CHP’nin işi zor

KILIÇDAROĞLU ile CHP’nin işi zordu ve onun on üç yıllık yönetiminde bu zorluk bir türlü aşılamadı.

Haberin Devamı

Zira rakibi, Erdoğan gibi karizmatik bir lider ve onun yönetimindeki AK Parti idi.

Malum, Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün kaset operasyonu ile CHP’nin başına geçirilmişti. FETÖ, hiç kimseyi babasının hayrına bir göreve getirmez; CHP gibi, iktidarın yegâne alternatifi olan ana muhalefetin başına ise hiç getirmez. Getirdiyse mutlaka bir şey için getirmiştir ve o şeyin bedelini mutlaka ödettirecektir.

Kılıçdaroğlu’na bu bedel fazlasıyla ödettirildi; CHP çığırından çıkarılarak FETÖ’ye angaje edildi.

Kimilerinin iddia ettikleri gibi Kılıçdaroğlu başarısız bir muhalefet lideri değildi. Başarılı olmasına rağmen rakibinin Tayyip Erdoğan olması onun en büyük handikabı idi. Erdoğan dışındaki herhangi bir rakibi silindir gibi ezip geçebilirdi.

Zira o, gücünü FETÖ’den daha açık ifadesiyle başta ABD olmak üzere dış güçlerden alıyordu. Nitekim bu durumu ABD’nin eski başkanı Biden açık açık dillendirmiş ve Erdoğan’dan kurtulabilmek için muhalefetin desteklenmesi gerektiğini açıklamıştı.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu mahut telkinler ve yardımlar doğrultusunda Türkiye’de başarılamayanı başardı ve MHP’nin dışındaki bütün muhalefet partilerini tek çatı altında toplayabildi. Kurduğu sözde 6’lı Masa, gerçekte yedili olup; milliyetçilerle bölücüleri aynı fikir etrafında buluşturmasını sağladı.

O zamana kadar yapılamayanı yaparak Erdoğan’ın karşısında yüzde 48 oy aldı. Bu demektir ki Erdoğan’ı bile yenmeye ramak kalmıştı.

Ama ne demişler; bu dünya etme bulma dünyasıdır. Nasıl gelirsen, öyle gidersin!

Men dakka dukka; çalma kapıyı çalarlar kapını!
Kılıçdaroğlu da geldiği gibi gitti; güvendiği ve yörüngesine girdiği dağlar, kendisinden daha kullanışlısını bulunca, onu buna tercih ettiler ve aynı kirli metotlarla görevden uzaklaştırdılar.

Bu denli nahoş geliş-gidişler sonunda parti (kurultay) mahkemelik oldu ve eski-yeni bütün CHP’liler birbirine girdi. 8 Eylül’e ertelenen mahkeme dolayısıyla CHP için belli ki bu yaz çok zor geçecek.

Şaibeli bir şekilde genel başkanlık koltuğuna oturan Özgür Özel, bir türlü tutarlı bir politika izleyemedi; sürekli gelgitleri yaşıyor. Bir bakıyorsunuz Erdoğan’la görüşerek yapıcı muhalefete soyunuyor; hemen ertesi gün ne dediğini ve ne ettiğini unutarak şirazesinden çıkıveriyor.

Haberin Devamı

Millete yaslanıp, milletten güç alacağına yabancılara gidiyor ve onlardan güç vehmediyor.

Bir İngiliz’in, bir Belçikalı’nın, bir Alman’ın kapısını çalıyor; onlardan, Türkiye’deki iktidara parmak sallamalarını istiyor. Parmak sallanan Türkiye’nin çok gerilerde kaldığını ve artık Erdoğan’la birlikte parmak sallayan bir Türkiye olduğunu görmüyor, göremiyor ya da görmek istemiyor.

Klasik CHP’liler gibi milletin değerlerine saygı duymuyor, aklı sıra millete rağmen milletin oyunu alabileceğini zannediyor. Halbuki CHP’nin sittinsenedir iktidar yüzü görmemesinin yegâne sebebi milletin değer yargılarına sırt çevirmesidir.

Özgür Özel, Kuran kursları için ‘Orta çağ zihniyeti’ diyerek milletten oy alabileceğini mi düşünüyor? Aynı yüz karalığı ile utanmadan Hazreti Peygamber Efendimiz ile alay eden karikatürü savunmaya kalkıyor. Herkesi kör ve tüm alemi sersem görerek bir kendini akıllı zannediyor.
Bunun adına da politika diyor. Bu politika ile bir sittinsene daha kendini ve partisini ebedi muhalefete mahkûm ediyor ama farkında değil.

Yazarın Tüm Yazıları