Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

Okullar açılıyor, eğitimin halleri...

Yaz da pılısını pırtısını toplayıp gidiyor, mevsim artık sonbahar…Eylül ayına giriyoruz.

Haberin Devamı

Bir yandan kayıt telaşı ‘tatlı bir mutluluk’ olmaktan uzakta kalıyor. İyi bir okul, kayıt parası, bağış, servis ve yemek meselesi yıllardır sorun olarak velilerin karşısında duruyor.
İlk, orta, yüksek eğitim ve öğretimde 20 milyonun üzerinde çocuğumuz, gencimiz okuyacak.
50 KİŞİLİK SINIF
Sınıflar kalabalık, okullar yetersiz,
Bursa’nın merkezinde bile 50 kişilik sınıflar var.
Sıkıntısız şehir yok…
Öğretmenler de dertli, veliler de… Hatta öğrenciler de.
Eğitim kalitesini değil, ‘kayıt parası var mı, yok mu?’ diye tartışıyoruz!
Öğrenci anne babası olmak çok maliyetli, yük çok ağır…

*

Kalabalık sınıfta yeterli eğitim olmaz.
Bahçesiz bir okulda öğrenci, fiziksel ve ruhsal gelişimini tamamlayamaz.
Spor salonu olmayan okulda gelişimden bahsedilemez.
Laboratuvarız eğitim, öğretim, bilim ve sanat yapılamaz.
Yetersiz beslenme ile öğrenme gerçekleşemez, öğrenciler kantinlerin insafına terk edilemez.
Böyle yerlere okul denilemez!..
Ayrıca öğretmenlerin mutsuz olduğu bir okulda öğrenci ve aileler mutlu olabilir mi?..

*

Haberin Devamı

Okullar açılıyor.
Bilinen şeyler konuşuluyor.
Basit işleri kördüğüm yapmakta üzerimize yok!

*

Şu kadar okul yapıldı, bu kadar para harcandı, ne denilirse denilsin eğitim sorunlu arkadaş, eğitim hasta!..
Çare diye getirilen her model kısa bir süre sonra terk ediliyor, çünkü yöneticiler eğitim için uygun olanı değil ‘hayallerini gerçekleştirmek istiyorlar!’

EĞİTİMCİ, SENDİKA, VELİ

Eğitimciler, sendikalar, veliler, akademisyenler ve öğrenciler; karar alma süreçlerine katılmalı, fikirleri sorulmalı…
Yıllardır sürdürülen ‘ben yaptım oldu’ metodu terk edilemezse, kolektif akla, işbirliğine, zamanın ruhuna uygun davranılmazsa eğitim düzeyi, ne yazık ki yerlerde sürünmeye devam eder…

*

‘Üniversite meselesi’ de başlı başına büyük bir sorun;
206 üniversitemiz oldu. oldu da ne oldu?
Bilimsel gelişme ve araştırmalarımız mı arttı?
Kalite mi yükseldi?
Buluş üstüne buluş mu yaptık?..

*

2018 yılında yayınlanan istatistiklere göre;
Dünya genelinde ki 8000 üniversite arasında durumumuz ne biliyor musunuz?
İlk 100 üniversite içerisinde yokuz,
İlk 500 de de yokuz,
1000 üniversite içerisinde 13 okulumuz var…
Fena bir haldeyiz!

*

Haberin Devamı

Buna karşılık;
ABD 214, Çin 107, İngiltere 62, Fransa 58, Japonya 56, Almanya 54, İtalya 45, İspanya 38, Güney Kore 35, Kanada 28, Brezilya 20, Hindistan 17 üniversite ile bu listede yer alıyor.
*
Kendimizi övmeyi, reklam yapmayı bir yana bırakmalı, laf değil, iş üretmeliyiz.

YURT SORUNU

Öğrencilerin ‘güvenli’ konaklaması ihmal edilmemeli, yurt sorununun vakıf ve dernekler, cemaat ve tarikatlar eliyle çözülemeyeceği anlaşılmalı, mesele devlet tarafından sahiplenilmeli.
Öğrenci kapasitesi kadar yurt inşa etmeli ve işletmeli, ayrıca kamu ya da özel, tüm yurtlar ‘ekin’ denetlenmeli!..
Gençlik ortada bırakılmamalı, zararlı ellere teslim edilmemeli.
Sosyal, kültürel, fiziksel, ruhsal ve bilim yönünden yarınları garanti altına alınmalı…

 

SONBAHAR GELDİ KAPIYA

Haberin Devamı

Yaz biterken ülkemizde iki konu kapıya dayanır;
Bir; Okulların açılması,
İki; Kışın gelmesi…
İkisi de keseye, paraya dayanıyor!..

SALÇALAR, KONSERVELER

Kış, aile bütçesini delip geçer, külfetlidir.
Doğalgaz, elektrik, kömür maliyetlerinin gelir ve maaşlara göre aşırı yükselmesi aile büyüklerini kara kara düşündürüyor.
Bu kış da zor geçecek…
Allah herkesin yardımcısı olsun.

*

Hanımlar, beyler!
Sonbahaa girmek üzereyiz;
Salçalar hazır mı?
Ya konserve, tarhana, erişte, turşu, meyve kuruları!..

*

Hem sağlıklı beslenmek, hem mutfak ekonomisi, hem de kendinize değer vermek için bunları yapmalı.
Marketlerden kimyasal dolu, hastalık risklerini artıran hazır gıda almayı azaltmalı, mümkünse hiç almamalı…
Geleneksel yaşam biçimimiz ev konserveleri yapmaya müsait,
Haydi, kavanozları bir köşeye yığalım…

*

Haberin Devamı

Keşke hayat biraz daha kolay, biraz daha ucuz olsa…
Ucuz derken iş ve trafik kazalarında pisipisine ölüp gitmekten bahsetmiyorum; basit yaşamak, mutlu, neşeli falan…

*

Çok yoruluyor halkımız, çok…
Ekonomik sıkıntılar eklenince, işsizlik artınca, üretim düşünce hayat tam bir yaşam savaşına dönüşüyor.
Ve her gün asker ve polis şehadet haberleri morallerimizi bozuyor, sınır ötelerinden gelen asker cenazelerine kahroluyoruz…
Mutlu görünmekten utanıyoruz!

*

Sıkıntılı hallerimize şehit kanı karışınca elbette gülmeyi de unuturuz!
Öte yandan Türkiye, kaynakları tükenmez, muazzam bir ülke!..
Halkımız da zenginliğimiz, ona güveniyoruz, bu günler aşılacak…

KEŞKE

Keşke bir an önce bu sıkıntılı günleri aşıp, ekonomiyi düzeltip, eğitim ve sağlığı ücretsiz hale getirebilsek.
Veliler, ‘ne yapacağım?’ diye düşünmese.
Keşke dünya üniversiteleri arasında saygın yerlerde olabilsek.
Bilim ve gelişmede üst sıralara çıkabilsek.
Keşke…

YARIN 30 AĞUSTOS

Haberin Devamı

Zafer Bayramımız kutlu olsun…
Bu günleri bizlere yaşatan cennetlik kahramanları rahmet ve minnetle selamlıyorum.
Atatürk’ün rehberliğinde yürüyüşünü sürdüren Türkiye Cumhuriyeti; devletinle, milletinle çok yaşa…

Yazarın Tüm Yazıları