Bu fotoğraf bize ne anlatıyor

Bu fotoğrafı iki yıl önce görüp karşısında dakikalarca düşünmüştüm.

Haberin Devamı

Bu fotoğraf bize ne anlatıyor

Uçağın penceresinden kanatlarını açıp hayallerine doğru yükselen bir çocuğun fotoğrafıydı bu. Baktıkça içime ışıklar dolmuştu, gülmüştüm. Umutlanmıştım...Çocuğun gözlerine bakınca, sanki bir masalın kapısındaydım...Oysa bu uçakta neler yaşanmıştı...O felaket anında Türkiye’nin yüreği ağzına gelmişti...

Uçak Trabzon Havaalanı’nında pistten çıkıp içindeki yolcularla birlikte denize doğru 25 metre uçuruma yuvarlanmıştı. O gün bütün Türkiye olaya kilitlenmiştik. Aman Allahım bir patlama olsa...Şoke olmuştuk. Büyük bir felaketin kıyısından dönmüştük.

İşte fotoğraftaki bu uçak felakete doğru yuvarlanan o uçaktır. 2 yıl önce bu fotoğrafı görüp arşivime almış ve altına şu notu düşmüştüm: “İşte benim 23 Nisanlarımın fotoğrafı budur.”

Haberin Devamı

O günden beri ara ara bu fotoğrafa bakar, hayallerin ve masalların kıyısında dolaşırım. Evet arkadaşlar... İki gün sonra 23 Nisan...

O nedenle bu fotoğrafı pilotundan hostesine, yolcusundan yer görevlilerine ve en önemlisi içimizde hiç yaşlanmayan çocukluğumuza kadar bir mutluluk ve hayal fotoğrafı olarak 23 Nisan takvimine ekliyorum. Fotoğraftaki o çocuk şimdi nerede ve acaba ne yapıyor bilmiyorum. Ama bildiğim şudur: Bir çocuk, felaketlere karşı kıyısından dönmüş bir uçağın penceresinden bile mutluluğa ve hayallere doğru kanat açabilir.

Peki neden bu fotoğraf. Çünkü...

Bu fotoğraf, öyle protokol fotoğraflarından değildir. Makamlara, koltuklara oturtulan çocuk törenlerinden değildir. Mesela kaptan pilot koltuğuna oturtulmuş bir çocuk fotoğrafı değildir. Tam tersine... Çocuktur... Muzurdur, afancandır, ele avuca sığmaz bir gülüşü vardır...

“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusu değildir. Ezbersizdir... Sivildir...Sahicidir... Doğaldır... Çocuğun en saf haliyle 23 Nisan fotoğrafıdır. Bu çocuk eğer bir de pilot olursa... Hayalin ve umudun fotoğrafı olmaz mı? Umarım olur... Arkadaşlar... Bu fotoğrafın çerçevesi kalplerimizdir. Çünkü... 23 Nisan bir milletin geleceğine doğru özgürce kanat açtığı günün bayramıdır. Bu bayramı ve bu Cumhuriyet’i bize miras olarak hediye eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına Allah’tan rahmet diliyorum.

Haberin Devamı

İnanıyorum ki onlar yine içindeki çocukların hayallerinde kanat açıyorlar.

Çünkü bir millet ancak çocuklarının hayalleriyle mutlu olabilir... Kutlu olsun.

FENERBAHÇE’DE ALPEREN MEKTUBUNUN PERDE ARKASI BİR UMUTTUR

Fenerbahçe’nin milli oyuncusu Alperen Acet 2.30’la rekor kırmıştı. Alperen bir dünya şampiyonası finalinde yarışmıştı. O başarıları üzerine hem Alperen’i hem Fenerbahçe’yi alkışlamıştım. Ama önceki gün Alperen, “Fenerbahçe’yle yollarımı alırdım” diye bir açıklama yaptı. Açıklamasında biraz sitem biraz da isyan vardı.

Ne olmuştu da Fenerbahçe’nin genç başarılı sporcusu bu hale gelmişti. Dedim ki; “Fenerbahçe büyük bir takımdır. Mutlak bir nedeni olmalıdır..” Önce Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar aradı. Çintimar, “Alperen için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Fatih, çalışkan ve dürüst bir başkandır. “Fenerbahçe’yle niye yolları ayrıldı” diye sordum. Tam bir cevap alamadım. Ama bir “Para isteme meselesi” çıktı ortaya? Ve ardından Fenerbahçe’den telefon geldi. Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Danabaş aradı. Samimiyetle konuştu:

Haberin Devamı

“Fatih Bey, Ali Başkan da yazınızı okudu. Size selamları var. Bilmenizi isteriz ki, biz Alperen’le yolları ayırmadık. Yok böyle bir şey. Yeni yönetim olarak amatör spora desteği sonuna kadar veriyoruz. Ama Alperen bizden önemli bir miktar para istedi. Benim odama geldi konuştuk. Şu anda böyle bir para yok. Sonunda bize bir mektup gönderdi. (Artık bana maaş ödemeyin Fenerbahçe adına yarışmıyorum) diyen bir mektup..”

Kemal Bey’in anlattıkları özetle böyle. Yani Fenerbahçe kapıları kapatmamış. Bu durumda iki yol kalıyor..

1) ALPEREN’E NASİHAT: Sevgili Alperen, çok başarılısın. 2.30 dünya çapında bir derece. Ama özellikle kulüplere böyle tavırlar şık olmaz. Rest çeker gibi mektup yazmak bunu yayınlamak konusunda keşke bir kez daha düşünseydin.. Sana FB’den bir telefon gelirse saygıyla karşıla..

Haberin Devamı

2) BAKANLIK VE FEDERASYON: Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu “yerli ve milli” anlayışını spora yaymak isteyen çalışkan bir isimdir. O nedenle bir orta yol bularak umarım 19 Mayıs Gençlik Bayramı arefesinde bu genç şampiyonumuz için gereğini yapacaktır

 

Yazarın Tüm Yazıları