Cumhurbaşkanı ne söylediyse zaten önlerine konmuştu

Bugün ve yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın New York ve Soçi gezilerinden çıkan mesajları karşılaştıracağım...

Haberin Devamı

Önce New York’ta bize yaptığı açıklamalar ve sonra Soçi dönüşünde söyledikleri...

Takvimi biraz geri sarınca, Erdoğan’ın söyledikleri zaten her düzeydeki görüşmelerde, dosyalar halinde gündeme getirilmişti.

MİT Başkanı Hakan Fidan; her görüşmesinde PKK/YPG dosyasını masaya koymuştu. Erdoğan’ın işaret ettiği ve benim de zaman zaman fotoğraflarıyla yazdığım Beyaz Saray görevlisi McGurk’ün “organize işleri” o dosyalarda zaten vardı...

Kimi zaman, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu rahatsızlığı iletti...

Çavuşoğlu “Stratejik dost böyle olur mu?” diye kapalı kapılar ardındaki toplantılarda sordu...

Dönemin ABD Büyükelçisi Serdar Kılıç her ortamda bu gerçeği dile getirdi.

Hani haberlerde şöyle okuruz ya:

“Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ikili görüşmede ABD’li mevkidaşına Türkiye’nin hassasiyetlerini iletti...”

Haberin Devamı

İşte o hassasiyetlerin adı Hakan Fidan’ın verdiği PKK/YPG dosyasıydı...

Patriot talebiydi...

F-35 dosyasıydı...

Bu arada şunu da söylemek gerekiyor:

Gördüğüm kadarıyla MİT de öyle eski MİT değil...

Yani bir zamanlar “ABD ile istihbarat paylaşıyoruz” diyen bir Türkiye vardı. Oysa çok iyi biliyorduk ki aslında bizim paylaşacak bir şeyimiz yoktu. ABD istediği ölçüde bize havadan görüntü veriyordu, o kadar...

Ama şimdi öyle değil...

Türk İHA’ları kartal gözü gibi kendi istihbaratını yapabiliyor. MİT de bunu sahada ayrıca detaylandırıyor...

Bu kısa özetten sonra dosyalara dönersek...

Türkiye her fırsatta bu dosyaları ABD’li muhataplarının önüne koyuyordu.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın kapalı kapılar ardındaki toplantılarda defalarca bu konuyu dile getirdiğini biliyorum...

Ama bir şey değişmedi.

Ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir süre bekledi. Meselenin konuşulması için iyi niyetli beklentileri sürdürdü. Ama New York’ta ipler iyice gerildi...

Sonunda dosyalardaki başlıkları Cumhurbaşkanı açıkladı. Yani Erdoğan kapalı kapılar ardında birikmiş duyguları ve dosyaları açıklamış oldu.

Mesajları başlıklar halinde özetlersem:

1) BIDEN’IN DÜRÜST DAVRANMAMASI: Az önce aktardığım gibi Biden Türkiye’den gelen bütün haklı çağrılara rağmen konuyu S-400 bahanesine indirgedi... Erdoğan’ın dürüstlük hatırlatması doğrudan Biden’a “Ya görüşelim ya da ipler iyice kopsun” mesajıydı. Nitekim şimdi Roma’da bir görüşme kapısı açıldı. Erdoğan’ın “Bu gidiş hayra alâmet değil” sözü böylece küresel diplomasi diline girmiş oldu.

Haberin Devamı

2) ABD SURİYE’DEN ÇIKMALI: Az önce aktardığım gibi; zaten aylardır Türkiye her görüşmede bu dosyayı masaya koyuyordu. Türkiye ilk kez bunu bütün açıklığı ile Cumhurbaşkanı’nın ağzından açıklamış oldu. Yani “kapalı kapılar dönemi” bitti... Cumhurbaşkanı “Er veya geç Amerika buradan çıkmalı ve burası Suriye halkına bırakılmalı” diyerek net bir çizgi çekti. (Bu çizginin perde arkasını pazar günü haritalar üzerinden anlatacağım.)

3) MİLYAR DOLARLIK F-35 DAVASI: Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta “F-35 uçağını vermiyorlar, bunun hukuki yolları var” demişti. Soçi’den dönerken, hem Türkiye ile ABD arasında milyarlarca dolarlık bir F-35 davası sinyalini verdi, hem de gerekirse “Benzeri uçakları Rusya’dan teknolojisiyle birlikte alırız” demiş oldu. Dahası en stratejik olan jet motoru teknolojisini alabileceğimiz mesajını da verdi... Benim tahminim, milyarlarca dolarlık bir F-35 davası için muazzam bir hukuki hazırlık bile yapılıyordur...

Haberin Devamı

4) UZAY TEKNOLOJİSİ NE ANLAMA GELİYOR: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belki de en ilginç mesajlarından birisi Türkiye ile Rusya’nın uzay için yapacağı anlaşmadır. Rusya ile yeni nükleer santraller vurgusundan sonra uzaya ortak roket fırlatma niyeti ABD yönetimi için gerçekten çok etkili bir mesajdır... Çünkü bu başka bir teknolojiye geçme sinyalidir. Ve ABD’nin yıllarca, Sovyetler’e karşı “Kanat Ülke” olarak gördüğü ve hibe yardımlarıyla oyaladığı Türkiye’nin, açıktan “one minute” demesidir... 

Sözün özü:

Türkiye diplomatik olarak, Dışişleri’nden savunmaya, oradan MİT’e kadar her düzeyde dile getirdiği dosyaları, “Yeter artık” diyerek en yüksek düzeyde dile getirmiştir...

Haberin Devamı

YARIN: HARİTALARLA KONUŞACAĞIZ...

Yazarın Tüm Yazıları