Sayın Bakan, onlar halk çocuğu da bizler neyiz

Bu ülkenin 30 yıldan fazla başbakanlığını ve cumhurbaşkanlığını yapmış olan, sağ eğilimli Süleyman Demirel...

Haberin Devamı

Afyonkarahisar devlet lisesinden mezundu...

Bu ülkenin başbakanlığını ve cumhurbaşkanlığını yapmış Turgut Özal...

Ortaokulu Mardin devlet lisesinde okudu.

Liseye Konya devlet lisesinde başladı, Kayseri devlet lisesinde bitirdi.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer...

Afyon Lisesi’nden mezundu...

Milli Görüş hareketinden gelip devletin başbakanlık koltuğuna kadar yükselmiş Necmettin Erbakan...

İstanbul Erkek Lisesi’ni birincilikle bitirmişti...

AKP saflarından çıkıp bu ülkenin başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar yükselmiş Abdullah Gül, Kayseri devlet lisesi mezunuydu...

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı çıkmış ve diyor ki:

“İmam hatip halk hareketidir... Halkın eğitime kendi adına sahip çıkma hareketidir..”

Sayın Bakan... Sormakta haklı değiller mi...

İmam hatip okulları halk hareketiydi de...

Bu ülkenin, Tayyip Erdoğan dışındaki bütün cumhurbaşkanlarını, başbakanlarını yetiştiren bu okullar ne hareketidir...

Çocuklarını imam hatip okullarına gönderenler halk da, normal devlet okullarına gönderenler halk değil mi...

Onların iradesi, onların oyları hiç mi sayılmıyor bu ülkede...

Unutmayın... Sayıları daha fazla...

İşte o yüzden diyorum ki... Büyük Cumhuriyet’in milyonlarca kahraman, başarılı iş, sanat, spor insanını, devlet insanını ve iyi vatandaşlarını yetiştirmiş bu irfan yuvalarına haksızlık etmeyin.

Unutmayın, o devlet okullardan mezun binlerce polisimiz ve çocuğumuz bu ülke için savaşıyor, canını veriyor...

Lütfen, zaten paramparça olmuş ülkemizi, halkımızı bir de gittiği okullarla birbirinden ayırmayın, bu ayrımcı sözlerle kalbimizi kırmayın...


ANAHTAR KELİME KALPLERİ KIRMAK
YENİ Şafak gazetesi yazarı Salih Tuna dünkü yazısında Rize Belediye Başkanı’na diyor ki...

“Atatürk’ün heykelini Rize meydanından kaldırmak nedir Allah aşkına? Hangi niyetle olursa olsun, isterseniz daha uygun bir yere o heykeli dikin, ‘bozgunculara’ malzeme vermenin, hele hele Atatürkçülerin kalbini kırmanın ne âlemi var?”

“Kalbini kırmak...”

İşte anahtar kelime budur...

Böyle bir günde, kalplerimiz hep birlikte El Bab’daki aslanlarımızın yanında atarken, bu kalpleri kırmak niye...

Salih Tuna diyor ki...

“FETÖ soruşturmasını sulandırmak değilse niyetiniz, Cumhuriyet gazetesi çaycısını (hakaretten falan) tutuklamak da ne oluyor?”

Salih Tuna diyor ki...

“FETÖ’den yargılanan Ali Bulaç dahil 54 gazetecinin mal varlığına el koyma kararı da nedir?”

Arkasından ekliyor:

“Yapmayın...”

“Kalpleri kırmak...”

Ve “Yapmayın...”

Üç kelime... Yetiyor da artıyor bile...

Kutuplaşmış, parçalanmış, bölünmüş ülkemizde, iki taraftan da yükselecek vicdan...

Ve o vicdanın sesini yükseltmek...

İnanın siyasetçilerin başaramadığını işte bu başarır...

Yeter ki vicdanımızı dinleyelim...
Yeter ki trollerin esiri olmayalım...
Yeter ki hassas olduğumuz konularda kalplerimizi kırmayalım...

2017 için daha güzel bir temenni ne olabilir Allah aşkına...

Teşekkürler Salih kardeşim...

Bu üç kelime bile yeter... 


KISACIK BİR KONUŞMADA SEVDİĞİM DÖRT ŞEY ÇIKARDIĞIM DÖRT DERS
ŞENER Şen’e devlet ödülünün verildiği törenden 4 gözlem:

Sayın Bakan, onlar halk çocuğu da bizler neyiz

BİR: O fotoğrafı çok sevdim.

Herkesin ön sıraları kapma yarışında olduğu bir karede ülkenin Cumhurbaşkanı, arka sıralarda, ülkenin sanatçısı ile yan yana oturuyor.

Ders: Bazen en önemli mesajlar, en arka sıralardan verilir.

İKİ: Şener Şen’in konuşmasını çok sevdim.

Kısa, net, direkt ve her şeyi anlatan bir konuşmaydı.

Ders: Bazen değil, her zaman en önemli mesajlar büyük nutuklarla değil, böyle kısa ve öz cümlelerle verilir.

ÜÇ: Neden her rolü kabul etmediğini çok güzel açıkladı.

Meslekte intihar sayılabilecek bir sürü “beklenen rolü beklemenin” erdemini çok güzel anlattı.

Ders: Bazen kenarda sessizce beklemek, en büyük cesarettir.

DÖRT: Bu kadar kısa bir konuşmanın, en büyük bölümünü kendine değil de, “toplumsal barışa” ayırmasını çok sevdim.

Ders: Bazen, size verilen ödülü bir temenniye devretmek en büyük erdemdir.


'DARBE KARADELİĞİNDE ŞUNLARI KAYDA GEÇİRİN'
DÜN yazdığım “15 Temmuz Darbe Komisyonu’nun bıraktığı karadelik” yazımdan sonra, komisyonun CHP’li üyesi Aytun Çıray aradı ve “Lütfen şu sözlerimi kayda geçirin” diyerek şunları söyledi:

“Bu rapor ve sorular, bizim bilgimiz dışında, muhalefetimize rağmen AKP’li komisyon üyelerinin tutumlarını yansıtıyor.”

“Biz CHP’liler, olayın şahitlerine yazılı soru sormama kararı aldık.”

“Çünkü bu komisyonun kuruluş ruhuna aykırı ve karartmaya hizmet edecek bir tutumdu.”

“Bu komisyon, bizim de talep ettiğimiz gibi, Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ı, Genelkurmay Başkanı’nı ve MİT Müsteşarı’nı dinlemeden sonlandırılırsa, görevini yapmamış olacaktır.”


YILIN BANKO ÜÇ KADIN OYUNCUSU
BANKO: “Kocan Kadar Konuş 2” filmindeki Efsun rolüyle Ezgi Mola...

Sayın Bakan, onlar halk çocuğu da bizler neyiz
EZGİ MOLA

BANKO:
“Ekşi Elmalar”daki Safiye rolüyle Farah Zeynep Abdullah.

BANKO: “Dünyanın En Güzel Kokusu” filmindeki Derya rolüyle Tuba Ünsal.

Yazarın Tüm Yazıları