Üsküdar’da, Burhan Felek Köşkü’nde yaklaşık 2 saat süren keyifli bir sohbet...
Bu arada Üsküdar Belediyesi harika bir şey yapmış. Bakımsız haldeki köşkü onarmış, gençlere 24 saat çalışabilmeleri için açmış.
YÜZDE 70 DEĞİŞİM
Sohbetimize gelince...
Maddeler halinde anlatırsam, soru-cevapları şöyle özetleyebilirim:
Numan Bey, kongreleri tamamladınız. Şimdi büyük kongre geliyor. Önce şunu sorayım: Teşkilatta nasıl bir değişim oldu?
“Burada iki önemli şey var. Birincisi, kadrolarımızda yüzde 70 gibi yüksek bir oranda yenilenme ve gençleşme oldu. Yönetimde kadınların oranı arttı. İkincisi, kongrelerimizde geçmişte görev yapmış il ilçe başkanlarımız, milletvekillerimiz de bulundular. Böylece tam bir kucaklaşmayla, bayram havasıyla gerçekleşti kongreler. Bu çok önemli bir moral ve enerjidir.”
Büyük kongre ne zaman? Ve kongre sonrası AK Parti için nasıl bir gündem oluşturuluyor? Yani hedefleriniz nedir?
Uçakta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de var. Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanları da Akar’a eşlik ediyor.
Amaç, Türk ordusunun lojistik gücüne çağ atlatacak olan Airbus (400 M) nakliye uçaklarının montajını denetlemek.
40 dakika süren sohbetimizde Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine gelen Amerikan askeri varlığından Suriye-Irak sınırındaki Ayn Divar bölgesine yapıldığı iddia edilen Amerikan askeri tahkimatına, Yunanistan’ın yeni silahlanma stratejisinin yaratacağı etkiden Gara harekâtına ve oradan FETÖ’cü paşa Serdar Atasoy’ın tayinine ve “gizli el iddialarına” kadar uzun bir sohbet yapıyoruz.
Akar her zamanki gibi tek tek bütün detaylarıyla olayları anlatıyor.
Kayseri gezimizin nedeni ise 12. Hava Üs Komutanlığı’nda inşa edilen çok özel hangarlar ve bu hangardaki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin lojistik yeteneğini ciddi şekilde arttıracak olan dev Airbus (400M) uçakları ve özel inşa hangarları.
Ziyaretin bir başka nedeni ise çok anlamlıydı.
Kayseri’deki şehit ve gazi ailelerinin çocuklarına MSB Hulusi Akar birer tablet hediye etti.
Duygusal anlar yaşadık.
14 maddelik iklim değişikliği eylem planı...
Nedense “iklim değişikliği” konusu pek ilgi çekmez.
Çünkü bugüne ait değildir. Şimdinin meselesi, bugünün sorunu değil gibi algılanır.
“Dur bakalım” dedirten... “Bizden sonraki kuşaklar” diyerek meseleyi bugünden uzaklaştıran bir tembelliktir aslında bu... Aymazlıktır...
O nedenle Çevre Bakanı Kurum’un yaptığı konuşma medyada pek yer bulmadı.
Sanıyorum bir tek Milliyet’ten Verda Özer yazdı.
Oysa içinde müthiş mesajlar olan bir konuşmaydı.
En önemlisi,
Kuşaklar boyu sürecek bu yolculuğun merkezinde çocuklar var.
Düşünsenize, NASA’nın Mars yolcuğu için internet üzerinden verdiği “boarding pass”lar en çok Türkiye’den alınmış.
Tam 2.5 milyon isim Türkiye’den Mars için “sanal bilet” almış.
Mars’a gidecek araçtaki çipe 2.5 milyon Türk’ün adı yüklenmiş.
O yüzden ben Türkiye’nin uzay projesini yürekten destekliyorum.
Bu arada birçok okurum sordu:
“Ben Türkiye’nin 1 numara olduğu listeyi bulamıyorum?”
Cevap veriyorum:
Ben de içimdeki çocuğa güvenip Mars biletimi aldım.
Boarding Pass’ıma miller bile işlenmişti.
Ama bundan çok daha önemlisi var.
NASA’nın Mars’a gönderdiği keşif aracından bilet alanların sayısı 10 milyon olarak açıklanıyor.
İki saatlik tarihi bir yürüyüştü bu...
İşte o görüntüleri izlerken bir şey dikkatimi çekti.
