdendi: Ne olunacak ne de ölünecekti, yalnızca sürünülecekti!

Sürüne sürüne 2000’li yıllara geldik. Süründürmekle de yetinseler iyi, üstüne üstlük yaptırdıkları onca darbelerle alçak süründürdüler.

Yerli ve milli bayrağı açan ve bu uğurda tüm dünyaya meydan okuyan Erdoğan’ı ve iktidarını hedef tahtasına oturttular.

Onun tek başına iktidarlarına karşı darbenin her çeşidini denediler.

Hiçbirisini başaramadılar, 15 Temmuz 2016’da ise en alçağını denediler. Meclis’i bombaladılar.

Haberin Devamı

Savunmasız sivil halkın üzerine tankları sürdüler.

Padişah boğan, padişahı tahtından indiren, başbakanı alaşağı edip bakanlarıyla asan, seçilmiş hükümetleri devirip parlamentonun kapısına kilit vuran, siyasi partileri patır patır kapatan, getirdikleri zulüm yönetimleriyle çocukların yaşlarını büyütüp ipe çeken, hayali iddialarla kendilerinden olmayan asker-sivil bürokrasiyi içeri tıkan ve yüz binlerce sivil ve askere işkence odalarında kan kusturan bir yapının adıdır darbe.

Cumhuriyet’in bu ikinci yerli ve milli kıyamında devletin tüm kurum ve kuruluşlarında yapılmaya çalışılan gerçekten 2. bir bağımsızlık savaşıdır.

Bu yüzden ya olacağız, ya öleceğiz!

Haberin Devamı

Kim olursa olsun, darbe çığırtkanlığı yapanlar ve hatta bunun imasında bulunanlar bu milletin yegâne düşmanıdırlar.

Milletimiz sabırlı ama sabrın da bir sonu var. Nitekim bunu 15 Temmuz günü sergiledi.

Erdoğan’la Menderes’in resimlerini yan yana koyup idamı çağrıştıranlar ve avaneleri, bu milletin çıplak elleriyle tankları durdurup ‘milletin adamı’na nasıl sahip çıktığını unutmasınlar!

Zira bundan sonra kopacak kıyamet onların kıyameti olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları