Bu kafayla nereye?

TÜRKİYE, üretmek için kollarını sıvadığı yerli elektrikli otomobilinin prototipini tanıtınca, bildik simalar, eski filmlerini başa sardılar ve tek kelime ile ufunetlerini kusmaya başladılar.

Haberin Devamı

Bütün bunlara bakınca bir kere daha gördük ki bizim asıl sorunumuz aşağılık kompleksimizdir. Biz bir şey yapamayız, bizim elimizden bir şey gelmez, biz teknoloji trenini kaçırdık, onlar Ay’a biz yayayız, bunu kabul edelim şeklindeki sefil anlayıştır.

Dediklerinin özeti şu: ‘Devrim’den itibaren geçen sittinsene esnasında size otomobil yaptırmadık, ‘Devrin’ diyerek başladığınız bugünden itibaren de, bir sittinsene daha size otomobil yaptırmayacağız.

Şu bahanelere ve şu züğürt tesellilerine bakar mısınız? Neymiş efendim: ‘Bu araba yerli değildir, İtalyan Pininfarina tarafından, para karşılığı İtalya’da tasarlanıp bir defaya mahsus ülkemiz için hazırlanmıştır’. Ve ‘Kaportasını gösterdiler, içinde ne var bilmiyoruz!’, ‘Siyasi şov gösterisi!’, ‘Hiçbir teknik bilgi verilmedi, ne, nerede üretilecek bilmiyoruz!’, ‘Her şey muamma!’

Haberin Devamı

Dahası: ‘Tamamen oy avcılığı için siyasilerin yalan söylemesi’. Ve ‘Ortada fol yok yumurta yok ama maşallah herkes elektrikli araba uzmanı kesilmiş. Hayret! Bugüne kadar ne diye beklemişlermiş’ gibi kendi aşağılıklarını sergileyen sözde alaycı yaklaşımlar.

Bunları söyleyenler de her türlü teknik bilgiden yoksun, kavanozu dışından yalayıp içindeki hakkında ahkâm kesen marazi tipler.

Bu halin tipik örneği, Anadolu’dan ilk mektep diploması ile gelip İstanbul’daki hastanelere hademe olarak girip çalışanlardır. Mesaileri temizlik yapmak ve getir-götür işleri ile geçer. Ama doktorlarla aynı beyaz önlüğü giyerler. İşte o beyaz önlük, bizimkilere doktor cakasını sattırır.

Mevcut otomobil fabrikalarında çalışan çokbilmişler de aynı yaveleri geveliyor. Ayol! Sen daha dizel ya da benzinli araçla elektrikli araç farkını bilmiyorsun. Ama ahkâm kesmeyi iyi beceriyorsun. Bence sen, asıl işin olan hastanede kazurat dökmeye devam et!

Dün aynı yalan ve palavraları İHA’lar, SİHA’lar için de söylüyorlardı, ne oldu?

Yahu! NATO’nun ikinci büyük ordusu olmakla övünüyoruz ama daha askerimizin eline verebileceğimiz piyade tüfeğimiz bile yoktu. Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, NATO, askerimizin elindeki M1 piyade tüfeklerini kullanamazsınız dedi. Dost ve müttefiklerimiz, bizden, askerimizi sopayla cepheye sürmemizi istiyor. Hâlâ akıllanmayacak mıyız?

Haberin Devamı

Başladık ve bitirdik, dünyanın en gelişmişini ürettik, askerimiz gururla kendi tüfeğini taşıyor.

İHA ve SİHA’da da en gelişmişlerini yaparak dünyada ilk dört ülke arasına girdik.

Demek ki azimden bir şey kurtulmaz, yeter ki karar verip başlayalım.

Çok şükür, otomobilde de bu karar verildi ve başlanıldı.

Dikkat edilirse bu denli milli projeler, partiler üstü, hükümetler üstü projelerdir. Şu parti devrinde, bu hükümet zamanında yapılmaları önemli değil, önemli olan yapılması.

Her hayırlı işte olduğu gibi, buna da karşı çıkanlar ve hatta karalayanlar çıkacaktır. Bırakın onlar kendi bataklıklarında debelenip dursunlar.

Biz işimize bakalım.

Ne demişler: İt ürür kervan yürür!

 

Yazarın Tüm Yazıları