Dr. Nezih Karaca

Lazer epilasyon tipleri ve dikkat edilmesi gerekenler

26 Ocak 2021
Alexandrite tipi lazerlerin üzerinde güçlü bir soğutma sistemi bulunmaktadır. Bu sistemde basınçlı soğuk bir gaz lazer atışı yapılan cilt bölgesini soğutur. Soğutma işlem esnasında acı duymamanızı sağladığı için yüksek enerjiyle kıl kökleriniz yakarak en etkili sonucun alınmasını sağlar. Bu başarının önemli parçasıdır.

Bunun haricinde Diod lazer ve Nd:YAG lazer de kullanılmaktadır. Diod ve Nd:YAG lazerler tüm uygulamalarda tercih edilmemesine rağmen bazı durumlarda daha etkili olduğu yerler bulunmaktadır. Alexandrite 755nm gibi bir dalga boyuna sahipken diod lazer 810nm dalga boyuna, Nd:Yag lazer 1064nm boyuna sahiptir. Bu bize özellikle faklı derinliklerdeki kıl köklerine ulaşma şansı verir. Ayrıca koyu tenli kişilerdeki ince yüz tüyleri gibi bazı özel durumlarda diod lazerin çok daha etkili olduğu alanlar mevcuttur. Ek olarak geniş dalga boyu ile atış yapan IPL yYoğun atımlı ışık) uygulaması da epilasyon amaçlı kullanılan cihazlardandır. Daha iyi sonuçlar almak için farklı dalga boylarında lazerler kullanmak gerekebilmektedir. Hangi lazerin size uygun olduğunu anlamak için cilt tipi ve kıl tipini görerek değerlendirmek, gerekirse kombine tedaviler yapmak en doğrusudur.

Lazer epilasyonun çalışma prensibi, kıl köklerine ısı ileterek bu alanlarda kalıcı bir tahribat yaratmaktır. Kıllara rengini veren melanin, ısıyı emer ve kıl köklerine iletir. Böylece kıl kökü artık işlevini yerine getiremez hale gelmiş olur. Zerre atışlar sayesinde cilde ulaşan lazer ışığı, kıl köküne yoğunlaşarak saniyelik süreler içinde, kılda çok büyük bir ısı oluşturur. Bu sırada, etrafındaki dokulara zarar vermeden sadece kıl kökünü ve kıl kökünü besleyen damarları ve uykuda bekleyip, yakın zamanda tekrar çıkacak olan kıl köklerini de tahrip eder. Bu şekilde art arda yapılan seanslar sonrasında lazer epilasyon yapılan bölge tüylerden arındırılmış olur.

Dikkat edilmesi gerekenler

Alexandrite lazer uygulamalarında enerji kıl kökünde ısıya dönüştüğü için biraz acı hissedilmektedir. Bu nedenle uygulama yapılan lazer başlıklarına soğutucu bir aparat daha ilave edilmektedir. Bu soğutucu başlıkla birlikte hissedilen acı düzeyi önemli ölçüde azalmaktadır. Seans sayısı kişiden kişiye ve uygulanan bölgeye göre değişmektedir. Tedaviden önceki hafta içinde ağda, sir ağda ve cımbız gibi yöntemler kullanmayın. Çünkü lazerin etkileyip yok edeceği kıl kökünü koparmış olursunuz. Bu da lazerin etkisini azaltır. Tedaviden bir veya iki hafta önce güneşlenmeyi azaltın. Bronz ten lazerin etkinliğini azaltır. Lütfen tedaviden bir gün önce veya tedavi sabahı tıraş olun veya tüyleri kesin. Bu yol deriyi daha az hassas kılar. Deri üzerindeki uzun kıllar lazer enerjisini emer ve enerjiyi israf ederek kıl köküne gitmesi gereken enerjiyi azaltır. Ayrıca bu kıllar yanık ve deri tahrişi olasılığını artırır.

Lazer sonrası kızarıklık, eve ulaştığınızda gerilemiş olacaktır. Bazı ciltler hassastır ve işlem sonrası kuruluk hissedilebilir. Bu durumda nemlendirici kullanılabilir. Tedaviden sonra bir veya iki hafta kadar güneşlenmemelisiniz. Lekelenmeler olabilir. En az 30 faktör içeren güneşten koruyucu kullanmalısınız.

Yazının Devamını Oku

Göz altı dolgusu kimler için uygundur?

22 Ocak 2021
Göz altı ışık dolgusu göz altlarında morluk veya koyu halkalar olan ve bunlardan rahatsız olan kişiler için uygun bir seçenektir.

Göz altı morlukları ya da siyah halkalar toplumda oldukça yaygın bir problem olarak karşımıza çıkar. Tıbbi açıdan bir zararı olmasa da kişiyi olduğundan yaşlı ve yorgun göstererek estetik problem oluştururlar.

Gözaltı morluklarının sebepleri nelerdir?
Atopik dermatit ya da allerjik nezle (saman nezlesi) alerjik hastalıkları olanlarda görülebilir. Kaşıntılı deri hastaları kaşımaya bağlı olarak damar içindeki alyuvarların damar dışına çıkmasına ve bölgede hemosiderin denilen renk maddesinin birikimine sebep olurlar. Yine kronik sinüzit ve alerjik solunum yolu hastalıkları bölgedeki toplardamarlarda kan birikimine sebep olarak göz altı morluklarına sebep olabilirler.
Genetik yapı da etkili bir rol oynar. Bazı ailelerde gözaltı morluklarına daha sık rastlanabiliyor. Yaşam biçimi ve alışkanlıklar genel sağlık kadar fiziksel görünüm üzerinde oldukça etkilidir. Sigara, alkol ve kafein tüketimi, uykusuzluk gibi sebepler göz altı morluklarının artmasına yol açabilir.

Yaşlanmaya veya diğer sebeplere bağlı olarak derinin içindeki kolajen ve yağ kaybı sonucu kılcal damarların deri yüzeyine yaklaşarak daha görünür bir hale gelmesi göz altlarında koyuluk oluşmasına sebep olabilir. Güneş ışınları deride ana renk maddesi olan melanin üretimini arttırarak gözaltı morluklarına (koyu göz halkalarına) yol açabilir.

Yazının Devamını Oku

Geniş dalga boylu ışık (BBL teknolojisi) nedir ve hangi durumlarda etkilidir?

13 Ocak 2021
Geniş dalga boylu ışık (BBL teknolojisi); benign pigmentli lezyonlar, kutanöz lezyonlar, kutanöz vasküler lezyonlar, saç azalması ve püstüler iltihaplı akne vulgaris için uygulanan ve gen ekspresyonunu değiştirerek anti-aging yani yaşlanmayı durdurmaya yardımcı olan bir tedavi tekniğidir.

Yapılan çalışmaların sonunda bu teknolojiyle hastaların gerçek yaşlarından 11 yaş daha genç göründüğü görülmüştür. Hatta tedaviye başlamadan önceki hallerinden bile daha genç göründükleri tespit edilmiştir. İhtiyaç duyulan tedavi sayısı hastadan hastaya değişiklik gösterir ve doktorunuz sizin için gerekli olan iyileştirme seviyesine dayalı size özel bir tedavi planı gerçekleştirir. Ayrıca gerekli görüldüğü durumlarda, sonuçlarınızı optimize etmek için tedavinizi diğer popüler estetik prosedürleriyle de birleştirebilir. Yılda en az bir kez olmak üzere düzenli tedavi gören hastalar, BBL teknolojisiyle ilk başladıkları andan on yıl daha genç göründükleri ispatlanmıştır.

Geniş dalga boylu ışık tedavisi için kimler uygun adaydır?
Cildinden leke, kırışık, rozasea, akne, kılcal damar çatlağı gibi cilt problemi olan ve bu sorunlardan kurtulmak isteyen herkes BBL tedavisi için uygun adaydır. Doktorunuz cildinizdeki var olan soruna göre tedavi planı hazırlar. Güneş ya da solaryum aracılığı ile bronzlaşmış cilde sahip kişiler için bu tedavi uygun değildir. Bu kişilerin bu tedavinden faydalanmaları için ciltlerinin doğal rengine dönmesini beklemeleri gerekir. Hamileler ve başka bir tıbbi cilt problemi olan kişiler için de tavsiye edilmemektedir.

BBL teknolojisi, sadece bir güzellik bakımı değildir. Bu önleyici bir rejimdir ve muhtemelen herkesin kendi cildinde yapabileceği en iyi yatırımdır. Neredeyse her cilt türüne sahip hem erkek hem de kadınlar, güneşin, yaşlanmanın ve çevresel faktörlerin kendilerine vereceği zarara karşı koruyarak zamanın yıpratıcı etkilerini karşı koyabilirler. Aslında yaşlanmanın etkilerini durdurmak için en iyi zaman oluşmaya başlamadan öncedir.

Yazının Devamını Oku

Altın oranın güzellikteki önemi nedir?

7 Ocak 2021
Avrupa Rönesansı sırasında, ünlü sanatçılar ve mimarlar, başyapıtlarını haritalamak için "altın oran" olarak bilinen bir denklem kullandılar. Binlerce yıl sonra, bilim adamları bu matematik formülü neden bazı insanların daha güzel göründüğünü açıklamaya yardımcı olmak için benimsedi.

Altın oranın insanlık, bilim ve sanat tarihinde oynadığı rolü büyüktür. Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından 3 bin yıl kadar önce bulunmuş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır. Mısır piramitleri ve Atina’daki Parthenon Tapınağı’nda da bu oran bulunur. Rönesans sanatçılarından Leonardo da Vinci de tablolarında ve heykellerinde denge, oran ve estetik güzelliği elde etmek için bu oranı sıklıkla kullanmıştır. En meşhur eserlerinden Mona Lisa portresi de altın orana göre tasarlanmıştır.

Sonuç olarak güzellik kavramının ölçülmesinde altın oran uygulaması esas alınır. Altın oran; büyüğün küçüğe olan oranının, büyüğün bütününe olan oranıyla eşit olması anlamına gelir. Yeryüzündeki her şeyde bir altın oran bulunmaktadır. İnsan DNA’sında, hayvanlarda, yapılarda, sanatta, müzikte, estetik cerrahide, hatta bir istiridye kabuğunda bile...

Altın oran nasıl hesaplanır?

Altın oran, en yalın anlamıyla "göz nizamının oranı" olarak tanımlanır. Altın oranın elde edilmesi için çok sayıda yaklaşım ve yöntem bulunmaktaysa da, en genel formül şudur: Bir doğru parçası öyle iki parçaya ayrılmalıdır ki, küçük parçanın büyüğe oranı, büyük parçanın bütüne oranına eşit olsun. Bu durumda yaklaşık 1,618 değeri bulunur.

Estetik cerrahide simetri, oran ve denge önemlidir. İnsanın hem yüzünde hem de bedenindeki güzelliğini belirleyen şey, altın oran kavramıdır.

Estetik cerrahlar operasyonlarında ideal tasarımı bir takım ölçümler yaparak belirleyip, operasyonları bu ölçütleri göz önünde bulundurarak gerçekleştirmektedir.

Örneğin; altın orana göre gözlerin arasında bulunan uzaklığın, kulaklar arasındaki uzaklığın yarısı kadar olması gerekiyor. Aynı zamanda dudaklar ile gözler arasındaki uzaklığın da, saçların başladığı nokta ile çene arasındaki mesafenin 3’te biri kadar olması gerekmektedir.

Burnun taban genişliği ile ağzın genişliğinin, burun deliklerinin genişliği ile burnun taban genişliğinin, burnun uzunluğu ile burnun yüksekliği arasında olması gerekmektedir.

Yazının Devamını Oku

Çene hattı dolgusu hakkında her şey

22 Aralık 2020
Çene hattının veya çenesinin görünümünden memnun olmayan kişiler o bölgede bir değişiklik yaparak belirginlik kazandırmak isteyebilir. Enjekte edilen bir dermal dolgu türü olan çene dolgusu, cerrahi müdahale gerektirmeyen bir çözüm sağlar.

Yumuşak görünümlü bir çene ve çene hattı, yaşınız veya genetiğinizden kaynaklanabilir. Çene dolgusu, özellikle profilden bakıldığında bu alana bir tanım, simetri, denge veya kontur ekler. Ancak tüm dolgu ve uygulamalardan aynı sonuçlar elde edilemez. Hoşunuza gitmeyecek sonuçlardan kaçınmak için çene dolgusunun neyi başarıp başaramayacağını anlamak önemlidir.

Çene hattı dolgusu nedir?

Çene dolgusu, cilde enjekte edilerek hacim sağlayan, hyaluronik asit veya kolajen üretimini uyaran jellerdir. Bu işlem, çene çevresindeki sarkık cilt ve kemik kaybının görünümünü azaltabilir. Çene dolgusu alt yüzde yaşa bağlı hacim kaybının etkilerini azaltmak, daha oval görünümlü bir çene hattı oluşturmak, alt çene görünümünü azaltmak, çene hattını çevreleyerek daha keskin bir görünüm yaratmak, asimetrik olan çene çizgisini dengelemek, çeneyi güçlendirmek veya orantı eklemek ve yüz için güçlü bir çerçeve sağlamak amacıyla uygulanabilir.

Çene dolgusu işlemi aynı zamanda cerrahi olmayan çene hattı şekillendirme olarak da adlandırılır. Bu, yalnızca uzman bir doktor tarafından yapılması gereken minimal invaziv bir kozmetik işlemdir.

