Tütün deposundan mimarlık fakültesine

PROF. Dr. Mahmut Aydın’ın şu sözüyle başlıyorum:

Haberin Devamı

Her üniversitenin bir hikâyesi olmalıdır...”

Bugün işte bu sözün nasıl hayata geçtiğini göreceğiz.

Tütün deposundan mimarlık fakültesine

Samsun Üniversitesi...

Yaşı yetenler bilir.

Samsun aynı zamanda bizim bir sigara markamızdı.

19. yüzyıl sonlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun tütün ihtiyacını karşılayan başlıca merkezlerden biriydi Samsun.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında da Türkiye’nin önde gelen tütün üretim ve işleme alanı olarak ön plana çıkmıştı.

Özellikle Bafra ve Alaçam ovalarında yetiştirilen tütün hem iç piyasada hem de ihraç ürünleri arasında uzun yıllar boyunca değerini korudu.

Ancak sigara fabrikası özelleştirildikten sonra âtıl kalınca, tütün depoları da kapanmıştı.

Geldik bugüne.

Haberin Devamı

Tütün deposundan mimarlık fakültesine

HOCALARIN İNŞA ETTİĞİ FAKÜLTE

Önümde kısa bir belgesel var.

Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, perişan haldeki tütün depolarını görünce “acaba” diyor: “Bu depoları mimarlık fakültemizin kampusları haline getirsek nasıl olur?”

İşte bu soru;

Türkiye’de belki de ilk kez bir üniversitenin bulunduğu şehrin tarihinden kendisine kampus ürettiği bir “mekân hafızası”na dönüşüyor.

Mekân hafızası” bir mimarlık öğrencisi için ne kadar güzel bir tanım olmalı.

Düşünsenize;

19’uncu yüzyıldan gelen tütün depoları, o fakültenin hocaları tarafından tasarlanan bir “yatay mimari” ile bugüne taşınıyor.

Hem de “mimarlık fakültesi kampusu” olarak.

Belgeseli izlerken bir mimarlık öğrencisi gibi heyecanlanıyorum.

Taşın tarihi, mekânın hafızası bir fakülteye dönüşüyor.

Tütün deposundan mimarlık fakültesine

DERS GİBİ BİR HİKÂYE

Doç. Dr. Halil İbrahim Düzenli, Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Asım Divleli, Dr. Öğr. Üyesi Emin Selçuk Taşar...

Belgeselde o kadar güzel anlatıyorlar ki. “Tütün Fabrikası’ndan Mimarlık Fakültesine Dönüşüm!”

Haberin Devamı

Tütün deposundan mimarlık fakültesine

SAMSUN’DAN GÜZEL HABERLER

Samsun’u Kurtuluş Savaşı’mızın meşalesi olarak biliriz.

Atatürk’ün Samsun’a çıkışı o meşalenin ilk kıvılcımıdır.

Sonra Samsun’dan hep güzel haberler aldım.

Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Ereren ve Op. Dr. Hüseyin Ağırbaş.

Dünyada yalnızca iki kez görülmüş bir hastalık olan; iki şah damarı tıkalı kalp hastasına açık kalp ameliyatı yapıyorlar.

Samsun Tıp Fakültesi.

Sonra; Vali Orhan Tavlı’nın çalışmasıyla Samsun’a “İstiklal Madalyası” kazandırılıyor.

Sonra; küresel çapta gururumuz Baykar’ın Anadolu’daki ilk üretim üssü, Samsun’da açılıyor.

Sonra; Uzay ve Havacılık Fakültesi Samsun’da kuruluyor.

Ve nihayet;

Haberin Devamı

Belki de ilk kez bir mimarlık fakültesi o şehrin tarihinden bir kampus yaratıyor.

Ve bu başarı ödüle dönüşüyor.

Endüstriyel Miras Yeniden Kullanım ve Sürdürülebilirlik ile Eğitimde Deneyimsel Öğrenme” başlıklı proje ödüle layık bulunuyor.

Ödülü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önceki hafta veriyor.

Tütün deposundan mimarlık fakültesine

60 BİN METREKARE KAMPUS

Rektör Prof. Dr. Mahmut Aydın fakültenin hikâyesini şöyle anlatıyor:

Biz özgün bir mimarlık fakültesi oluşturmak istediğimiz için öncelikle bir yer seçimine ihtiyacımız vardı. Bunun arayışı iki yıl sürdü. Sonuçta tütün hangarlarını dönüştürmeye karar verdik. Depoların özgün yapısını bozmadan fakülteye dönüştürdük.”

Evet arkadaşlar;

Üniversite yalnızca betondan, binadan oluşan bir yapı değildir.

Ruhu vardır. Tarihi vardır. 

Haberin Devamı

Öğrencisiyle, eğitmeniyle bir hayatı vardır. Ve en önemlisi bulunduğu kentin tarihini ve kültürünü yansıtır, hatta belirler... O üniversite bulunduğu kentle iç içe geçer.

Nitekim Mahmut Hoca da şöyle diyor: “‘Duvarsız Üniversite’ vizyonumuz doğrultusunda, bilgi üretimini toplumdan koparmadan, şehirle ve insanla iç içe bir yapıda yeniden tanımlıyoruz.”

Dünyanın bütün büyük ve isim yapmış üniversiteleri bulunduğu kentlerin tarihiyle anılır.

İşte Samsun’da böyle bir üniversite yaratılıyor. 

Emeği geçen herkesi kutluyorum...

Yazarın Tüm Yazıları