Kara maskeli şişman adamlar hortlar mı

SON günlerde gazetelerde bazı belediye başkanlarının pazar teftişi yaptığını, pazarlara gidip sattığı malın fiyatını yüksek bulduğu esnafı teşhir etmeye başladığını okuyoruz.

Haberin Devamı

Çocukluk yıllarımı hatırladım.

Karikatür dergilerinde en çok çizilen karakterlerden biri, “stokçu” ve “fırsatçı” tüccar tipleriydi.

Dönemin Akbaba gibi dergileri bunları genellikle şişman ve gözünde siyah maske, ağzında puro olan adamlar olarak çizerlerdi.

Biz de mahallenin gariban bakkalını bile bizi kazıklayan o kara gözlüklü adamlardan sanırdık.

Enflasyonun suçunu bakkala, pazarcıya, marketçiye yükleyecek bu gibi muamelelerden kaçınmak gerekir.

Kara maskeli şişman adamlar hortlar mı

Enflasyon geldi mi herkesi vurur. Bakkal da eski fiyattan sattığı raftaki malın yerini yeni fiyatıyla nasıl dolduracağının paniğine kapılır.

İnşallah bu uygulamalar, çocukluğumun karikatürlerinde gördüğüm kara maskeli “fırsatçı esnaf” tipini tekrar canlandırmaz.

Ayrıca pazardaki satıcıyı, marketçiyi, bakkalı, halkın gözünde bir zamanların “kara maskeli fırsatçıları” gibi gösterecek uygulamaların da enflasyonla mücadeleye bir etkisi olmaz.


DİŞ MACUNU KONTROLÜ İLE ENFLASYON İNER Mİ?
BLOOMBERG dergisi dün şu başlıkla bir analiz yayınladı:

“Türk polisi markette diş macunu kontrolü yaparak enflasyonla mücadele ediyor...”

Aynı saatlerde Hürriyet internet sitesinin birinci manşeti de şuydu:

“Bu logoya dikkat...”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bütün piyasayı yüzde 10’luk bir indirime davet ediyordu.

O günlerde gazetelerde en çok gördüğümüz kelimelerden biri de “narh”tı.

Bu kelimeyi ilk kim kullanacak diye beklerken baktım dün Fatih Altaylı yazmış.

Türkiye 50 yıldan fazla bir süredir “narh” kelimesini pek duymamıştı.

O nedenle genç kuşaklar bilemeyebilir.

“Narh”ın anlamı şu: “Tüketiciyi korumak amacıyla, belli başlı, özellikle zorunlu tüketim maddeleri için devletçe saptanan fiyat.”

Acaba diyorum, şu an piyasada gördüğümüz bu hava, adı konmamış bir narh uygulamasına gider mi?

Bir daha o kelimenin telaffuz edileceğini sanmıyorum.

Popülist siyasetçiler, bu tür uygulamaları sevebilirler ama çağdaş pazar ekonomilerinde, “narhın enflasyonu önleyen bir uygulama olmadığı” çok iyi biliniyor.


2003 'KNOW HOW'IMIZI NEDEN KULLANMIYORUZ
PAKİSTAN önceki gün IMF’yle görüşmeye başlayacağını açıkladı.

Arjantin de aynı yolda.

Peki Türkiye ne yapacak?

Türkiye’nin 2000’li yıllarda çok başarılı olmuş bir “enflasyonla mücadele tecrübesi” var...

“Ama o IMF programıydı” mı diyorsunuz... Tamam IMF olmasın... O zaman kendimiz sağlam ve gerçekçi bir program yapıp uygulayalım.

Ama şu gerçeği de hiç unutmayalım. Popülizm, enflasyona çare değildir.


O KURULDA BİRİ ARABESK DERSE ORTALIK KARIŞI
CUMHURBAŞKANLIĞI’nca kurulan kurullardan özellikle Kültür ve Sanat Kurulu’nda görünmez adam olmayı çok isterdim.

Çünkü orada er veya geç şu olay patlayacak.

İçlerinden biri ağzından “arabesk” kelimesini kaçıracak.

Kara maskeli şişman adamlar hortlar mı

Orhan Abimiz o konuda en damardan bir “Batsın bu dünya” girecek ve işte o an kurulda muazzam bir “yavşak” tartışması başlayacak.

Tabii Murat Bardakçı, devreye girecek ve diyecek ki...

Yani yazdıklarını tekrarlayacak.

Diyecek ki...

“Fazıl Say haklı, arabesk konusunda söylediklerinin, yavşaklık sözü hariç tamamına imza atarım...”

Diyecek ki...

“Arabesk müzik vıcık vıcık hüzünle dolu ağlamaklı havalardan ibarettir...”

Anlayacağınız o kurul çok eğlenceli olur.


YOLDAŞLAR MCKINSEY'DE HÂLÂ AYNI GÖRÜŞTEYİM
GEÇEN hafta “McKinsey’den danışmanlık almanın, hükümetin kriz başından beri aldığı en doğru ve önemli karar olduğunu” yazmıştım...

Hazine ve Maliye Bakanı’nın aldığı karar dün doğruydu, bugün de doğrudur.

Eğer küresel bir ekonomi içindeysek, ekonominin küresel standartlarına uymalıyız.

SORU 1: Peki biz kendi kendimize o standartlara uyamaz mıyız?
Kolay değil... Hele hele seçim sürecinde hiç kolay değil...

SORU 2: Hadi uyduk diyelim... İnandırabilir miyiz?
Ne yazık ki artık bizim açıkladığımız rakamlara 5 yıl öncesi kadar güven yok.

SORU 3: Peki Cumhurbaşkanı, Hazine Bakanı’nı zor durumda mı bıraktı?
Hiç öyle görmüyorum... Neticede Hazine Bakanı, yüzde 100 ekonomik bir karar aldı.
Cumhurbaşkanı ise yaklaşan seçimi ve daha önceki konuşmalarını dikkate alarak, siyasi bir karar almayı tercih etti.

SORU 4: Bu bir çelişki değil mi?
Hayır değil... Başkanlık sisteminde siyasi sorumluluk Cumhurbaşkanı’nda olduğuna göre burada yadırganacak hiçbir şey yok...


VİNÇ TARTIŞMASI BÜYÜYOR
Balıkçı bir işinsanı arkadaşımın, Alaçatı'daki "orkinos şampiyonları" için "onlar vinççi" demesi ortalığı karıştırdı. Dört bir yandan tartışma sürüyor. Devamı yarın...

Yazarın Tüm Yazıları