Alt çene boyunca stratejik olarak enjekte edildiğinde, dolgu maddeleri çene hattı ile boyun arasında daha belirgin bir ayrım oluşturur. Çene dolgusu yüze daha keskin bir açı verir ve bu da yüzün daha zayıf görünmesine yardımcı olur. Asla abartılı görünmeyen ince bir değişiklik sağlar. Dolgu malzemesi olarak ise çeşitli malzemeler kullanılabilir.

Etkisi ne kadar sürer?

Çene dolgusu sonuçları anında görülür. Sonuçlar kişiden kişiye ve kullanılan malzemenin kalitesine göre 2 yıla kadar devam edebilir. Tekrar eden uygulamalarda bu süre daha uzayabilir. Çene dolgusunun ömrünün korunmasına yardımcı olmak için güneş kremi kullanarak cildinizi UV ışığından ve güneşten korunabilirsiniz. Cildinizi düzenli olarak nemlendirebilirsiniz. Bol su içerek cildinizi nemli tutabilirsiniz. Sağlıklı beslenebilir, stresi azaltabilirsiniz.

Acı verir mi?

Yazının Devamını Oku

Dövme silme işlemi nasıl yapılır?

15 Aralık 2020
Günümüzde pek çok insan dövme yaptırıyor. Dövme yaptırırken tek kullanımlık iğnelerin kullanılmasına bağlı olarak dövme yaptırmak hiç olmadığı kadar güvenli hale geldi. Ancak dövmeli insanlar ve yaptırmayı düşünenler bir gün artık istemeyebilecekleri olasılığına dikkat etmelidir. Araştırmalar dövmeli insanların yüzde 50'sinin bir gün onları çıkarmayı düşüneceğini gösteriyor.

Günümüzde dövmeleri silme konusunda hastaların her zamankinden daha fazla seçeneği var. Lazerlerdeki yeni teknikler, sonuçları iyileştirmiş, riskleri azaltmış ve bu teknolojiden yararlanabilecek hasta yelpazesini genişletmiştir. Hastalar, dövme sildirmek için özel deneyim ve ekipmana sahip bir uzman bulmaya dikkat etmelidir.

Derinin üst tabakasındaki veya epidermisteki yırtıklardan derinin dermal tabakasına bir dövme pigmenti sokulur. Şu anda dövme sildirmek için üç tür lazer mevcuttur. Bu lazerlerin her biri farklı pigment renkleri ve bileşikleri üzerinde çalışır. Bu nedenle, belirli bir dövmenin doğasına bağlı olarak bir veya birkaç lazer kombinasyonu kullanılabilir.

Çok kısa darbelerde lazer ışığı, dövme mürekkebinin rengi tarafından seçilerek emilir. Bu yüksek enerji, dövme mürekkebinin daha sonra vücudun bağışıklık sistemi tarafından uzaklaştırılacak olan daha küçük pigment parçacıklarına bölünmesine neden olur. Ayak bileğinde küçük bir balık veya sırtın yarısını kaplayan büyük bir tasarım olsun, çoğu durumda lazer tedavileri dövmenin yüzde 90 ila 95'ini kaldırabilir ancak dövmenin büyüklüğüne göre çoklu seans gerekli olabilir.

Dövme sildirme işleminden önce güneşten yanan deri lazer tedavisine daha güçlü tepki vereceği için hastalara dövme sildirme işlemi yaptırmadan önce güneşe çıkmaması önerilir.

Yazının Devamını Oku

Fransız askısı nedir, kimlere uygundur?

7 Aralık 2020
40 yaşından itibaren yüz, yanaklar ve gıdı sarkmaya başlayarak yaşlılık belirtileri göstermeye başlayabilir. Fransız askısı, orta yüz ve yanak sarkıklığı olan hem erkekler hem de kadınlar için mükemmel bir tedavi yöntemidir. Lokal anestezi altında gerçekleştirilen en iyi minimal invaziv mini yüz germe tekniğidir.

Başın yan tarafında saç çizgisine gizlenen küçük delikler açılır, daha sonra ipler küçük deliklerden nazikçe yerleştirilir. Bu ipler, uzun yıllardır zaten kullanılmakta olan saf silikondan yapılmaktadır.

İpler iğneli olmadığından çevre dokuya zarar gelmez. İpler, altta yatan dokuları bir düğüm içinde tutar, hafif bir gerginlikle sarkan yanakları kaldırır ve yeniden konumlandırır, dokuları yerinde tutturur.

Alt yüz ve boyun bölgesindeki ağır bir alt çene veya gevşek doku nedeniyle yüz germeye ihtiyacı olan hastalarda, ideal bir Fransız askısı farklı yüz bölgelerini çok doğal bir şekilde harmanlayarak dengeli bir gençleşme ortaya çıkarır. İşlem genellikle 1-1,5 saat sürer ve sonrasında evinize gidebilirsiniz. Bazı morarma ve şişliklerle birlikte yaklaşık 7-10 gün içerisinde iyileşme hızlı bir şekilde gerçekleşir. İplerin yerleştirildiği bölgede hafif gamze şeklinde bir büzüşme işlemden hemen sonra meydana gelse de bu durumda maksimum 3 haftada kaybolur.

Nelere dikkat edilmelidir?

24-48 saat sonra çıkarılabilen çok küçük birkaç steril bant dışında pansuman gerekmez. İşlemden 3 gün sonra saçınızı yıkayabilirsiniz ancak saçınızı boyayacaksanız bunu işlemden bir hafta önce yapmalısınız.

Fransız askısı yüz yorgunluğunuzu silerek size 5 yıla kadar doğal ve genç bir görünüm kazandırır. Şimdiye kadar hiçbir yan etki görülmemesi onu en güvenli yaşlanma karşıtı çözümlerden biri haline getiriyor.

İşlemden sonra 1-2 hafta boyunca sürebilen geçici bir morarma ve şişlik normaldir. Enfeksiyon çok nadir olmasına rağmen, ameliyat sonrası antibiyotik tedavisi önerilmektedir. Bölgede küçük bir hassasiyet olabilir, ancak genellikle birkaç hafta içinde geçer ve nadiren 6 haftaya kadar sürebilir.

Fransız askısı aynı zamanda ağız kenarı çukurlarını, nazolabial kıvrımlarını, ifade çizgilerini ve yanakları düzeltmek için idealdir . Sarkan yüz dokusunu yeniden konumlandırarak genç yüz hatlarını eski haline getirir. Fransız askısının etkisi 4 ila 7 yıla kadar sürer.

Yazının Devamını Oku

Göz altı morluklarına yaklaşım nasıl olmalıdır?

4 Aralık 2020
Alt göz kapaklarının altındaki koyu halkalar hem erkeklerde hem de kadınlarda oldukça yaygın bir durumdur. Genellikle gözaltı torbalarının eşlik ettiği koyu halkalar, olduğunuzdan daha yaşlı görünmenize neden olabilir. Herkeste görülmeleri mümkün olsa da yaşlılarda, genetik yatkınlığı olanlarda ve daha koyu bir cilt tonuna sahip kişilerde daha sık görülür.

Bu durum için en mantıklı açıklama yorgunluk gibi görünse de, göz altındaki koyu halkalara neden olabilecek bir dizi faktör vardır. Çoğu durumda, endişe yaratıcı bir durum ortaya çıkarmazlar ve tıbbi yardım gerektirmezler.

Koyu halkalara katkıda bulunan bir dizi faktör vardır. Bazı yaygın nedenleri şunlardır:

Yorgunluk

Fazla uyumak, aşırı yorgunluk veya normal yatma saatinizden daha geç yatmak, gözünüzün altında koyu halkaların oluşmasına neden olabilir. Uyku yoksunluğu cildinizin donuk ve solgun olmasına neden olarak cildinizin altındaki koyu dokuların ve kan damarlarının görünmesine neden olabilir. Uyku eksikliği, gözlerin altında sıvı birikmesine ve gözlerin kabarık görünmesine neden olabilir. Sonuç olarak, gördüğünüz koyu halkalar aslında kabarık göz kapaklarınızın oluşturduğu gölgeler olabilir.

Yaş

Doğal yaşlanma, gözlerinizin altındaki koyu halkaların bir başka yaygın nedenidir. Yaşlandıkça cildiniz incelir. Ayrıca cildinizin elastikiyetini korumak için gereken yağ ve kolajeni de kaybedersiniz. Bu meydana geldiğinde, cildinizin altındaki koyu kan damarları daha görünür hale gelir ve gözlerinizin altındaki alanın kararmasına neden olur.

Göz yorgunluğu

Televizyonunuza veya bilgisayar ekranınıza bakmak, gözlerinizin ciddi şekilde gerilmesine neden olabilir. Bu gerilme, göz çevrenizdeki kan damarlarının genişlemesine neden olabilir. Sonuç olarak, gözlerinizi çevreleyen cilt koyulaşabilir.

Yazının Devamını Oku