‘Kişiye özel çözüm’ lafını kim kime diyor

OKAN Müderrisoğlu Ankara yıllarından tanıdığım iyi bir Ankara gazetecisidir.

Haberin Devamı

Dün Sabah gazetesinde, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın İstanbul’dan aday gösterilmesi ile ilgili ilginç bir yazı yazdı.

Bazı cümleleri çok dikkatimi çekti.

*

- Diyor ki:

Binali Yıldırım’ın ismi hemen her çalışmada önde çıksa da bazı rezervler olduğu sır değil.”

Sizin aklınıza da şu soru gelmiyor mu:

Onu oraya Cumhurbaşkanı aday göstereceğine göre onun mu rezervi var?

Yoksa İstanbul’da başka odaklar da mı devrede?

*

Diyor ki:

“Protokoler konuların yanı sıra ilçe belediyeleri, belediye meclisi ve belediye yönetimi dengesi bir çözüme kavuşturulabilir.”

Sizin aklınıza da şu soru gelmiyor mu:

İlk ve son sözü Cumhurbaşkanı söyleyeceğine göre bu “Denge kurulsun” talebi kimden geliyor?

*

- Asıl önemli cümle ise şu:

“Burada mühim olan, ‘kişiye özel çözüm’ algısının doğmamasıdır.”

Haberin Devamı

Ben bunu “Kişiye özel çözüm yapmayın” uyarısı olarak okuyorum ve kafamdaki soru da şu:

“Kişiye özel çözüm yapmayın” diyen kim?

Ve bunu kime söylüyor...

*

Yazıdan anladığım kadarı ile İstanbul’da kapalı kapılar ardında büyük bir tartışma yaşanıyor.

İTTİFAK DÖNEMİNİN SONU KOALİSYON DÖNEMİNİN BAŞI

ARTIK adını koyma zamanı geldi.

Türkiye en azından en büyük iki şehrinde bir koalisyon dönemine geçiyor.

Son anda bir değişiklik olmazsa İstanbul ve Ankara’da gelecek yıl başkanlar bir koalisyonun temsilcisi olacak. Belediye meclislerinin yapısı da büyük bir ihtimalle buna uygun oluşacak.

*

Üst üste yapılan seçimler gösteriyor ki oylarda belli bir direnme var. Ekonominin kötü veya iyi gidişi oy dağılımını tek partiyi iktidar yapacak şekilde değiştirmiyor. Bu iki parti, belediye meclisi üyelikleri seçimine ayrı listelerle girdikleri takdirde, bu koalisyon görüntüsü çok daha çarpıcı biçimde ortaya çıkacaktır. Kısaca bu yerel seçim, “ittifak” döneminin bitip “koalisyon” döneminin açılışı olacaktır.

*

Bence bu iyidir...

“İttifak” cepheleştirir... “Koalisyon” ise birlikte yaşatır.

*

Geçmişte yaşadığımız deneyler şunu göstermişti.

Devlet Bahçeli sorumluluklarını bilen bir siyasetçidir.

Koalisyon ortağı olarak gerektiğinde partisinin siyasi menfaatini bile ikinci plana itip gereken fedakârlığı yapacak bir karaktere sahip. Önümüzdeki yıllarda, 15 milyonluk bir İstanbul’da, 5 milyonluk bir Ankara’da bu duygu ve yaklaşıma ihtiyacımız olacak.

Haberin Devamı

2003’TE DOĞAN BİR ÇOCUK BU ŞİİRİ YAZIYORSA EĞER

‘Kişiye özel çözüm’ lafını kim kime diyor

KAAN Sabancı’nın ilk kitabı beni çok şaşırtmıştı. 2003 doğumlu bir çocuk...

Yani henüz
15 yaşında...

İlk şiir kitabını 13 yaşında çıkarmıştı.

Şimdi ikinci kitabı “Belki de Dönecektim” geldi...

Birincisi için “Acaba tek atımlık bir şey mi” demiştim.

Değilmiş...

Şu satırlara bakar mısınız...

“Gündüzüme güneş olmanı istedim senden

 Ay oldun gecelerime

 Ben de and içtim her daim geceyi sevmeye

 Kış girdi aramıza...”

Bu ülkede 15 yaşında çocuklar bu dizeleri yazmaya başladıysa...

Ey vasat insan...

Bil ki işin artık çok zor...

‘Kişiye özel çözüm’ lafını kim kime diyor

10 GAZETECİNİN ORTAK GÖRÜŞÜ, ORTAK SORUSU

ÖNCEKİ akşam bir grup gazeteci, Mustafa Taviloğlu’nun misafiriydik.

Haberin Devamı

Mudo büyük bir yatırımla Maslak’ta muazzam bir yer açtı.

Bize bu yeni mekânı tanıtmak istemiş.

*

Burası bir mağaza değil. Yeni bir yaşama kültürü vahası olmuş.

Mağazayı dolaşırken “zamanın ruhu”nu çok iyi görüyor ve yaşıyorsunuz.

*

Bir çoğumuzun görüşü şuydu:

Böyle bir mağaza ne Amerika’da ne Avrupa’da var.

*

Ancak yine çoğumuzun sorduğu bir de ortak soru vardı.

Böyle bir ekonomik kriz döneminde, böyle bir yatırım yapmak akıllıca bir şey mi?

*

İnsan ülkesini sevdi mi yapıyor demek ki...

Tabii krizi fırsat olarak görmek diye bir şey de var.

HER EĞİLİMDEN GAZETECİYİ AYNI MASADA BULUŞTURMAK

MUDO 1970’li yıllarda Fitaş Pasajı’nda açtığı ilk dükkândan beri hep bir “trend setter” yani trend belirleyici olmuştur.

Haberin Devamı

Mesela basın ilanlarının önemini ilk anlayan işinsanlarından biridir.

Ve o vizyonu ile medya uygulamalarını çok iyi yapmıştır.

Hep yenilemiştir kendini...

O sayede de dev dünya markaları Türk pazarına girerken o ayakta kalmış, hem de gelişmiştir.

Dün masanın etrafındaki gazetecilere de baktım.

Hepsi mesleğinde tanınmış gazetecilerdi.

Her siyasi görüşten insan da vardı.

Bu insanları böyle bir gecede bir araya getirmek kolay bir iş değildir.

Onu da Mudo’nun kişiliği, vizyonu ve işte böyle bir zamanda bu yatırımı yapan yurtseverliği sağladı.

Eğer bir yaşama kültürü vahasında yaşama, iç mekân anlayışının nerelere geldiğini görmek isterseniz, Maslak’a uğramanızı öneririm.

Haberin Devamı

SÜLEYMAN BEY, BAK ALİ YARBAYIM DA SALONDA

AMİRALLERE suikast kumpasını hatırlıyor musunuz?

Hani bu ülkenin şerefli subayı Yarbay Ali Tatar’ı ikinci kez ifadeye çağırıp intiharına yol açan davayı...

Onlarca şerefli subaya kurulan o tarihi kumpası...

İşte o dönemin kudretli özel yetkili savcısı Süleyman Pehlivan, şimdi “FETÖ üyeliği”nden yargılanıyor.

Kendisine yöneltilen suçlamalardan biri de ne biliyor musunuz?

“Ali Tatar’ın intiharına sebep olmak...”

Polisin gücünü, adalet kantarını elinde tutan herkesin, attığı her imzada, verdiği her kararda, insanları sabahın köründe evinden alıp her götürmede... Her gözaltı ve tutuklamada vicdanının karşısına asması gereken bir fotoğraftır bu.

Yazarın Tüm Yazıları