Bir lider sustu,diğeri konuştu 30 saniyede her şey anlaşıldı

TOPLAM 30 saniye yan yana durdular.Saatlerce basın toplantısı düzenleseler bu kadar net anlatamazlardı.

Haberin Devamı

30 saniyede her şey anlaşıldı. Ne perde arkası kaldı ne de kulis... Apaçık ortada.

Kılıçdaroğlu konuşarak... Bahçeli susarak... Baş başa görüşmenin bütün detaylarını vermiş oldular.

Nasıl mı?

Gelin o 30 saniyelik görüntüyü analiz edelim:

Bahçeli’nin bir gün önce CHP için attığı ‘ağır tweet’ler zaten ortaydı...

1) Kılıçdaroğlu toplantı sonunda ortak açıklama yapmak istedi. Bu nedenle çıkışta gazetecilerin sorularına cevap verdi. Bir mini basın toplantısı havası doğar gibi oldu. Bu nedenle ilk açıklamayı yaptı. Sonra döndü Devlet Bey’e baktı. Bahçeli’de hiçbir tepki yok, İfade yok. Birkaç saniyelik bir sessizlik. Gazetecilerin soruları... Kılıçdaroğlu yine Bahçeli’ye döndü. MHP Lideri gitmek için hareketlendi. Yani Bahçeli, geleneklerin aksine, Kılıçdaroğlu ile birlikte görünmemek için hiç konuşmadı.

2) Kılıçdaroğlu görüşmeye iki grup başkanvekiliyle geldi. Ama Bahçeli yalnızdı. Görüşme baş başa oldu. O açıklama görüntülerine de bakarsanız... CHP’li iki grup başkanvekili CHP Lideri’nin hemen arkasındaydı. Ama Bahçeli’nin arkasında kimse yoktu. Bu da Bahçeli’nin görüşmeyi hem fazla resmi tutmama hem de kısa kesme niyetiydi.

İşte bu 30 saniyelik görüntü her şeyi anlatmaya yetti.


PEKİ NEDEN BÖYLE?
Bahçeli CHP yönetimine karşı neden bu kadar sertleşti?

MHP kulislerindeki yorumlar şöyle:

Özellikle 7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyona kapılarını kapatan Bahçeli, CHP içinde çok tepki almıştı. Ardından Bahçeli’ye karşı muhalefet hareketlendi. Devlet Bey, CHP yönetiminin bir şekilde MHP içindeki muhalefetle, ‘yakından ilgili’ olduğunu düşündü. Yani ‘Bahçeli’nin olmadığı bir MHP yönetimiyle koalisyon kolay olur’ gibi bir algıydı bu. Bu algı Bahçeli’de son zamanlarda daha da netleşti.

CHP’nin HDP ile yakınlaştığı yolundaki fiili görüntünün kuvvetlenmesi de Bahçeli’yi bu noktaya getirdi.

Sonuç olarak, Kılıçdaroğlu-Bahçeli görüşmesinden sonra yaşanan 30 saniyelik görüntü referandumla ilgili çok önemli ipuçları vermiş oldu.

Önümüzdeki dönemde, muhafazakâr-milliyetçi çizgide AK Parti-MHP yakınlaşmasının yoğunlaştığını görebiliriz.

Bu yoğunluk tabanda nasıl sonuç verir?

Onu da ayrıca sorgularız.


ASTANA STADINDA DEVLER MAÇI
DAHA önce Trump’ın ofisinden Kremlin’e üç mesaj gitmişti:

1) Eğer ilişkilerde güveni sağlarsak, yaptırımlar kalkar. 

2) Rusya Trump dönemimde ABD’ye çok daha saygılı davranacak.

3) Astana’da zirveye davetten mutlu oluruz.

Ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov:

“ABD, Astana’daki görüşmelere katılırsa, bu yeni yönetimle ilk temasımız da olmuş olur.”

Ardından Rusya, ABD’yi resmen Astana’ya davet etti.

Böylece ne olmuş oldu?

Obama yönetiminde ayrışan küresel güç dengesi, yeniden şekillenmeye başladı. Yani onca atışma, kriz, kavga, devler arası gövde gösterisi gelip Astana’ya dayandı.

Yarın Rusya ile ABD, Suriye üzerinde anlaşırsa şaşmamak lazım.

Burada önemli olan bizim pozisyonumuz. Türkiye Astana’ya kadar çok iyi geldi. Tavır aldı. Diplomasi yaptı. Sahaya çıktı, şehit verdi.  

Elbette şimdi masada hakkı var.


PYD SORUSU
Türkiye PYD’nin Astana’da taraf olmasına karşı.Ama herkes biliyor ki ABD, PYD’yi destekliyor.

İşte tam bu noktada Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’a soruyorlar:

“Astana zirvesinde Kürtlerin konumu ne olacak?”

Lavrov’un şu cevabına dikkat:

“Astana’daki görüşmenin hedefi, savaşan aktörleri Suriye’deki siyasi sürece dahil ettirmektir. Söz konusu taraflar, sadece aralık ayında ateşkes anlaşmasını imzalayan aktörler değil, diğerleri de katılabilir. Katılmaya hazır militanların listesi var. İşte buna, olabildiğince çok aktörlerin katılmasını sağlayan sağlam bir süreç diyebilirim...”

Buradaki soru şudur:

Lavrov, ‘katılmaya hazır militanlar’ ve ‘olabildiğince çok aktör’ derken neyi kastetti? PYD dahil mi?

ABD’nin davet edilmesiyle PYD’nin davet edilmesi söz konusu olabilir mi?

Astana stadında küresel bir maç oynanıyor...

Zorlu yollardayız...

Kararlı bir Ankara var. Ama...

Devler liginde arkamızdan iş çevirme potansiyeline de hazırlıklı olmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları