Türkiye'nin en gizli kapaklı ve en açık magazincileri kimlerdir

Pandemi sırasında magazinin önemini bir kere daha anladım. Setler, sahneler, kulüpler kapanınca magazin de en büyük kaynağını yitirdi. Zaten grileşmiş hayatımızın rengi iyice kaçtı. Eve kapandığım günlerde magazinin önemini daha da iyi anladım. Oturup küçük ve şahsi bir “Magazin ansiklopedisi” yaptım. İşte magazinde Türkiye’nin enleri...

Haberin Devamı

MAGAZİN ÂLEMİNİN KURUCU BABALARI

En renkli ve en eski siyasi magazinci: Müşerref Hekimoğlu... 1970’lerde Ankara yıllarımın en renkli ve güzel gazetecisiydi. Cumhuriyet gazetesinde ve ANKA Ajansı’ndaki yazılarının hastasıydım.

Türkiyenin en gizli kapaklı ve en açık magazincileri kimlerdir

En korkulan magazinci: Hiç kuşkusuz rahmetli Çetin Emeç ve başında olduğu Hafta Sonu gazetesi... Magazin haberi ile bakan deviren gazeteci olarak tarihe geçti.

Magazine en sınıf atlattıran fahri magazinci: Banko Hıncal Uluç. Sanat, edebiyat, kültür ve daha birçok alanı magazin coğrafyasına o soktu.

En edebi magazinci: Selim İleri. 70’li ve 80’li yıllarda hazırladığı kültür sanat sayfalarında edebiyat, sinema ve sanat dünyasının ünlü simalarının evlerini ve dedikodularını öyle harika bir tarzla anlatırdı ki, benim magazinci olmamda çok etkisi oldu.

Haberin Devamı

Cihangir fısıltı magazininin en derin babası: Sabiha Deren ve Yeni Sabah gazetesindeki köşesi “Fısıltı”... Hiç şüphesiz bugün “Düzeyli magazin” denilen Cihangir magazinciliğinin kurucu babası o. Gerçek adı da Hakkı Devrim.

Babıâli’nin en yazmayan magazincisi: Ergil Tezerdi. Magazinde her şeyi o bilirdi. Herkes tüyoları ondan alırdı.

ALTIN ÇAĞ

RAKİPLERİM YENİŞEMEDİKLERİM YENDİKLERİM YENEMEDİKLERİM

En yenişemediğim magazinci: Kenan Erçetingöz’ün başında olduğu Sabah gazetesinin Şamdan eki... Pazar magazinciliğinde devir açtı.

En yenemediğim magazinci: Banko Posta gazetesinin genel yayın yönetmeni Rıfat Ababay... Zaten onunla kimse rekabet edemezdi.

Türkiyenin en gizli kapaklı ve en açık magazincileri kimlerdir

En iyi yüksek sosyete magazini: Banko Rıfat Ababay’ın çıkardığı Klips dergisi. Daha sonra Alem.

Beni en üzen magazinci: Hürriyet’in çok güvendiğim eski magazin müdürü rahmetli Orhan Olcay... Önce Hürriyet’ten ayrılıp rakip Star gazetesine geçtiği için. Ama asıl yeniden döndüğünde çok genç yaşta çok erken kaybettiğimiz için.

Haberin Devamı

En erken İzmir’e yerleşen magazinci: Şenay Düdek. Böylece beni yenemeyeceğim bir rakipten kurtardı.

BİZİM MAHALLE

HÜRRİYET’İN EN AÇIK VE EN GİZLİ MAGAZİNCİLERİ

En iç rahatlığı ile çalıştığım magazinci: Hürriyet Magazin Müdürü ve Kelebek editörü Selim Akçin.

En TT magazinci: Ahmet Hakan. Magazini Twitter’dan takip edip çok başarılı biçimde köşesine aktarıyor.

En ‘Hiç kimsenin tahmin edemeyeceği’ magazinci: Doğan Hızlan... Sanat dünyasında olup biteni saniyesi saniyesine öğrenen, ama bildiği hiçbir dedikoduyu yazmayarak kendine ve çok yakın bir-iki kişiye saklayan sözlü kültür magazincisi.

Takma isimle en çok kişiyi kandıran magazinci: İhsan Yılmaz. Hürriyet’teki Kültürazzi köşesinde yıllarca Selim İleri’ye benzetilen logo altında, “Bu köşeyi Selim İleri yazıyor” diyenleri tiye alarak dalga geçen harika kültür köşesinin gerçek yazarı.

Haberin Devamı

En müseccel magazinci: Ertuğrul Özkök... Durmadan “Ben Magazin Gazetecileri Derneği üyesiyim” diye yazarak basın kartının gerçek adresini gösteren gazeteci.

ORTA DÜNYA

CİHANGİR MAGAZİNİNİN EN HIZLILARI VE EN HINZIRLARI

En hızlı çıkış yapan Cihangir magazincisi: T24’deki yazıları ile Tuğrul Eryılmaz. O da evlerden bildirdikleri ile Selim İleri geleneğini bir üst seviyeye taşıdı.

Cihangir magazininin en Truman Capote’si: Oray Eğin...

Sadece Cihangir mahallesinde olup biteni değil, mesela New York Times ve Washington Post gazetesinde bile kim kiminle, neredeyi bilen gazeteci. İğneleyici diliyle tam bir Truman Capote...

Cihangir magazininin en gizli saha müşahidi: Cengiz Çandar. Magazin bilgisinde beni yaya bırakan tek arkadaşım. Magazinde sözlü geleneğin en büyük gurusu.

Haberin Devamı

YENİ TÜRKİYE

TELEVİZYON MAGAZİNİNDE EN İYİ ÇIKIŞ YAPANLAR

İKİNCİ SAYFA: Son yıllarda en ilgiyle izlediğim magazin programı bu sezon Teve2’ye geçen İkinci Sayfa oldu. Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel’in sunduğu program, kırıcı değil. Dengeli. Çok dinamik.

Türkiyenin en gizli kapaklı ve en açık magazincileri kimlerdir

Suçlayıcı ve yargılayıcı olmaktan kaçınıyorlar. Kavgadan, gürültüden medet ummuyorlar.

Haberlere konu olan kişilere kolay ulaşıyorlar. Ayrıca çok başarılı bir Instagram sayfaları var. 

KURTLAR MASASI: Uçankuş TV’de hafta sonları yayınlanan program...

Hürriyet’te yıllarca birlikte çalıştığım Salih Keçeci, magazinin altın çağına yakışan bir abi geleneğini sürdürüyor.

Ferruh Taşdemir, bir sonraki magazin neslinin atak ve cüretkâr çizgisini temsil ediyor.

Haberin Devamı

Ozan Güven olayı patlamadan bir ay önce bir programda onun gazetecilere kötü muamelesini gündeme getiren Ferruh Taşdemir o gün çok dikkatimi çekti.

İkili çok dengeli bir yol tutuyor. Bir eleştiren varsa bir savunan da oluyor.

Programın moderatörü Neşe Sapmaz ise çok dengeli ve serinkanlı bir kadın bakışı getiriyor.

Tek itirazım programın adı. Çünkü o masada ne kurt var ne de çakal...

MIZIKÇI BİR BAŞKAN BABANIN SONBAHARI

DÜNYA böylesini gördü... Afrika’da çok gördük böyle mızıkçıları...

Yıllarca başkanlık koltuğunda oturup, “milli irade” nutukları atıp sonra sandıktan başkası çıkınca “Ben gitmem” diyenini epey gördük.

Milli irade efeliğinden, milli irade mızıkçılığına, sonra da hırsızlığına yatay geçişi yapanlara rastladık...

Ama Amerika’da değil...

İngiltere’de görmedik...

Almanya’da, Fransa’da, Avrupa’nın herhangi bir yerinde rastlamadık...

Türkiye’de de silah zoruyla koltuğundan kaldırılanı gördük de 1950’den beri seçim kaybedip de gitmemekte direneni hiç görmedik.

Şu kadere bakın ki, Abraham Lincoln’ün ülkesine... Ancak Trump gibi bir karakter yapabilirdi bunu...

Sandıktan ben çıkarsam milli irade...

O çıkarsa kirli irade...

Yani o sandıktan başkası çıkarsa bu koltuğu vermem diyor...

Verirsin kardeşim...

Amerika Birleşik Devletleri öyle Latin Amerika gibi başkan babaları nesiller boyu aynı koltukta oturtan bir demokrasi değil... Başkan babaların sonbaharını, kışını beklemez...

En fazla 8 yıl o koltukta kalabilirsin... Sonra güzel bir emeklilik...

Amerika kıtası popülizmi galiba ilk seçim dayağını Amerika Birleşik Devletleri’nde yiyecek... Bütün dünyanın hayrına olur...

GÜNÜN TARTIŞMASI

İZMİR TAŞRA MIDIR YOKSA METROPOL MÜ

SABAH ilk itiraz bir İzmirliden değil, Ohrili bir Balkan göçmeninden geldi.

Türkiyenin en gizli kapaklı ve en açık magazincileri kimlerdir

Sedat Ergin, “Yazında İzmir için taşra şehri demişsin, kızdıracaksın hemşerilerini...”

İkinci itirazı tahmin ettiğim gibi Doğan Hızlan yaptı.

O an hatırladım, yıllar önce Türkiye’de iki şehrin taşra olmadığını, bunların da İstanbul ve İzmir olduğunu yazmıştı. Ahh unutkanlık...

Ben de bunu destekleyen bir yazı yazmıştım. Gerçekten de İzmir’in azınlıkları büyük ölçüde ayrıldı ama o kozmopolit ruhu miras olarak bıraktılar.

O nedenle dün kullandığım taşra kelimesi tam oturmuyor...

Yine de şunu söyleyeyim. Benim taşra kelimesi ile bir sorunum yok.

PEKİ NEDİR BU TAŞRA KELİMESİNİN ANLAMI

“TAŞRA” hepimizin çok kullandığı ama anlamını çok merak etmediği bir kelime.

Kelimenin anlamından çok, ona atfettiğimiz bir yargıyla kullanıyoruz. Çoğumuzun gözünde biraz kültürsüzlük, biraz da hödüklük gibi bir anlamı var.

Oysa Türk Dil Kurumu bu kelimeyi şöyle tanımlıyor:

“Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin tamamı...”

Bu da çok muğlak bir tanım.

Sözlük anlamını da pek anlamadım ama bildiğim bir şey var.

Taşra kültürsüzlüğün eşanlamlısı değil.

Dünyanın birçok kültür insanı o ülkelerin taşra diye bilinen yerlerinden geliyor.

Mesela geçen gün kaybettiğimiz Fransız şarkıcı Juliette Greco...

KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Umut Veis
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları