Dışta düşmanla savaşırken kendimizle barışma zamanı

Cumhuriyet gazetesi yazarları ve yöneticileri...

Haberin Devamı

Nazlı Ilıcak... Enis Berberoğlu... Osman Kavala... Şahin Alpay... Ali Bulaç... Ahmet Altan... Mehmet Altan... Ahmet Turan Alkan... Mümtazer Türköne... Deniz Yücel...

Hapisteki gazetecileri, aydınları bırakmanın tam zamanı, tam havası değil mi...

Ülkemiz Kıbrıs harekâtından sonraki en büyük sınır ötesi savaşını veriyor.

Büyük bir milli birlik ve beraberlik duygusu oluşmuş...

Bir de gazetecileri bıraksak, kutuplaşmayı daha da yumuşatıp birlik ve beraberliği daha da arttırsak daha güçlü olmaz mıyız...

Aslanlarımız orada haklı davamız için kahramanca savaşıyor ama dışarıda aleyhimize muazzam kara propaganda dalgası yayılıyor.

Tam da şu gün gazetecileri, aydınları hapisten çıkarsak, bu kara propagandayı biraz da olsa boşa çıkarmış olmaz mıyız...

Bu davalar hem kendi halkımız, hem de dünya kamuoyu önünde Türk yargısını çok zor bir durumda bırakıyor.

Tam da şu sırada gazetecileri ve aydınları bıraksak, hem yargımız, hem devletimiz, hem kendi halkımız dünyanın gözünde büyümez mi...

Hepimiz görüyoruz ki içerideki gazetecilerin darbecilerle birlikte olduğuna dair yönelik suçlamalarda yazdıkları yazılardan başka hiçbir somut delil ortaya konamadı.

Tam da şu sırada gazetecileri ve aydınları serbest bıraksak hepimizin vicdanı daha da rahatlamaz mı...

Avrupa Birliği ile ilişkilere yeniden canlılık getirmek istiyoruz.

Tam da şu sırada gazeteciler serbest bırakılsa...

İlişkiler için çok iyi bir hava yaratmaz mı...


BU ROMAN VE FİLMDEN BEN NİYE KAÇIYORUM
‘Gri’nin 50 Tonu’ beni şaşırtmaya devam ediyor... Kitabı milyonlarca sattı.

Geçen hafta serinin üçüncü filmi de ABD’de hafta sonu 40 milyon dolar gişeyle haftanın en iyi iş yapan filmi olarak başladı.

Türkiye’de “Gri’nin 50 Tonu” ile ilgili ilk yazıyı ben yazdım.

İlk kitabı okumaya başladım ama yarıya gelmeden bıraktım.

İlk filmi yarıya kadar izledim, sadece Anastasia rolünü oynayan Dakota Johnson’u beğendim.

Buna karşılık çevremde özellikle ne kadar 40’lı yaşlarında kadın varsa romanı çok severek okudu...

Ben bu romandan ve filmden niye kaçıyorum?

Sonunda kendime uygulamak üzere bir test hazırladım.

Siz de uygulayabilirsiniz.


GÜNÜN TESTİ: YENİ ORTA YAŞ ERKEĞİNİN 'GRİ'NİN 50 TONU' KORKUSU
BENİM gibi yeni orta yaş erkekler “Gri’nin 50 Tonu” filminden ve romanından neden kaçtı?

(A) Fantezileri çok klişe ve sıradan bulduk da ondan...
(B) Yaşımız itibariyle artık bu fanteziler bize uzak ve korkutucu geliyor ondan...
(C) Romandaki herifin kadın üzerinde bu kadar etkili olmasını kıskandık ondan...
(D) Özellikle 40 yaş kadınlarının bu romanı çok beğenmesi bir erkek olarak bilinçaltımızda özgür kadın korkusu yarattı ondan...
(E) Hepsi birden...
(F) Hiçbiri... 


YATAK SPORU FAYDALIDIR İŞTE İSPATI BU FOTOĞRAF
BİLİYORUM “yatak sporu” deyince aklınıza hemen muzır şeyler geliyor.

Dur be yahu, burada yatakta yapılan gerçek spor hareketlerinden söz ediyorum.

Kırık bilekle yatarken kilo alabileceğim söylenmişti.

Ayağımı kırdıktan sonra ilk defa önceki gün tartıldım.

Kırmadan önceki halime göre 2 kilo vermişim...

İşte size ispatı...

Dışta düşmanla savaşırken kendimizle barışma zamanı


Bu fotoğrafı önceki akşamüzeri çektirdim.

Ama çok disiplinli davrandım.

En önemlisi her gün yattığım yerde en az yarım saat spor yaptım.


EN FAYDALI DÖRT YATAK HAREKETİ
BİR: Yatar vaziyette sağ ve sol ayağı belden yukarı kaldırıp indirmek. (Her bacak için 20’şerli 4 set.)

İKİ: Eller ensede birleştirilerek, ayağı karna çekerken vücudu sağa ve sola yan mekik yaptırmak. (20’şerli 4 set.)

ÜÇ: Sırtüstü yatarak, eller ensede birleşmiş şekilde vücudun üst kısmını kaldırarak mekik hareketi. (20’şerli 4 set.)

Her 20 mekiğin sonunda vücut hafifçe kaldırılıp karın kaslarını içeri çekerek 10’a kadar sayma ve sonra 10 kere çok küçük mekik.

DÖRT: Yattığınız yerden 20’şerli 4 set halinde yukarı doğru ağırlık kaldırmak. (Ben 5’er kiloluk ağırlıklarla yaptım.)


YEMEK REJİMİ
İLK 3 HAFTA: Hiç alkol almadım. Sonradan akşamüzeri bir kadeh viski.

GÜNDE 2 öğün yemek yedim. Akşamüzeri erken yemeye dikkat ettim.

EKMEK: Fazla ekmek yememeye dikkat ettim.


BODRUM MEVSİMİNİ ŞİMDİDEN AÇAN ŞARKI
İNSANLARDA öyle bir bıkmışlık, öyle bir kaçmak duygusu var ki...

Bu yıl çok erken açılırsa kimse şaşmasın...

Şarkısı geldi bile...

Yüzyüzeyken Konuşuruz’un yeni şarkısı “Bodrum”u çok sevdim...

Şimdiden dinlemeye başladım.


VIVALDI SEVENLERE
VIVALDI’yi seviyorsanız... Hele hele “Dört Mevsim”i çok seviyorsanız...

Geçen hafta harika yeni bir yorumu albüm olarak yayınlandı.

Antonio Vivaldi: “The Four Seasons”. Solo kemanda Igor Malinovsky, Dresdner Residenz Orchester...

Özellikle “Violon Concerto in F MinörOp 8 No4, RV 297 Winter: III. Allegro” parçasını çok sevdim.

Yeni yaptığım “Classical New Top 20” listemde...


BU HAFTA BEĞENDİKLERİM
Berksan: “Ben”...

Dilek Türkan: “Nihayet Karşımdasın”...

Ali Barokas: “Yaşıyorum Sil Baştan”...

Rafet El Roman: “Özlerim”...

Güven Yüreyi: “Başka Biri”...

Hepsini Spotify’da “Ege Top 60 Şubat” listemden veya pazar günü Number One Türk FM’de saat 13.00’te yayınlanan Top 20 listemde dinleyebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları