Burnumuz elden gidiyor

Zeytinyağının sızma olup olmadığını belirlemek için sadece kimyasal analiz yeterli değil, insan burnunun da onayına ihtiyaç var.

Haberin Devamı

Zeytinyağının bu özelliği oldum olası çok hoşuma gider.
Hayvanlar aleminde koku alma yetisi hor görülen insan burnunun, kimyasal analiz karşısındaki zaferi heyecan verici.
İyi zeytinyağını nasıl anlarız sorusuna verdiğim klasik yanıt “koklayarak” olur.
Bu kısa yanıttan sonra doğuştan hepimizde olan koku alma yetimize güvenmemizden, mümkün olduğunca çok şey koklayarak koku hafızamızı geliştirebileceğimizden bahseder ve “Bakın insan burnu o kadar kıymetli ki, zeytinyağının kalitesini kimyasal değerlerle belirlemek yetmiyor, illa ki koklanması gerekiyor” diye anlatırım.
Mesela bal öyle değil.
Profesyonel bal tadımcısı, tek çiçek ballarının söz konusu çiçeğin özelliklerini ne kadar yoğun taşıdığını değerlendirir, karışık çiçek ballarında öne çıkan bazı çiçekleri hisseder, karışık çiçeğin aroma yoğunluğu ve çeşitliliğine göre balı değerlendirebilir.
Balın kalitelisini ayırt edebilir mutlaka, ancak bal tadımında insan burnu daha hedonist bir amaca hizmet eder.
Bal jürisinin tespit ettiğini polen analizliyle onaylamak gerekir.
Bal konusunda sahteciliği laboratuvar analizi olmadan anlamak imkansız.
Kaldı ki bazı sentetik ballar o kadar mükemmel yapılıyor ki artık, bu analizler bile yetersiz kalabiliyor.
Zeytinyağı öyle değil. İçi dışı bir.
İyi antrenmanlı bir burun; zeytinin başına ne gelmiş, nasıl yetişmiş, nasıl yağ olmuş, nasıl korunmuş, en ince detayına kadar anlayabilir.
Zeytin insan burnuyla sohbet etmeyi sever, her derdini anlatır, neşesini de...
Ancak zeytinyağı analizinde insan burnunun ayrıcalıklı hali çok uzun sürmeyecek gibi görünüyor.
Bu hafta okuduğum bir habere göre; Portekiz’in Braga Üniversitesi e-nose projesini hayata geçirdi.
Portekizli araştırmacıların uzun süredir üzerinde çalıştığı elektronik burun, AB’nin belirlediği beş kriteri yüzde 81 başarıyla değerlendirmeyi başardı.
E-burun, çoklu ürünlerden bir tanesini diskalifiye etmesinin beklendiği deneyde de yüzde 91 başarı gösterdi.
E-nose’un zaman içinde etiketleme ünitelerinde kullanılması hedefleniyor.
Bugün Avrupa’da zeytinyağının üzerine bu tür tanımları yazabilmek için resmi kurumlar tarafından akredite edilmiş tadım panellerinden geçmesi gerekiyor.
E-burun belki insan burnu kadar detaylı sohbet edemeyecek zeytinyağıyla ama başlıca hataları, sınıflandırılmaları kavrayıp duyu analizini otomatikleştirecek.
Makinelerin koku alabildikleri bir dünya ürkütücü.
Makineler bizden iyi hesap yapıyor, bizden iyi görüyor, daha iyi düşünüyor, bir de üstüne üstlük koku alıyorlar artık.
Biz yine de hayatımızdan koku antrenmanını eksik etmeyelim.
Ne olur ne olmaz, elektrik kesilir, program bozulur, internet olmaz...
Bizim burnumuz bir kenarda dursun.
Makinelerin hata payı var ama burnumuzun yok.
Zeytinyağında her zaman yeşil bitkileri çağrıştıran kokular arayarak yolumuzu bulabiliriz.
Yeşil domates, yeşil erik, çağla, enginar, yemyeşil otlar, yabani otlar, domates yaprağı, badem...
Zeytinyağı sıkımında sonuna kadar teknolojiyi destekliyoruz ama koklama işi yine de insan burnuna kalsın.
Akdeniz’in mucizesi yalnız bizim için kok yeşil yeşil...

Yazarın Tüm Yazıları