Dr. Nezih Karaca

Retinolün faydaları nelerdir?

23 Eylül 2020
Çoğu kişi cilt bakımında retinolü duymuştur, ancak çok az insan onun gerçekte ne işe yaradığını bilir. Retinol, retinoid ailesinin birçok üyesinden biridir. Retinoidler (A vitamininden türetilen bileşikler) çeşitli farklı formlarda gelir.

Retinol, dermatolojide mucize etkili bir içeriktir. Cilt bakımında da altın standart bir maddedir, çünkü yaşlı hücrelerin davranışını değiştirir, böylece daha genç bir şekilde hareket ederler. Cildin dokusunu pürüzsüzleştirir ve rafine eder, cildin parlaklığını arttırır ve yaşlanmayı tedavi eder.

Retinol, yaşlanmayı önleyici cilt bakım rutinlerine dahil edildiğinde, cilt yenilenmesini hızlandırmaya, kolajen üretimini artırmaya ve yaşlanma, düzensiz doku ve yaşlılık lekelerinin görünümünü azaltmaya yardımcı olur.

A vitamini topikal olarak retinol şeklinde uygulamak aşağıdaki faydaları gösterir:

1. Minimize edici etkisi nedeniyle kırışıklıkları önler, mevcut ince çizgileri ve kırışıklıkları yumuşatır.

2. Hücresel düzeyde pul pul dökerek donuk cildi aydınlatır, bu da daha parlak ve pürüzsüz bir cilt ortaya çıkarır.

Yazının Devamını Oku

Yaşlanma karşıtı ürünler

17 Eylül 2020
Cildin neden yaşlandığını anlamak için cildin biyolojik yapısını bilmek gerekir. Epidermis denen cildin en üst katmanı dört ayrı katmandan meydana gelmektedir. Birisinin cildine baktığınızda, ışığı yansıtan hücrelerden oluşmuş en üst katmanı görürsünüz. Bu üst katman pürüzsüz olduğunda, ışığı eşit miktarda dağıttığı için cilt yüzeyinin sert olduğu zamana göre daha düzgün ve parlak görünür.

Epidermisin en alt kısmında, diğer tüm cilt hücrelerini üreten bazal hücre adındaki ana hücreler vardır. Bu ana hücreler bölünerek, epidermisin en üst seviyelerine kadar çıkan yavru hücreleri şekillendirir. Seyahat ederlerken, yaşlanırlar ve en nihayetinde ölürler, böylece üst katman, 26 günle 42 gün arası sürecek hücre döngüsü denen bir işlemden geçerek kendiliğinden pul pul dökülen ölü hücrelerden oluşur. Hayatın 30'lu ve 80'li evrelerinde, hücre döngüsü gençlikteki hızına oranla yüzde 30’la 50 arası yavaşlar. Yani, daha yaşlı ciltler kendilerini daha yavaş yenileyerek pürüzsüz bir yüzey yerine pürüzlü yüzeyli hücreler şekillendirir.

En üstteki hücreler nemi saklayan doğal nemlendirici bir faktör içerirler. Vücut kuru bir ortama olan tepkisini daha fazla DNF üreterek koyar, ama üretimin hızlanması birkaç gün alacağı için, cildiniz yardım gelene kadar oldukça nemsiz kalabilir. Bu yüzden kuru bir ortamda cildinizi nemlendirmek çok önemlidir. Epidermisin ortasında hücreler tarafından salınan maddeler, cilt hücrelerini saran ve cildin nemli kalmasını sağlayan lipidlerden (yağlar) oluşmuş koruyucu bir tabaka meydana getirirler. Parmaklarınız ve ayakuçlarınız daha az lipid içerdiği için, bacaklarınız kadar suya dayanıklı değillerdir, bu yüzdendir ki parmaklarınız ve ayakuçlarınız suya girdikten sonra kuruyup buruşuk buruşuk olurken, bacaklarınız olmaz. Cildinizin soğuk havalarda çatlamasının nedeni soğuyan lipidlerin sertleşmesi ve hareket kabiliyetinin azalmasıdır. En iyi nemlendiricilerin amacı bu önemli lipidlerin miktarını artırarak cildinizin nem depolamasına yardımcı olmaktır.

Doğru cilt bakım ürünlerini kullanarak cilt bariyerini tedavi etmek bir takım cilt hastalıklarının iyileşmesini sağlayacaktır. Yağlı asit ve kolesterol gibi temel besin maddelerini katmak gerekli yapı taşlarının üretilmesini sağlar. Yeterli besin alamamak cildinizin kendisini tedavi etme ve yenileme yeteneğini zayıflatabilir, kolesterol düşürücü ilaçlar alan insanların kuru bir cilde sahip olmasının nedeni budur.

Yaşlanma karşıtı ürünler nasıl seçilmelidir?

Öncellikle güneşten korunmak gerekir. Düzenli olarak cildinize uygun ve koruma faktörü yüksek güneş kremi kullanılmalıdır. Retinol bulunan içerikler kırışıkların oluşumunu engellemeye yardımcı olur. Ciltte sürekli olarak kullanıldığında, antioksidanlar dışarıdan yaşlanmanın sebep olduğu bazı sorunları engelleyebilir.

Kırışık önlemenin hedefi, stres ve yaşla azalan üç önemli yapısal içerik olan hyalüronik asidi (HA), elastini ve kollajen kaybını durdurmaktır. Bazı yaşlanma karşıtı ürünler bu içeriklere sahiptir ve onları cilde tekrar vermeyi hedefler, ancak moleküllerin topikal olarak emilebilmesi ve çok büyük olanlar için bu mümkün değildir.

Topikal formüllere eklenen hyalüronik asit cilde su sağlayabilir, fakat cilde nüfuz edemez ve kendiliğinden oluşan hyalüronik asidin yerini alamaz. Sadece bazı ürünlerde bulunan düşük moleküler ağırlıklı hyalüronik asitler cilt altına nüfus edebilir. Keşke ciltteki kollajenin yerini alabileceğini iddia eden her kollajen içerikli cilt kremi ve ciltteki hyalüronik asit miktarını arttırdığını iddia eden her hyalüronik asit ürünü gerçek olsaydı.

Cildin kendi kollajenini, elastinini ve hyalüronik asit üretmesi için cildi harekete geçiren topikal faktörler daha etkilidir. Retinoidlerin, C vitaminin ve bakır peptidlerin kollajen sentezini arttırdığı görülmüştür.

Yazının Devamını Oku

Yaz mevsiminde cilt bakım önerileri

9 Eylül 2020
Yaz, cildiniz için tam bir sınama dönemidir. Parlayan güneş ve kavurucu sıcaklık, özellikle cildiniz için affedici olmayabilir. Kirlilik ve diğer çevresel etmenler cildinizin doğal ışıltısını alarak yağlı, mat ve lekeli bırakır.

Yaz aylarında sıcaklık artışı, nem ve ısı ile birleştiğinde yağ bezlerinin aktivitesini artırabilir. Bu, yağlı cildin daha yağlı görünmesine ve kuru cildin pürüzlü ve yamalı görünmesine neden olur. Güneş ışınlarının yoğunluğu da daha fazla melanin pigmenti üreterek bronzlaşmaya neden olur. Herkes daha fazla melaninin daha koyu cilt anlamına geldiğinin farkında olsa da, çok az güneş yanığı olan cildi bile yaşlanma ve kanserle ilişkilendirir. Isı ayrıca gözeneklerin daha fazla açılmasına neden olabilir, bu da kir ve yağla tıkanarak bakterileri hapsedebilir; akne, sivilce ve lekelere neden olabilir.

Peki, ne yapılmalı?

Kış ile yaz aylarında yüz yıkama şeklinizin değişmesi gerektiğini unutmamalısınız. Kış aylarında, besleyici bir yüz yıkama işe yararken, yazın cildinizdeki fazla yağı çekecek bir yüz yıkamaya ihtiyacınız var. Kuru cildiniz varsa köpürmeyen bir temizleyici kullanın. Bu, karma ciltler için de ideal olacaktır. Cildinizi temiz ve tazelenmiş tutmak için gün içinde bol bol yıkayın.

Yaz aylarında iyi bir antioksidan seruma yatırım yapın. Antioksidan serum cildinizi nemlendirmekle kalmaz, aynı zamanda cildinizi çevresel hasarlardan da korur. Kollajen üretimini artırmaya yardımcı olur ve cilt hasarını önlemek için zararlı serbest radikalleri temizler. Antioksidanları diyetinize de ekleyerek cilt bakımı rejiminize dahil edebileceğinizi unutmayın. Daha genç görünen bir cilde sahip olmak için turunçgiller, yeşil ve yapraklı sebzeler, yeşil çay, kabuklu yemişler ve tam tahıllar alın.

Yazın cildinizin neme ve hidrasyona ihtiyaç duyduğu zaman olduğunu unutmayın. Haftada birkaç kez kullandığınız iyi bir nemlendirici maskeye yatırım yapın. Önce yüzünüzü yıkayın ve cildinizi onarmak, nemlendirmek ve yatıştırmak için geceleri belirtildiği gibi maskeyi uygulayın. Bir maske kuruluk, akne, yağ gibi belirli cilt durumlarını tedavi edebilir. Uygun maskeyi seçin ve 10 dakikanızı cildinizdeki stresi, yorgunluğu ve lekeleri temizlemek için harcayın.

Peeling, daha parlak ve pürüzsüz bir cildin anahtarıdır. Donuk cilt kalıntılarını temizler ve ölü hücreleri arındırır. Peeling sadece yüzünüz için değil tüm vücudunuz için gerekli olduğunu unutmayın. Bununla birlikte, cildinizi peeling yaparken nazik olduğunuzdan emin olmalısınız. Fazla peeling yapmayın çünkü cildiniz morarır ve sonunda kızarıklıklar yaşayabilirsiniz. Hassas cilde sahip kişiler, ciltte hassas olan hafif peeling malzemelerini tercih etmelidir.

Yaz aylarında güneş kremi en iyi arkadaşınız olmalıdır. Geniş bir ultraviyole spektruma sahip olanı seçin (30-50 SPF arasında ve UVA ve UVB ışınlarını kapsayan). Bütün günü güneşte geçiriyorsanız her üç saatte bir tekrar uygulayın. Ellerinizi, ayaklarınızı, omuzlarınızı ve boynunuza da sürmelisiniz.

Yaz aylarında makyajı azaltmanız gerekir. Cildin daha iyi nefes alması için minimum yüz makyajı yapın. Nem ve ısı, cildin nefes alma ve onu strese sokma yeteneğini baskılar. Yüzde ağır makyajdan kaçının.

Yazının Devamını Oku

Güneş lekesi nasıl geçer?

4 Eylül 2020
Güneş lekeleri (melazma) türü lekeler doğuştan olmayan genellikle yüzde görülen kahve renkli oluşumlardır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Yüz bölgesinde sıklıkla iki taraflı ve simetriktir. Güneş lekesi histolojik olarak yüzeysel, derin ve karışık tip olarak ikiye ayrılır. Yüzeysel güneş lekeleri tedaviye daha iyi yanıt verir. Güneşlenme, hamilelik, hormon tedavileri ve doğum kontrol hapları güneş lekesini tetikler.

Güneş lekesi oldukça yaygın bir problemdir. Genç kadınlarda görülme oranı yüksektir. Koyu tenli kişilerde daha sık ortaya çıkar. Nedeni bilinmemektedir. Güneş lekesi olan kişilerde tiroit hastalıkları sıklıkla görülebilir. Ancak güneş lekesi ve tiroit hastalıkları arasında kesin bağlantı kurulamamıştır.

Yüzdeki güneş lekeleri genellikle üst dudak, yanaklar ve alın gibi güneşe açık bölgelerde gözlenir. Nadiren çene ve ön kollarda oluşabilir. Deriden koyu renkli, düzensiz, sınırlı ve kabarık olmayan lekeler şeklinde kendini gösterir. Derin tip güneş lekesi mavi gri, karışık tip güneş lekesi kahve gri renk verebilir. Güneş lekesi genellikle yaz aylarında ve solaryum sonrasında koyulaşma eğilimi gösterir.

Wood’s lamb (ultraviyole lamba) güneş lekesinin derinliğini tespit edebilir. Wood’s lambası ile leke belirginleşiyor ise yüzeysel, değişiklik olmuyorsa derindir. Güneş lekesi yani melazmalı hastaların sürekli geniş spektrumlu güneşten koruyucu kullanmaları ve solaryum benzeri yapay ışık kaynaklarından uzak durmaları gerekir. Hormon ilaçları ve doğum kontrol hapları çok gerekmedikçe kullanılmamalıdır.

Yüzdeki güneş lekeleri nasıl geçer?

Güneş lekesi tedavisinde sürülerek kullanılan leke kremleri, ağızdan alınan antioksidan haplar, lazer tedavileri ve kimyasal peelingler tek başına veya birlikte kullanılabilirler. Güneş lekesi şikayeti olanların düzenli olarak yaz kış, gün içinde 4 saatte bir en az 30 faktörlü güneşten koruyucu ürünler kullanmaları gerekir. Ayrıca güneşten koruyucu kullanırken bile çok fazla direk güneşe maruz kalınmamalı, gölgede durmaya özen göstermeli ve şapka, gözlük takılmalıdır. Güneş lekesi yani melazma tedavisinde dikkatli olunmalıdır. Leke tedavisi yapılırken çok agresif tedavilerden kaçınmak gerekir lekeyi tetikleyebilir.

Güneş lekesinde uygulanan işlemler; lazer tedavileri, leke açıcı kremler, kimyasal peeling ve enzimatik peeling, mezoterapi-PRP tedavileridir.

Leke tedavisinde kullanılan lazerler, soyarak veya renk hücrelerini tahrip ederek etkili olmaktadır. Intense pulsed light (IPL), Pulsed dye lazer (510 nm), Q- switched ND: Yağ lazer (1064 nm) ve fraxionel lazerler…

Lazer tedavileri, bu tür lekelerde kullanılabilir. Ancak dikkatli olunmalıdır. Lekelerde artış veya kısa sürede lekelerde tekrar görülmektedir.

Yazının Devamını Oku