Katılanlar arasında birtakım gençler vardı. Heyecanlıydılar. Sürekli olarak köprünün kolonlarını gösteriyor, köprünün ayaklarına uzun uzun bakıyor, fotoğraflar çekiyorlardı.
Ve Bakan Karaismailoğlu’nu soru yağmuruna tutuyorlardı.
Gazeteci değillerdi. Orada çalışanlardan değillerdi.
Peki kimdi bu gençler...
Bakan
43 nükleer genç mühendis daha mezun oluyor...
Aslında her birinin hikâyesi ayrı bir mucize.
İşte bir örnek.
Burası Çorum merkeze 24 kilometre uzaktaki Çaltıcak köyü.
Kış olunca sarp dağların geçit vermez yollarında buz kesen bir soğuk ve kar...
Bir o kadar muhteşem bir doğa...
Bakan Pekcan aynen şöyle diyor:
“Sebze ve meyvede fahiş fiyatla kalıcı mücadele için vatandaşlarımızın desteğini bekliyorum.”
Peki bu nasıl olacak?
Son dönemde, sebze ve meyve fiyatlarında aşırı artışlar görülmüştü.
Hâlâ da şikâyetler geliyor.
Bakan Pekcan’a sordum:
“Ruhsar Hanım, böylesine geniş kapsamlı bir organizasyonda siz bakanlık olarak tüm illerde denetim yapıyorsunuz ama biz vatandaş olarak bu fahiş fiyatla nasıl mücadele edeceğiz?”
İşte madde madde cevap:
Çünkü Çisemgül kucakladığı bu köpeğe “Şahane” adını verdi.
Ve şimdi bakar mısınız şu fotoğrafa...
Nasıl bir heyecan...
İçimize işleyen bir an...
Tıkandım. Dilim kurudu.
Gözyaşlarımın ucunda bir daha okudum.
Bir daha...
Ah benim canım evladım...
Okuyun ve ne durumdayız anlayın...
İşte Adana:
“Genç doktor Mehmet Ertane, yakalandığı koronavirüsle 40 gün mücadele etti ama kurtarılamadı.”
Dr. Ertane, koronalı hastaları tedavi ederken yakalanmıştı hastalığa.
Allah rahmet eylesin kardeşim...
Ve işte Kocaeli:
“Hasta ziyaretine giden aynı aileden 30’un üzerinde kişinin testi pozitif çıktı.”
Kadın cinayetleri, kadın hakları üzerine internetteki geçmiş yayınları karıştırırken karşılaştım bu cümleyle...
Türkiye’nin FIFA kokartlı ilk kadın hakemi Lale Orta, Evrensel’e verdiği bir röportajında söylemiş bu sözleri: “1991 yılında ilk kez Çin’de düzenlenen Kadınlar Dünya Kupası’na davet aldığım halde göndermediler. Benimle maça gitmek istemeyen hakemlerimiz de oldu ne yazık ki. İşin acı tarafı o hakemin isteği kabul edilerek benim görevim iptal edilmişti.” Okuyunca içim acıdı... Hayatta canavar ruhlu erkeklerden çektikleri yetmiyormuş gibi, kadınlara yeşil sahalarda da böyle bir ayrım olmasını yadırgadım. Önceki gün TFF Başkanı Nihat Özdemir’le sohbet ediyoruz... Tabii aklımda bu soru var...
ÖZDEMİR'E, LALE ORTA'NIN SÖZÜNÜ HATIRLATTIM
Ve konuyu Lale Orta’nın bu sözüne getirip sordum: “Başkan, neden liglerde kadın hakem yok?”
Özdemir önce bir durdu... Sonra heyecanla cevap verdi: “Kadın hakemlerimiz yetiştiriliyor. Yani bu konuda projemiz var.”
- Süper Lig için de kadın hakem olabilir mi?
- Evet, Süper Lig’e kadın hakem geliyor diyebiliriz. Çalışmalarımız var.
1)İsrail insanlık ve barış adına Filistin’e aşı gönderse ne olur?
2)Birleşmiş Milletler imkânı olmayan halklar için bir aşı fonu oluştursa ne olur?
İki soruma da harika iki cevap geldi.
Önce New York’taki BM binasından gelen cevap...
Yazımı okuyan Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanı Büyükelçi Volkan Bozkır, New York’tan insanlık adına sımsıcak bir mesaj gönderdi:
“Değerli kardeşim,
Yazınızı okudum. Burada aşının özellikle zor durumda olan az gelirli ülkeleri kapsayacak şekilde adil dağıtımı için “vaccines4all” isimli bir kampanya başlattım. Güzel yankı yarattı ve destek buldu. Filistin için de ayrıca bir mesajım olacak.”
Biliyorsunuz...
Burası Tayland krallığı.
Kral Maha’nın yanında oturan kadın iki ay önce evlendiği Kraliçe Suthida...
Kralın önünde ayaklarının dibine doğru uzanan ve iki eliyle saygı ve bağlılık işareti veren ise...
“Resmi metres” ilan ettiği Sineenat...
Suthida’nın yerdeki Sineenat’a olan bakışını görüyor musunuz?
“Sağlık çalışanlarımız ve bazı meslek gruplarımız için acilen 10 bin doz aşıya ihtiyacımız var.”
Ülkeler aşı için milyarlarca dolar harcayıp kuyruğa girerken...
Aşılamalar başlamışken...
O acılı ve kanlı coğrafyanın Filistinli çocukları yine ortada kalmış durumda...
İşte o nedenle yazıyorum bunları...
Ve bu yazı...
Felaketler tarihinde...
İnsanlığa yazılmış bir mektup olsun istiyorum...
Andok Dağı’ndan Makam Dağı’na, oradan Hasuni Mağaraları’na kadar gelincikler, papatyalar, yaban otları...
Kefrum Kalesi’nden buram buram kekik kokuları... Diyarbakır, Kulp, Ergani, Silvan baharla beraber uyanıyordu. Batman Çayı gürül gürül...
Güzel bir mayıs sabahıydı. Ve en güzeli de 1000 yıldır susuzlukla kırbaçlanan o topraklara, bir büyük hayalin müjdesi veriliyordu. Hasretle beklenen suyun temeli atılacaktı.
Sabah erken kalktı. Ankara’dan gelecek bakan arkadaşlarını beklemek üzere Batman Havalimanı’na geçti.
Az sonra uçak indi... Ama gecikmişlerdi...
Asırlardır su bekleyen topraklar için Silvan’da yapılacak temel atma törenini millet bekliyordu.
Karayolu 45 kilometre...
Zorlu dağ yolları çok vakit alacaktı.
Irak ve Suriye kuzeyinde bir “Kürt ticari otonom bölgesi” planlayan...
PKK/YPG elebaşlarıyla toplantılar yapıp, Suriye yönetimini buna hazırlayan...
Ve o coğrafyada kimi kalemlerin “Lawrence” dediği Brett McGurk, bu defa yeni başkan Biden’ın “süvarisi” olarak Ortadoğu’ya dönüyor.
Hem de tam yetkili.
Konu elbette “gıda fiyatlarındaki aşırı artış”...
Sordum:
- Sayın Bakanım, siz de izliyorsunuz. Gıda fiyatlarındaki aşırı artış... Enflasyon haberleri... Nasıl yorumlayacağız?
Pakdemirli çok net bir cevap veriyor:
“Pandemi nedeniyle global stok başladı.”
- Yani?
“Yani nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1) Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeler çok ciddi şekilde gıda siparişi verip stoklamaya başladı.
Korkutan harita
En yetkili ağızdan duydum... Prof. Birpınar: “Hortumlar, yağışlar artacak... Kuraklık tehlikesi var.”
İnsan nedense başına gelmeden çevre felaketini algılamıyor.
Sanıyorum o nedenle MGM bu haritayı ciddi bir uyarı olarak yayınladı.
Haritaya bakarsanız, Türkiye genelinde bir “kuraklık alarmı” var.
Elbette, bugünden yarına, “Öldük bittik, susuz kaldık” demiyorum. Ama risk var.
Dikkat edin...
![Korkutan harita]()
Haritada yeşil bölge yok. Siyah ve kırmızı hâkim.
Önceki gün bu konuyla ilgili Çevre Bakanı Yardımcısı ve BM nezdinde İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’la konuştuk.
Prof. Birpınar’la bir İspanya gezisi sırasında tanışmıştık. Bakan Murat Kurum ve Birpınar Hoca’yla Madrid sokaklarından yürüyerek Real Madrid stadına gitmiştik.
Hoca esprili ve açık sözlü bir insan. O yüzden de konu ‘iklim’ olunca kesin konuşuyor.
Örneğin açıktan şöyle diyor:
“Yağışlar, hortumlar artacak. Bu artışı hem sayısal olarak hem de etki olarak yaşayacağız. Bunu son yıllarda görüyoruz. Trabzon’da, Samsun’da, Akçakoca’da, Antalya’da, İstanbul’da gördük. Hem de yaz sıcağının en yüksek olduğu temmuz ve ağustos aylarında.”
PEKİ NE YAPACAĞIZ?
- Evet, göller kuruyor... Nehirler cılızlaşıyor... Düzensiz iklim hareketleri geliyor...
Peki ne yapacağız?
Birpınar Hoca o kadar dolu ki... Anlattıklarını sayfalarca yazabilirim.
Özete gelince...
1) Yalnızca barajlar, nükleer enerjiler yetmez. Artık insanoğlu enerjiyi uzun süre depolayacak teknolojiyi geliştirdi. Lityum piller var. Buna yönelmek gerekir.
2) Bireyler olarak su kullanımına dikkat etmeliyiz. Dere yataklarına yapılaşma olmaz.
3) Suyun kullanımına yönelik, tarımsal sulamaya yönelik okulöncesi bile eğitim gerekir. Okullarda ayrıca ders olarak okutulmalı.
Evet, harita gerçeğin en acı halini gösteriyor.
Prof. Birpınar hem uyarıyor, hem yol gösteriyor.
Lütfen dinleyelim bu sesleri.
Evde suyu kullanırken dikkat edelim. Oto yıkamaları dahil şehir yaşamındaki su tüketimini yerel yönetimler denetlemeli artık.
‘HAKİM BEY YALVARIYORUM BU ADAM BENİ ÖLDÜRECEK’
ANTALYA’da bir mahkeme...
Sevgilisi tarafından otomobili yakılan Fatma Y. aynen şöyle diyor:
“Hakim Bey size yalvarıyorum, bu adamı bırakmayın. Bu adam içeriden çıkarsa beni öldürecek. Can güvenliğim yok.”
Kendisine hukuk dilinde ‘adam’ denilen A.H.Y. yine de serbest kaldı..
![Korkutan harita]()
Ve Fatma’nın avukatı Mehmet Çalık sordu:
“Eğer bu şahıs serbest bırakılırsa, bir ay sonra müvekkilimin öldürüldüğüne dair dosya aynı mahkemeye gelecek. Müvekkilimi kanun, mahkeme korumazsa kim koruyacak? Bunu Türk milletine kamuoyu önünde soruyorum.”
Avukat Çalık bunu sordu çünkü, son anda polislerin tuttuğu zabıt ortaya çıktı.
O zabıt da şöyle:
“A.H.Y olayın ardından polislere ‘Fatma’nın ölümü temiz olmayacak. Yazık etti kendine’ demiştir...”
Evet arkadaşlar olayımız bu...
Sayın Antalya Emniyet Müdürü, lütfen Fatma’yı koruyun...
Acı bir haber görmek istemiyoruz. Artık adaletin serbest bıraktığı yaratıkların kadınlara yaşattığı bu işkenceden bıktık.
BRAVO SANA GENEL MÜDÜR
ÖNCEKİ hafta sormuştum:
“Bu fotoğraftan bir Avrupa şampiyonu çıkar mı?”
Çünkü fotoğraf şuydu:
Muş’un Konukbekler beldesinde... Dağlara doğru bir yaylada... Bir genç, anne babasının getirdiği plastik sandalyelere koyduğu tahtaların üzerinden atlıyor ve antrenman yapıyordu.
Bunu böyle yazdım...
![Korkutan harita]()
Çünkü bu genç, 3 bin metre su engelli koşusunda Balkan Şampiyonu İbrahim Karateker’di..
Şimdi Avrupa pist şampiyonasına hazırlanıyordu.
DHA’nın geçtiği haberi pazar günü fotoğraflarıyla yazınca ve o soruyu sorunca...
Spor Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Baykan aradı...
![Korkutan harita]()
Baykan tam bir spor âşığıdır. Anadolu’nun her yerinde hiç durmadan o çocuklar için koşturduğunu biliyorum...
Gülerek dedi ki:
“Evet, salgın nedeniyle o çocuğumuz köyünde hazırlanıyor. Ama eksiklik varmış, onu da gördük. Ve gereğini yaptık.”
Gerçekten de gereğini yaptı.
Ekipler o köye gitti. Ayakkabısından engellisine kadar her türlü malzeme ulaştırıldı.
Doğrusu bunda payım olduğu için ben de biraz gururlandım.
Ve en önemlisi...
![Korkutan harita]()
Genel müdür Baykan bu yazı nedeniyle, bürokrasinin tipik gereği olarak, ona buna kızmadı. İnkâr etmedi. Büyük bir tevazuyla spor ahlakının gereğini yaptı.
O nedenle ayrıca alkışlıyorum...