Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. Serdar
Dr. Hüseyin H. SerdarYazarın Tüm Yazıları

Hazır olalım büyük acılar çekmeyelim

Hafızalarımız ve hatıralarımız bırakmaz bizi;- Kimse yok mu?- Sesimi duyan var mı?- Nerede bu devlet?

Haberin Devamı

Sormuyoruz efendim, siz bakmayın o soru işaretlerine, bunlar soru değil...
Bunlar insanlığın tüm zamanlarda, dil, din, inanç, ırk, milliyet, cinsiyet farkı olmaksızın her ülkede imdat, yardım ve beni kurtarın feryatlarıdır.
Çaresizliğimizdir.
Yardım edin çağrımızdır.
Help, Help, Help’imizdir.

YARDIM ÇAĞRILARI

Hazır olalım büyük acılar çekmeyelim

Depremden bahsedeceğiz ama önce orman yangınlarından iki satır edelim.
Yangınlarda, çaresizlikle paniğe kapılan, bir evi, ağacı, sincabı, cırcır böceğini, kaplumbağayı kurtarmak isteyenler, alevler yerleşimleri yutmasın diyenler zamanın ruhuna uygun olarak Help Turkey-Global Call (Türkiye’ye Yardım Et-Küresel Çağrı) mesajları attılar.
Hiç biri bunu devletine karşı yapmadı. Tamamen refleks, tamamen insani duygular ve kaygılar...
Şaşırmamak, garipsememek, ayıplamamak lazım...
Çağrıları siviller farklı, devletimiz ise daha farklı gördü.
Olacak o kadar...
*
Nerede Bu Devlet? diye seslenirken eski hafızası canlandı gözünde vatandaşın elbette. Aşağılayıp küçümsemiyordu ama sadece daha hızlı, daha aktif, daha etkili olmasını istiyordu.
Devletimizin nerede olduğunu sormuyordu, biliyordu ki devletimiz her yerdedir...
Ne yazık ki bu coğrafya yirmi, otuz yılda kendini tekrarlıyor!
Peki, niye tekrarlanıyor?..
Cevabı çok karmaşık ve uzun...

Haberin Devamı

BİZİM DEVLETİMİZ

İyi günde kötü günde, hep yanımızda hazır ve nazırdır. Biraz yavaştır ama o bizim devletimizdir.
Selde, taşkında, heyelanda,kazada, yangında, depremde... Her zaman her yerde...

KARA BULUTLAR

Temmuz ve Ağustos oldukça sıkıntılı... Sanki ülkenin başında kara bulutlar dolaşıyor, sanki bir uğursuzluk var...
Kurşun döktürsek kar eder mi?..
*
Bunca afet, hepsini birden, bu kadar kısa zamanda... Hiç görmedik böylesini.
Rize ve Artvin’de sel olduğunu duyuyoruz, acısını atlatmadan, işleri yoluna koyamadan bakıyoruz Hatay, Osmaniye, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Denizli,

Hazır olalım büyük acılar çekmeyelim

Haberin Devamı

Isparta, Manisa’nın ormanları cayır cayır yanıyor...
Uçaklar, helikopterler gelene kadar çoluk çocuk, genç yaşlı koşup dalları süpürge yaparak, elden ele taşınan pet şişe taşıyarak, kazma kürek ölümüne bir mücadele içerisindeyiz...

DEVLET MİLLET ELELE

Belediyeler, kurumlar yangın mahallinde.
Felaket bölgesine gidemeyen, perişan olan da halkın acil ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.
Devlet, millet elele.
*
Toroslarda, Ege’nin dağlarında ciğerlerimiz yanarken, bir kara haber daha geliyor Van’dan, Ağrı’dan, Kars’tan, Erzurum’dan, taşkınlar, seller olmuş.
Balıkesir’de 15-20 ölümlü otobüs kazası.
Üzüntüden üzüntüye, acıdan acıya savruluyor Türkiye...
Yardımdan yardıma koşarken Sinop, Bartın, Kastamonu acılara gömülüyor.
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi su altında kalıyor.
Tarifsiz elemler...
Can kayıplarını yazamıyoruz.
Acıların bilançosu olmaz diyerek, yayınlayamıyoruz.
Yüce Tanrım, afetlerden koru bizleri...

Haberin Devamı

YÜREKLER MEZARLIK

Yüreklerimize gömdük acılarımızı. Herkesin yüreği koca bir mezarlık...
Yaralarımızı saracağız, acılarımızı da unutacağız.
Türk milleti nelerin üstesinden gelmedi ki...
*
Enerjimizi boşuna tüketmemeli, ülkenin gücünü ‘önlenebilir afetler’ için kullanmalıyız.
Şu soruya cevap vermeliyiz;

BOZKURT YA DA GÜNEYSU İLÇELERİNDE NE YAPILSAYDI BU SELLER MEYDANA GELMEZDİ?..

İmar planları mı hatalıydı?
Onay aşamaları mı yetersizdi?
Rant iştahı mı bastırılamadı?
Yasal olmayan işler için baskı mı yapıldı?
Vs vs vs...
Bu nasıl belediyeciliktir arkadaş? Yanlış, hatalı ve denetimsiz işleriniz yüzünden insanlar ölüyor, hayvanlar ve minicik canlılar yok oluyor. Çevre ve doğa zarar görüyor...
*
Bazı sorular sorulmazsa ve cevapları alınmazsa acılar da katlanarak artar.
Yakın gelecekte yine ah vah etmeyelim!..

Haberin Devamı

NE YAPILSAYDI BU AFET OLMAZDI

Yazının amacı, ne olsaydı, ne yapılsaydı bu afet olmazdı?..
Konu siyasetin dolambaçlı yollarında kaybolmamalı. Bu hadiseler siyasetin malzemesi olmamalı.
*
Kazaların yüzde 98’i insan eliyle gerçekleşiyor. Afet diyoruz ama yaşananlar birer kazadır. Tehlike ve risk analizleri yapılmamış kazalardır bunlar, hepsi önlenebilirdi...
Akıl ve bilimi devreden çıkartan, hukuka uymayan yöneticilerin, başkanların ve daha birçok makamın ihmali ve kusuru oluyor bu işlerde. Maalesef hepsi zincirleme...
*
Bir daha olmaması için, hatası, yanlışı, ihmali ve kusuru olanlar, kim olursa olsunlar mahkeme karşısına çıkarılmalı, yargılanmalı ve etkili yaptırımlara uğratılmalı.
Başka türlü çıkamayız bu kaosun içerisinden.
*
Afetlerden, kazalardan, olaylardan ders alıyor muyuz?
Hayır...
Yaptığımız en iyi şey unutmak ve unutturmak!..
Daha büyük bir acı geliyor, öncekini unutuluyor. Veya başka öncelikler, gündemler arasında kaybolup gidiyor...

Haberin Devamı

17 AĞUSTOS MARMARA DEPREMİ

Hazır olalım büyük acılar çekmeyelim

Bugün yaşananları, 22 önce başımıza gelen Marmara depremiyle karşılaştırınca bunca zamandır hamamda su dövdüğümüzü görüyoruz!..
Canımız yanıyor, üzülüyoruz.
Kaynaklarımızı daha gerçekçi kullanmalı, bu kadar basit olaylarda can kayıpları yaşanmamalı...

KAYIPLAR BİLANÇOYA SIĞMAZ

En büyük felaketlerden birini 1999 ‘da yaşadık.
-Marmara Depremi
-17 Ağustos
-Gece, saat 03.02
-İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve civar iller
-7,4 ile 45 saniye
-17.480 ölüm, 23.781 yaralanma
-350 bin binada hasar
-Sanayi tesisleri ve fabrikalarda yanma, yıkılma
-Tümüyle çöken altyapı
-20 milyar dolar civarında ekonomik kayıp
Tanıklar ve bölge halkı, can kaybının 40 bin ‘in üzerinde olduğunu ısrarla iddia etmeye devam ediyorlar.

DEPREM KRİZ ÇIKARTTI

1999 depreminin ağır tablosu ve derin etkileri ülkede ekonomik ve siyasi krizlere neden oldu. 2001 ekonomik krizi de bu sebeple geldi.
Aynı yıl, 900 ‘e yakın insanın yaşamını yitirdiği 12 Kasım Düzce depreminin etkileri de unutmamalı...
*
Üzerinden 22 yıl geçti. Yakınlarını, sevdiklerini kaybeden, yürekleri yaralı yurttaşlarımız o günü hala yaşıyorlar ve acıların en büyüğünü çekiyorlar.
Bu acıları bir daha yaşamamak için afetlere hazır olmalıyız.
*
O deprem bugün olsa, yine aynı kargaşa yaşanırdı; bir milim iyileşme olmamış!..
Ciddi ve etkili bir organizasyonumuz yok!.. Olanlar da kağıt üstünde çalışıyorlar...
Reklam, tanıtım, pazarlama ve propagandayla afetlere müdahale edilebilseydi, ülkemizde bu afet ve hasar olur muydu?
Asla olmazdı!..
Sözlerimi de öteye beriye çekmeyin, bilgiye ve gözleme dayalı yazıyorum.
*
Devletimiz HAZIR OLALIM, BÜYÜK ACILAR ÇEKMEYELİM diye büyük paralar harcıyor ama olmuyor...
Hazır değiliz.
Hazır değiliz.
Hazır değiliz.
Afetlere ve acil olaylara hazır değiliz...

Yazarın Tüm Yazıları