Altın çocukların pandemi günlüğü

Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’na sordum:

Haberin Devamı

“Tamam çok seviliyor. Çok heyecanlı... Çok seyircili... 

Ama tek spor futbol değil ya. Salgın boyunca, hangi futbolcunun hangi arabaya bindiğinden, ne yediğine kadar her şey haber oldu...

Peki ya onlar...

Yani göğüslerinde ‘ay-yıldızlar’la dünya çapında yarışlara giren ‘altın çocuklarımız’ ne yapıyor?”

Atletlerimiz... 

Televizyon başında “Hadi aslanım, hadi kızım” diye bağırdığımız çocuklar...

Sahalarda İstiklal Marşımızı söyleten, bayrağımızı yükselten sporcularımız...

Bakan Kasapoğlu çok kapsamlı bir cevap verdi... Gerçekten salgın boyunca çok iyi bir koordinasyon yapılmış... Dünyanın birçok yerinde kamptayken karantinaya yakalanan sporcularımız özel organizasyonlarla yurda getirilmiş. Özel evler, oteller tutulmuş. Özel çalışma şartları sağlanmış.

Haberin Devamı

Ve artık yarışlar da başlıyor... 

Altın çocukların pandemi günlüğü

Detayları Atletizm Federasyon Başkanı Fatih Çintimar’dan aldım.

Altın çocukların pandemi günlüğü

DÜNYA ŞAMPİYONU

*İşte olimpiyat umudumuz, dünya şampiyonumuz Ramil Guliyev...

Etiyopya’da son uçağa kadar antrenman yapmış. Son uçakla geldikten sonra Antalya’ya geçmiş.

Guliyev, Necati Er, Batuhan Altıntaş, Yavuz Can, İzzet Safer için Belek’te bir otel tümüyle izole edilmiş. Böylece antrenman yapmışlar... Sağlık kontrolünden geçen özel aşçılar da onlarla kamp yapıyorlar. Dışarıyla temas yok.

Altın çocukların pandemi günlüğü
Yasmani Copello Escobar . Evde engelli koşu antrenmanı

Ardından evler kiralanmış ve Gloria Sports Arena tahsis edilmiş.

Hâlâ orada kimseyle temas etmeden hocaları eşliğinde çalışıyorlar.

Altın çocukların pandemi günlüğü

KENYA'DAN DİYARBAKIR'A

* İşte mesafe ve maraton dalında umutlarımız... Özlem Kaya, Büşra Nur Koku, Esma Aydemir...

Haberin Devamı

Ve aynı grupta Nuri Kömür, Ömer Amaçtan, Turgay Bayram, Sevilay Eytemiş, Üzeyir Söylemez, Hakan Çeçen ve hocaları Kenya’dan son uçakla getirtiliyor.

Bir başka ekip Tuğba Güvenç, Yavuz Ağrallı, Ömer Alkanağlu, Ercan Aslan ve Yusuf Alıcı Etiyopya’dan ve Suna Çelik Amerika’daki kamptan getirtiliyor.

Yürüyüş grubunda yer alan altın madalya umudumuz Meryem Bekmez, Abdülselam İmuk ve Ayşe Tekdal için Diyarbakır’da bir otel izole edilmiş.

Daha sonra gelen grup olan Salih Korkmaz, Şahin Şenoduncu ve Evin Demir için izole evler açılmış.

Ümmü Kiraz ve Tubay Erdal Kırgızistan’dan getirilmişler.

Ardından Mersin ve Adana’daki kamplar izole edilmiş.

Tuba Danışmaz, Can Özüpek ve Ecem Çağlağan, Eda Tuğsuz ve Esra Türkmen’e izole kamplar organize edilmiş. 

Haberin Devamı

Tutulan evlere dışarıdan gelen her şey filtre edilmiş. Doktor kontrolünde çalışıyorlar.

Altın çocukların pandemi günlüğü

NEDEN İSİM İSİM SAYDIM

* Evet, aslında bu yapılan görünmeyen bir başarıdır.

Düşünsenize, salgının ilk günleri, dünya panikte... Türkiye’nin ay-yıldızlı sporcuları, olimpiyat kadroları dünyanın değişik ülkelerindeki kamplarda korona salgınına yakalanmışlar.

Ülkeler sınırları kapatmış. Hayat durmuş. Hayalet şehirler oluşmuş. Bırakın dokunmayı, insanlar birbirine bakmaya korkuyor. Sınırlar tamamıyla kapanmış...

Afrika’dan Amerika’ya, Kırgızistan’a kadar bir dizi ülke...

İşte o  paniğin arasında sporcularımız Türkiye’ye getirtiliyor. 14 gün karantinada bulundukları evlere, otellere koşu bandından ağırlıklara kadar her türlü fitness malzemesi getirtiliyor.

Haberin Devamı

Ardından Antalya, Mersin, Adana, Diyarbakır’da izole evler, oteller organize ediliyor.

Ankara’da atletizm sahaları dışarıya kapalı izole bir kamp haline getiriliyor.

Ve halen bu çalışmalar devam ediyor.

Eminim şimdi sabah gün ışırken dağlarda krosta olanlar, yürüyüşte olanlar vardır.

Evet, bu çocukların isimlerini bu defa tek tek yazdım.

Bu ay-yıldız sevdalıları, bu genç sporcular bilinsinler istedim. 

Falanca futbolcunun transfer bedelinin ya da sevgilisine hediye ettiği son model arabanın fotoğraflarının yayınlanmasına karşı değilim. Ama istedim ki, biraz da bu çocuklarımızı görelim...

O yüzden onları isim isim sayıyorum.

Atletizm nedense basında pek yer almaz... Yıllarca üç adım atlama rekorunu elinde tutan Aşkın Tuna söylemişti:

“Bir Hıncal Uluç yazar”. 

Haberin Devamı

Aynı şeyi efsane isimlerden Cengiz Akıncı da söylemişti.

Ben de çocukluğumda Naili Moran yarışlarında 800 metrede ablam Zafer (Çekirge) Tuna’yı izlediğimden, eniştem Aşkın Tuna’nın üç adımda 16.01 metreyle nasıl uçtuğunu gördüğümden, içimde hep bir atletizm sevgisi vardır...

Sporda hiçbir başarı tesadüfen gelmiyor.

Uzun süren, meşakkatli, zorlu ve sarp bir yolun ve çalışmanın ardından geliyor.

Hadi çocuklar...

İyi çalışın, yılmayın... Arkanızda koskoca bir millet var...

Yazarın Tüm Yazıları